Ücretli Öğretmenlik Ücreti, Yasa Dışıdır!

Kamu kurum ve kuruluşlarında olsun, özel kurum ve şirketlerde olsun; her mevki ve pozisyonda işçi veya memur istihdam eden bütün işverenler, dayanağını Anayasa’dan ve yasalardan almayan hiçbir pozisyonda ve ‘Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ tarafından belirlenen asgari ücretin altında eleman istihdam edemezler.

Bu anlamda ‘Ücretli öğretmenlik’ statüsünü, anayasal ve yasal anlamda asgari ücretle ilişkisi açısından değerlendirmek gerekiyor.

Anayasa’nın “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” başlıklı bölümündeki 48. ve 49.maddeler çalışma ve sözleşme hürriyeti ile ilgili olup; “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Devlet, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır. Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.” hükümlerini ihtiva eder.[i]

Bu hükümlere dayanılarak çıkarılan 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu ve 4857 Sayılı İş Kanunu, kamu ve özel sektördeki iş ve çalışma yaşamını düzenlemektedir. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okul ve kurumlarda görev yapan öğretmenler 657 Sayılı DMK kapsamında görev yapmakta iken, ücretli öğretmenlik statüsü, bu kanunun kapsamı dışındadır. Ücretli öğretmenlik, 2006/11350 Bakanlar Kurulu Kararıyla çıkarılan Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici Ve Öğretmenlerinin Ders Ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karara göre düzenlenmiş; “Ders ücreti karşılığında görevlendirme” başlıklı bölümündeki 9.maddeye göre ise de ücretli öğretmenlerin nasıl ve hangi ücretle çalıştırılacakları yer almıştır.[ii] 9.maddeye göre;

“Öğretmen sayısının yetersiz olması hâlinde;

a) Yüksek öğrenimli olmak koşuluyla;

1) Bu Karar kapsamındaki yönetici ve öğretmenler dışındaki resmî görevliler ile sınıf öğretmenlerine ilköğretim okulu 6, 7 ve 8 inci sınıflarında, orta öğretim ve yaygın eğitim kurumlarında haftada 8 saate,

2) Resmî görevi bulunmayanlar ile emeklilere, okul öncesi, ilköğretim, orta öğretim, özel eğitim ve yaygın eğitim kurumlarında haftada 30 saate, kadar ek ders görevi verilebilir.”

Bu düzenlemelere göre yıllar itibarıylaöğretmen sayısının yetersiz olması durumunda değişen sayılarda ücretli öğretmen istihdam edilmektedir. Son olarak, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in atanamayan öğretmenlerin yaşadığı sorunları içeren soru önergesine verdiği cevapta özetle; “Ülke genelinde alanlar itibarıyla öğretmen dağılımında denge sağlanması, öğretmen norm kadro sayıları esas alınarak öğretmen ihtiyacının karşılanabilirliği oranının eşit düzeyde tutulması esas alınmaktadır. Bu çerçevede öğretmen atamalarına ilişkin kontenjan belirleme işlemlerinde potansiyel aday sayısı değil, alan öğretmenliğinin ülke genelindeki ihtiyaç durumu dikkate alınmaktadır. Ekim 2017 tarihi itibariyle ülke genelinde resmi eğitim kurumlarında branşlar bazında net öğretmen ihtiyacı 109 bin 238. Kasım 2017 itibariyle haftada 30, ayda 120 saat fiilen ders okutan ücretli öğretmenlere ek ders ücreti olarak aylık net 1.211,98 TL ödenmektedir.”[iii]

Sayın Bakan, 109 bin öğretmen ihtiyacına binaen kaç ücretli öğretmen istihdam edildiğini açıklamamıştır. Bunun yanında, ücretli öğretmenlerin 657 Sayılı DMK’ye tabi olmadıkları ama sigorta ve vergi yönünden sözleşmeli işçiler gibi Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kayıt altına alınarak istihdam edildiğini belirtmemiz gerekir.

