Talat YAVUZ
EĞİTİME BAKIŞ 2018
Sendikamız, Eğitime Bakış 2017 İzleme ve Değerlendirme Raporunu yayınladı. Çok önemli bir çalışmanın ikincisi yapılmış. Raporda bakanlığın veri paylaşımındaki cimriliğinin not edilmiş olması bu çalışmaya değer verilmediği anlamına gelir ki teşekkür edilmesi gerekirken rahatsız mı olunuyor sorusunu akıllara getiriyor.
Okullaşma oranında bölgesel eşitsizlik ve kız öğrenciler aleyhine durum devam ediyor.
Özel öğretim kurumlarındaki öğrenci sayısının artışı, verilen teşviklerle açıklansa da temel lise verileri ile değerlendirildiğinde sağlıklı bir artış değildir.
Özel eğitim alan öğrenci sayıları artsa da orta öğretime geçince oran düşmektedir.
TIMSS verilerine göre, 8. Sınıf matematik testinde, temel alt düzeyin altında kalan öğrenci sayısı yüzde altmışa yaklaşmış durumda.
PISA verilerine göre; fen, matematik ve okuma alanlarına göre 70 ülke arasında 50. sıradayız. Bölgeler arasındaki eşitsizlikte, aynı sınıf düzeyinde olanlar arasında, iki öğretim yılı fark oluşmuş durumdadır. En başarılı lise türü ile başarısız lise türü arasındaki fark, 4-5 öğretim yılı kadar açılmış durumda.
YGS 2017’de, matematik ve fen bilimleri ortalama net sayısı 5 civarındadır.
Öğrencilerimizin önemli bir çoğunluğu, okullarımızda temel düzeyde bile bilgiye sahip olamamaktadır.
Öğretmen maaşları, OECD ortalamasının altında kalmıştır ve tecrübeli öğretmenler açısından oran daha da olumsuzdur…
Yukarıdaki birkaç bilgi kırıntısından da anlaşılacağı gibi eğitim sistemimiz suni solunuma ihtiyaç duyacak haldeyken, ülkemizde eğitime dair neler yapılıyor diye bakalım. İyi niyetli bir uğraş var. Bir yandan orta öğretimde, kademeler arasındaki geçiş üzerinden yeni bir düzen kurulmaya, diğer yandan değerler eğitimi başlığı ile bilinç düzeyi yükseltilmeye çalışılıyor. Bu iki çaba da çok anlamlı, ancak yukarıdaki veriler üzerine oturan bir çalışma planlanmış mıdır? Hiç öyle görünmüyor.
Eğitimde olumsuz göstergeleri olumlu hale getirmek için nasıl bir yol tutulmalıdır? Bir milyon öğretmen, 18 milyon öğrenci, her yıl eğitime bütçeden ayrılan ödenekteki artış, şube ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısındaki iyileşme gibi umutlanacağımız yönlerimize rağmen neden başarı gelmiyor?
Eğitimi ülke gündemimizin ilk maddesi haline getirmedikçe, eğitimden ne anladığımızı milletçe yeniden tanımlamadığımız müddetçe daha çok zaman kaybedeceğiz. Bütün öğrencilerden akademik başarı bekleyen, sistemi buna göre kurgulayan, okullarını taban puanı üzerinden nitelikli-niteliksiz diye ayıran, öğretmenine sadece yaptırım planlayan ve yatırımı hiç aklına getirmeyen bir yaklaşımdan, başarı değil sadece savrulma beklenir. Gelen eleştiriye, savunma; arıza veren kısımlara, tadilat; yıkılan sisteme, panikle tamirat ve her defasında başa dönerek, yukarıdaki göstergeleri iyileştireceğini söylemek hayalden ibaret kalır.
Eğitimi yönetecek, özgün çalışma şartları sağlanmış geniş bir kadro kurulsun ve tam yetki verilsin. Kaynaklar artırılsın. Radikal kararlar alınsın ve sabredilsin. Mesleki eğitim güçlendirilsin. İş garantili meslek liseleri kurulsun. Liselere bağlı ortaokullar açılasın. Öğretmen kariyer sistemi kurulsun. Standart maaş yerine, mevcut maaş sistemine ilaveten kariyer sistemine endeksli; mesai kavramına esir olmadan çalışmayı, üretmeyi teşvik eden maaş sistemi kurulsun. Öğretmen toplumdaki saygın yerine yeniden kavuşsun, veliler hakkını da sorumluluğunu da duracağı yeri de bilsin, ALO 147 kaldırılsın. Öğretmenin düğmesini koparan, ertelenmez hapis cezası alsın. Devlet büyükleri, şehit edilen öğretmenlerin cenazelerine de katılsın.
Eğitim yöneticilerinin tek gündemi eğitim olsun, okulların işletme yönetimi ilçe milli eğitimlerde ayrı bir birim tarafından yürütülsün. Değerler eğitiminin okullardaki kısmı örtük bir şekilde verilsin, daha ileri düzeyi ailelerin tercihleri doğrultusunda okul dışında sivil toplum çalışmaları ile verilsin. Ders saatleri ve süreleri buna göre düzenlensin.
Verileri paylaşmamak değil olumsuz verilerin üzerine gitmek gerekir. Raporumuz kamuoyu ile paylaşıldı, derdi olan inceler, yıllara göre takip eder, öneri getirir. Önemli bir çalışma, şimdi çalışma sırası yetkililerde. Gelin, Eğitime Bakış 2018, umudumuzu yansıtan bir rapor olsun, şimdiden işe koşulalım, terleyelim ve gururunu yaşayalım.