Selçuk POLAT
ÖZLENEN DEĞERLERİMİZ
Bundan çok kısa bir süre önce bize küçük bir virüsün toplumsal değişim, dayanışmayı etkileyeceği söylense büyük ihtimalle güler geçerdik. Aslında bu süreçte çok önemli toplumsal değişim ve dayanışma örneklerini çevremizde bir hayli gözlemliyoruz.
Tıpkı bundan yıllar önce köylünün ayağına kitap taşıyan Eşekli Kütüphaneci Mustafa GÜZELGÖZ’ün yapmış olduğu gibi...
Toplumumuzda pratik örnekleri bir hayli fazla olup, karşılığında hiçbir şey beklemeden topluma hizmet eden binlerce kültür taşıyıcımız olmuştur. Bu kişilerin topluma hizmetine bir diğer örnek de Aşık Davut SULARİ’nin at sırtında kar kış demeden elektriği, suyu, yolu olmayan köylere misafir olup türkülerini, âşıklık geleneğini gaz lambası ve tezek sobasının sıcaklığında köylüyle buluşturmasıdır. Bunlar, tek derdi köylüyü bilinçlendirmek olan, bu güzel toprakların çıkarsız sevdalılarıdır.
Günümüzde de Aşık Davut SULARİ’nin izinden giden çok değerli Erdal ERZİNCAN ‘Her köy bizim için bir derslik olacak’ felsefesiyle Gezici Bağlama Atölyesi ile kültürümüzün insandan insana taşıyıcılığını üstlenmiş, Türkiye’nin ulaşılmayan birçok yerine sanatıyla sessiz ve çıkarsız ulaşmayı başarmış .İnandığı yolda tutkuyla sanatseverlerle buluşmaya devam ediyor.
Teknoloji çağını yaşadığımız bu dönemde kendisi küçük ama etkisi tüm dünyayı sarsacak büyüklükte olan bu virüs de aynı etkiyi yaratmış ve daha düne kadar söylense belki de ayıracak vakit bulamayacak birçok sanatçı, yazar, yayınevi kültür elçiliği yapar hale gelmiştir. Birçok sanatçı sosyal medya platformlarında verdikleri konserlerde büyük bir samimiyetle halkla buluşarak onları bu süreçte biraz olsun rahatlatıyor, ‘Biz de tıpkı sizler gibiyiz’ mesajını veriyor. Akşamları evimize uzaktan misafir olan Haluk LEVENT,Ender BALKIR, Tolga SAĞ, Grup SAMİDA (Üç kız kardeş-Tüm içtenliğimle tavsiye ediyorum) ve ismini sayamadığımız birçok değerli sanatçı aslında toplumun yarasına bir nebze olsun merhem olmaya çalışıyor, sıkıntılarını azaltmak için çabalıyor.
Bu hizmetler adına yayıncılık sektöründe de önemli adımlar atılmaya devam ediyor. TÜBİTAK bütün dergilerini ücretsiz erişime açarak çok büyük bir görev üstlendi. İstanbul Üniversitesi gazete arşivini açarak desteğini gösterdi.TTK,TDK, Atlas Dergisi, Leman, Uykusuz ve daha sayamadığımız birçok yayınevi de çalışmalarını tüm ülkeyle paylaşarak toplumdan desteğini esirgemedi.
Bizim yüzyıllardır olağan geleneklerimizi, her ne kadar bireyselleşme ve para hırsı sekteye uğratmış olsa da umudun her an varolduğunu içinde bulunduğumuz bu durumda bile görebiliyoruz. Değerlerimizin bu zorlu sürecin sonunda da yine yer, mekan, zaman sorunu olmadan hayatımızın her döneminde devam etmesi özlenen bir tablo aslında.
Toplumun gelişmesi bilimin, bilginin, sanatın ulaşılabilir olması ile mümkündür. Herkese ulaşamayan sanat ve bilim bir kısır döngüye girerek zamanla kaybolmaya mahkum olur.
Bu süreç bittiği zaman yine önemli bilimsel ve sanatsal çalışmaların yalnızca burjuvaziye ulaşmaması en büyük temennimiz olacaktır.
Olağan yaşamımıza döndüğümüz zaman yürekli bilim insanlarının, halk sanatçılarının, sporcuların yetkililerle işbirliği içerisinde, herhangi bir ücret talep etmeden, yalnızca halkın mutluluğu için tüm bu etkinlikleri belirli aralıklarla sürdürmeleri dileğiyle...
Giderken arkamızda bırakabileceğimiz en büyük miras kültür elçiliğidir.
Tıpkı Eşekli Kütüphaneci Mustafa GÜZELGÖZ ve Aşık Davut SULARİ gibi...
Toplumsal gelişim ve değişim için;
SELAM OLSUN halk için emek verip göçüp gidenlere...
ve yine SELAM OLSUN halk için emek verecek tüm güzel yüreklere...
Saygılarımla..