Bu noktada, 4857 Sayılı İş Kanunu’nun Amaç ve kapsam başlıklı 1.maddesinde, “Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir. Bu Kanun, 4 üncü Maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.” hükmü yer almakta ve 4.maddedeki istisnalarda hiçbir şekilde ücretli öğretmenlik gibi bir alan bulunmamaktadır.

Aynı kanunun 32.maddesi ücreti, 39.maddesi asgari ücreti, 62.maddesi asgari ücretten indirim yapılamayacağını, 102.maddesi ise ücret ile ilgili hükümlere aykırı davranan işverenlere verilecek cezaları düzenlemektedir.

102.madde şu şekildedir; “Bu Kanunun;

a) 32.maddesinde belirtilen ücret ile işçinin bu Kanundan veya toplu iş sözleşmesinden veya iş sözleşmesinden doğan ücret ödemelerini süresi içinde kasten ödemeyen veya eksik ödeyen, 39 . maddesinde belirtilen komisyonun belirlediği asgari ücreti işçiye ödemeyen veya noksan ödeyen, ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını zorunlu tutulduğu halde özel olarak açılan banka hesabına ödemeyen işveren, işveren  vekili ve üçüncü kişiye bu durumda olan her işçi ve her ay için yüz yirmi beş Türk Lirası idari para cezası,

b) 37.maddesine aykırı olarak ücrete ilişkin hesap pusulası düzenlemeyen veya işçi ücretlerinden 38 . maddeye aykırı olarak ücret kesme cezası veren veya yaptığı ücret kesintisinin sebebini ve hesabını bildirmeyen 52. maddedeki belgeyi vermeyen işveren veya işveren vekiline dört yüz elli Türk Lirası idari para cezası,

c) 41.maddesinde belirtilen fazla çalışmalara ilişkin ücreti ödemeyen, işçiye hak ettiği serbest zamanı altı ay zarfında kullandırmayan, fazla saatlerde yapılacak çalışmalar için işçinin onayını almayan işveren veya işveren vekiline, bu durumda olan her işçi için iki  yüz yirmi Türk Lirası idari para cezası, verilir.”[iv]

Ücretli öğretmenlere aylık ücret olarak 1 211 TL ödendiği, hatta 30 saatten az ders yükü olanlara daha az ücret ödendiği bizzat MEB İsmet Yılmaz tarafından açıklanmışken, işçilere asgari ücret olarak 2017 yılında 1 404 TL ödenmiş ve 2018  yılından itibaren ise 1603 TL ödeneceği belirlenmişken, ücretli öğretmenlere ödenen aylık ücretin, asgari ücretin altında kaldığı net bir şekilde ortadadır.

Bu durumda MEB, yürürlükteki Anayasa ve İş Kanununa aykırı bir şekilde asgari ücretin altında bir ücretle personel istihdam etmektedir. Bu durum hem öğretmenlik mesleğinin statüsü, hem itibarı, hem ataması yapılmadığı için asgari ücretin bile altında çalışmak zorunda kalan öğretmenlerin emeğinin sömürülmesi, hem aynı işi yapan kadrolu öğretmenler ile ücretli öğretmenler arasındaki çalışma ilişkilerinin bozulmasına, hem de MEB’in toplum nezdinde itibarının zedelenmesine neden olmaktadır.

Aslolan ücretli, sözleşmeli, gibi sınıflandırmalara tabi tutmadan kadrolu öğretmen istihdam etmek ve yıllar içinde oluşan norm kadro açıklarını da oransal olarak tamamlamaya çalışmak yerine tümünü kadrolu öğretmen ataması yaparak doldurmaktır.

 

[i] https://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa82.htm Erişim tarihi:30.12.2017

[ii] http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2006/12/20061216-5.htm Erişim tarihi:30.12.2017

[iii] http://www.ogretmendiyari.com/egitim-haberleri/turkiyede-109-bin-238-ogretmen-acigi-var-h102227.html Erişim tarihi:30.12.2017

[iv] http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.4857.pdf Erişim tarihi:30.12.2017

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Abdullah DAMAR Arşivi