Bir yıl önce, 24 Ocak günü saatlerin 20.55’i gösterdiği anda yaşadığımız depremin ardından yükselen acı feryatlar ile yıkılmıştık… Canlar yiterken, yüreklerimiz yanmıştı…
Yaşadığımız afetle, ayrılmak, ayrışmak yerine biz olarak acıların üstesinden gelmiş, yarları sarmış, kendi asını öteleyip, kendi nefsi dışındaki acıları giderme telaşının manevi hazzını yaşamıştık… En aciz anımızda devleti, milletimizin maddi ve manevi desteklerini yanı başımızda görmenin azalttığı acılarımızı, yarına daha güvenle bakabilmenin güzelliklerini yaşamıştık.
Yine bu süreçte, artık daha yakın yaşamışlığın neticesinde öğrendik ve artık hepimiz, ülkemizin dünyanın en etkin ve yıkıcı deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunduğunun idrakindeyiz... Geçmişte birçok yıkıcı deprem olduğu gibi, gelecekte de sık sık oluşacak depremlerle büyük can ve mal kaybına uğrayacağımız bir başka gerçektir.
Yine idrakindeyiz ki; Türkiye ekseninde Elazığ, depremle bir arada yaşamaya mecbur bir şehirdir.
24 Ocak sonrası öğrendik ve hepimiz biliyoruz: Bugünün dünyasında akıl ve bilim, depremin doğasını çözmüştür. Depremlerde yaşananlar, yerkürenin doğal süreçleridir. Bu doğal sürecin oluşumu önlenemez ve engellenemez. Ancak gerekli tedbirlerle, özellikle yapısal tedbirlerle, can ve mal kayıpları azaltılabilir… İskâna açılacak mahallerin zemin uygunluk tespiti ve yapı imarına esas plan detaylarının takibi ve izin sürecinin, elimizde ve kontrolümüz dâhilinde olduğuna;
Dün yaşanan ve ödenen bedelleri unutmadan, kentin yapı stokunun yenilenmesi sürecinde, yarını kurtarmanın mesuliyeti dâhilinde, daha yapacak çok işimiz olduğu bilincinde, kentsel dönüşümün rasyonel yönetilmesi gereğine dikkat çekeriz.
Şahsım ve Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Dermeği Yönetim Kurulu adına 24 Ocak Elazığ Depreminin 1. Yıldönümünde, şehrimizin yaşadığı en acı felaketlerden biri olarak tarihte yerini alan, "24 Ocak Depremini” unutmadığımızı, unutmayacağımızı ve unutturmayacağımızı belirtirken, bu felakette yaşamlarını yitiren vatandaşlarımızı rahmetle anıyor, bu acı günümüzde bizleri yalnız bırakmayan, rutin görev algısın dışında yüksek özveriyle yanımızda yer alan Sn. Cumhurbaşkanımız, Sn. Bakanlarımız, kurum ve kuruluşlarımız görevlisi devlet erkânı ve günlü yüce güzel insanlarımıza, iyi ki varsınız diyoruz...
