Mehmet GÜLEÇ
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA YAPAN ÖĞRETMENLERE DESTEK VE TEŞVİK ŞART
Lisansüstü öğrenim, öğrenim sürecinin bir parçası olarak her daim önem arz eder olmuştur. Bilhassa gelişmiş ülkeler için daha fazla önem teşkil ettiği ortadadır.
Bir öğretmeninin alanı ile ilgili ya da eğitimle ilgili bir alanda ihtisas yapması sorun teşkil etmemelidir. “Eğitimcinin, Öğrenim Özrü” Hakkı kabul edilmeyerek bilhassa da YÖK’ün aldığı karara bağlı olarak 20 Nisan 2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak kesinleşen Lisansüstü Eğitim Süre Sınırı ile Lisansüstü eğitim yapmak isteyen birçok öğretmen ne yazık ki büyük bir sorunla karşı karşıya bırakılmıştır. En azından bu madde ile ilgili bir iyileştirme yapılabilirdi.
Her ne kadar lisansüstü öğrenim ile ilgili birçok engeller bulunsa da, akademik anlamda kendini yetiştirmek isteyen birçok eğitimcinin binbir zorluğa rağmen lisansüstü kariyerine devam ettiğini biliyor, duyuyor, gözlemliyoruz. Bilhassa öğrenim özrünün kaldırılmasıyla birlikte bazen şehirler arası yolculuk yaparak bu kariyerine devam eden eğitimcilere destek olunması ve hatta bu tür hususların MEB tarafından desteklenmesi de önem arz etmektedir. Unutulmamalıdır ki, her bölüm/program her üniversitede yoktur. Ayrıca öğretmenimizin alanı ile ilgili görev yaptığı şehirdeki üniversitenin lisansüstü programı bazen bulunmamakta, bazen de bulunsa dahi başvurulardan sonra MÜLAKAT denen “Adaletsiz, haksız ve eşitliğe aykırı torpil dayatması sistemin” kurbanı olarak elenebilmektedir. Bütün bunlara rağmen görev yaptığı şehirden üniversitesinin bulunduğu şehre kilometrelerce yol gidip bu kariyerine başka şehirlerde devam eden tüm arkadaşları yürekten kutlamak gerekir.
Öğrenim gördüğü üniversite, çalıştığı kuruma yakın mesafede olan öğretmenlerimizden bazılarının da Milli Eğitim Bakanlığı Personeli İzin Yönetmeliği’nin “Öğrenim İzni” kısmındaki ifadelerin açık uçlu olmasının sebep olduğu birçok mağduriyete rağmen bu öğrenimlerini sürdürmeye çalıştığını biliyoruz, görüyoruz.
Göreve gelen Milli Eğitim Bakanlarımız lisansüstü öğrenimi desteklediklerini belirtseler bile, çalıştıkları il dışında lisansüstü öğrenim gören öğretmenlerimiz için yönetmelikte gerekli maddelerin yer almaması sebebiyle lisanüstü öğrenim gören öğretmenlerimiz zor durumda kalmaktadır ve bu konuda birçok mağduriyet yaşanmış ve yaşanmaya da devam etmektedir.
Lisansüstü öğrenim yapan öğretmenlerimiz yüksek lisans ya da doktora derslerine gidebilmek için okul idaresinden izin alırken sorun yaşamakta ve keyfi uygulamalarla mağdur olabilmektedir. Anayasal bir hak olan Öğrenim Özrü konusunda Öğretmenlerimiz daha fazla mağdur edilmemelidir.
Ayrıca Eylül 2016 itibarıyla başlayan yeni süreçle ilgili (Lisansüstü Eğitime Süre Şartı ile ilgili) yeni süreçte mağdur olan eğitimciler için MEB ile YÖK ara bir formül bularak Eylül 2016 itibarıyla başlamış olan süre sınırını eğitimcilerin mağdur olmaması için kaldırmalı yada eğitimcilere bununla ilgili normal sürenin dışında ek bir süre daha vermelidirler.
Hal böyle iken yüksek lisans ve doktora yapmış öğretmenlerimize ilave ek ders ücreti tezsiz yüksek lisans için % 25 artırımlı, tezli yüksek lisans için %50 artırımlı, doktora için ise %100 artırımlı ödenmesi gayet iyi bir teşvik olacaktır. Ek dersteki bu teşvik, öğretmenimizin yaptığı yol masrafı, kitap ve araştırma masrafı gibi harcamalar için çok olmasa gerekir. Yılda bir defa öğretmenlerimize ödenen “Eğitime Hazırlık Ödeneği” gibi yine yılda bir defa öğrenimine devam eden öğretmenlerimize “Lisansüstü Eğitime Destek Ödeneği” de yapılabilir kanaatindeyim.
Öğretmenlerimize kariyer yapmaları noktasında destek olunması ülkemizin geleceği açısından da büyük bir kazanç olacaktır. Doktora ve yüksek lisans yapmış öğretmen sayımızın nitelik ve nicelik olarak çoğalmasının ileri de ülkemiz eğitim sistemine de yansımaları olacağı fikrinden hareketle öğretmenlerimize bu anlamda teşvikler sunulmasını ve desteklenmesini temenni ediyor, zorluklar içerisinde bu kariyerine devam eden eğitimcilerimizi de tebrik ediyorum.