İbrahim KILIÇ

İbrahim KILIÇ

ZİLLER BİZLER İÇİN ÇALIYOR

Beklenen gün geldi. Çocuklarımız, öğrencilerimiz, gençlerimiz çalan zille eğitim öğretime başlayacaklar. Eğitim ve öğretimin ana kaynağı okullar olsa da,  eğitim tüm toplum tarafından çocuklara öğretilmekte, onlarda davranışa dönüşmektedir.  Yaşanmışlık, etik değerler, model olma gibi durumlar herkese birtakım sorumluluklar yüklemektedir. Bu sorumluluk ki Albert Einstein’in “Bir ülkenin geleceği o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır.” sözünde gizlidir. Bu yüzden yarınlarımızın inşası için herkes bu şuurun sahibi olmalı, başta okullarımız olmak üzere, herkes üzerine düşen mesuliyeti yerine getirmelidir.  Bu paydaşlardan bazılarına değinmek istiyorum.  

İlk olarak eğitimimizin öznesi olan öğrencilerden başlamak istiyorum. Öğrencilerimiz kendilerini yetiştirip geliştirirken; geçmişini iyi tanımalı, tarih bilincine sahip olup, bunlardan yapacağı çıkarsamalarla geleceğe daha güvenli adımlar atmalısınız.  Milli ve manevi değerlerimizi, kültürümüzü, örf ve adetlerimizi öğrenmeli, bunları yaşatmalısınız.  Etik değerlere bağlı olarak, sevgi, saygı ve merhameti asla ve asla göz ardı etmemelisiniz. Anne ve babalarınızın sizlerle ilgili beklentilerini karşılamalı, onlara karşı of  bile dememelisiniz.  Hz Ali’nin; “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.” sözüyle öğretmenliğe yüklediği değeri göz önünde bulundurarak, öğretmenlerinize saygıda kusur etmemeli, onların istediği gibi çalışkan ve üretken birer öğrenci olmalısınız.  

Anne ve babalarımız, çocuklarına rol model olduğunu aklından çıkarmamalıdır. Bunun yanında çocukların davranışlarını kontrol etmeli, onlara değer vermeli, gerektiğinde takdir etmeli, onların yarının büyükleri olduğunu unutmamalılar. Çocuklara bazı görevler verip  takipçisi olmaları, onlarda özgüvenin gelişmesi için gayret sarfetmeleri gerekir. İlk öğretmenin kendileri olduğu realitesini unutmamalıdırlar. Yaşantısı ile örnek olup, onlarla vakit geçirip, onlara zaman ayırmalıdırlar. Çocukların sanal alemde yalnız kalmalarını önlemeli, kendi gözetim ve denetimi altında bulundurmalıdırlar. Onlara toplumda yaşama kurallarını anlatmalı, yaşantısı ile örnek olmalıdırlar.

Öğretmenler olarak; çocuklara yaşam becerisi kazandırma, çocuğun onuruna saygı gösterip, onlara milli ve manevi değerlerimizi öğreterek, onları geleceğe hazırlamalıyız. Her çocuğun özel ve ayrı birer yeteneğinin olduğu gerçeğinden hareketle öğretim sunma, eğitim verme gayreti ve azminde olmalıyız. Öğretmenlerimiz ki yarınlarımızın mimarı, her biri birer kahramandır.  Bizlerin sorumluluğunu nu en güzel ifade eden cümle Atatürk’e aittir. “Öğretmeler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.”  Ne mutlu bu eserde imzası olanlara.

Bizler, anne ve babalar ile toplumumuz bu gayret içerisinde olurken, istemesek de bazı kötü niyetli insanlar öğrencilerimizi kötü alışkanlıklara başlatabiliyorlar. Güvenlik güçlerimizin aldığı önlemlerle azalsa da, yine de onların ağına düşebiliyorlar. Çünkü bunlar okul kenarlarını, ara mahalleleri ve kuytu yerleri mesken tutuyorlar. Bunu önlemenin yolu ise  durumdan okul idaresini, güvenlik güçlerimizi haberdar ederek, toplum olarak topyekün bu olaya el atmaktan geçiyor.

Son olarak da bir sorumluluk da toplumumuza düşüyor. Toplum olarak çocuklara örnek olmalı, onlara sahip çıkmalıyız. Anne ve baba olarak bizlerin çocukları bizler için ne kadar özel ise, her çocuk da anne ve babası için o kadar özeldir. Bizlerin canı ne kadar kıymetli ise her can da o kadar kıymetlidir. Bu empatik yaklaşımla her çocuğa kendi çocuğumuz gibi bakmalıyız.

Çocuklarımızın daha iyi yetişmesi için toplumda herkese sorumluluk düşüyor. Güvenli ve huzurlu geleceğimiz için herkes adım atmalıdır. Pazartesi çalan zil sadece öğrencilerin değil, hepimizin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
İbrahim KILIÇ Arşivi