Abdullah DAMAR
ÖABT Sonuçları Değerlendirmesi
2013’te yaşama geçirilen Öğretmenlik Alan Bilgisi Testinin (ÖABT) ikincisi 20 Temmuz 2014, üçüncüsü de 4-5 Temmuz 2015, dördüncüsü de 20 Ağustos 2016 tarihlerinde gerçekleştirilmiştir.
Bu yıl kamuoyunda daha çok matematik öğretmenlerinin 50 sorudan 9 net bırakmasıyla gündeme gelen ÖABT sonuçları aslında önceki yıllarda da çok iç açıcı değildi.
Sınav sonuçlarını değerlendirmek için öncelikle yapılan dört sınavın sonuçlarına bakmak gerekiyor. Tablo şu şekilde;i
Test Adı |
Soru Sayısı |
Ortalama (2013) |
Ortalama (2014) |
Ortalama (2015) |
Ortalama (2016) |
Türkçe |
50 |
26 |
32 |
30 |
32 |
İlköğretim Matematik |
50 |
22 |
20 |
19 |
17 |
Fen Bilimleri/Fen ve Teknoloji |
50 |
15 |
13 |
14 |
16 |
Sosyal Bilgiler |
50 |
23 |
26 |
26 |
29 |
Türk Dili ve Edebiyatı |
50 |
18 |
21 |
25 |
22 |
Tarih |
50 |
25 |
23 |
21 |
27 |
Coğrafya |
50 |
22 |
22 |
20 |
25 |
Matematik (Lise) |
50 |
24 |
17 |
14 |
10 |
Fizik |
50 |
18 |
17 |
16 |
15 |
Kimya |
50 |
22 |
20 |
14 |
16 |
Biyoloji |
50 |
16 |
19 |
12 |
17 |
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi |
50 |
22 |
25 |
25 |
25 |
Yabancı Dil (Almanca) |
50 |
12 |
16 |
17 |
14 |
Yabancı Dil (İngilizce) |
50 |
29 |
27 |
23 |
27 |
Yabancı Dil (Fransızca) |
50 |
- |
12 |
- |
- |
Rehber Öğretmen |
50 |
- |
31 |
30 |
31 |
Sınıf Öğretmenliği |
50 |
- |
22 |
26 |
24 |
Okul Öncesi Öğretmenliği |
50 |
- |
- |
- |
26 |
Tablodan çıkarabileceğimiz ilk değerlendirme 2013, 2014 ve 2015 ve 2016 ÖABT’de tüm alanlarda ortalama net doğru sayıları kaygı verici ölçüde düşüktür. Öğretmen adayları, Türkçe, Tarih, Coğrafya, Rehber Öğretmen, İngilizce, Sosyal Bilgiler, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ve Okul Öncesi Öğretmenliği alanlarında sınavın en azından yarısını doğru olarak yanıtlayabilmişlerdir. Diğer tüm alanlarda ortalama net doğru sayısı 25’in altındadır. Matematik (lise), Fizik, Kimya, Biyoloji, Almanca, Fen Bilimleri/Fen ve Teknoloji, alanlarında ise öğretmen adayları 50 sorunun üçte birini doğru yanıtlayabilmişlerdir.
İkinci değerlendirme ise ÖABT 2013, 2014, 2015 ve 2016’da öğretmen adaylarının alanlara göre ortalama net doğru sayıları karşılaştırıldığında anlamlı bir farklılığın göze çarpmadığıdır. 2013’te gözlemlenen başarı düzeyinin öğretmen adayları sınava hazırlıksız yakalandığı için düşük olduğunu düşündürebilir, ancak 2013, 2014, 2015 ve 2016’da öğretmen adaylarının net doğruları arasında anlamlı bir fark olmaması bunun aksine işaret etmektedir. 2013’e kıyasla 2014, 2015’te öğretmen adayları ÖABT’ye hazırlanmak için daha fazla zamana ve kaynağa sahip olmuşlardır. Buna karşın ÖABT’de öğretmen adaylarının ortalama net doğru sayısında anlamlı herhangi bir değişiklik olmaması, 2014, 2015 ve 2016’da sonuçlarının geçmişteki değerlendirmelerle benzer olduğunu göstermektedir.
ÖABT’ye giren adayların çoğunluğunu fen edebiyat fakültesi mezunları oluşturmaktadır ve ÖABT’deki ortalama net doğruların düşük olmasına fen edebiyat fakültesi mezunlarının düşük performansının neden olduğu ileri sürülebilir. Ancak fen edebiyat ve eğitim fakültesi mezunlarının ÖABT başarılarını karşılaştıran bir çalışma, iibu iki mezun grubunun başarısı arasında ciddi farklılıklar olmadığını, hatta bazı alanlarda fen edebiyat fakültesi mezunlarının daha başarılı olduğunu bulgulamıştır. Buna ek olarak, bu iki fakülteden mezun öğretmenlerin, öğrencilerinin fen başarılarını TIMSS 2011 Türkiye veri setini kullanarak inceleyen başka bir araştırmada, Türkiye’deki fen edebiyat fakültesi mezunu fen öğretmenlerinin öğrencilerinin eğitim fakültesi mezunu öğretmenlerin öğrencilerine göre daha başarılı olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle ÖABT ve TIMSS temelinde gerçekleştirilen araştırmalar, mezun olunan fakülte ve öğretmen niteliği arasında doğrudan bir bağlantı kurmanın olanaklı olmadığını gösterir.
Bu haliyle ÖABT sonuçları, hizmet öncesi öğretmen yetiştirme programlarında sunulan eğitimin niteliğinin yükseltilmesine olan gereksinimi göstermektedir. Son yıllarda MEB’in ve YÖK’ün, eğitim fakültelerine ve fen-edebiyat fakültelerine dönük reform çalışmaları mevcuttur ancak bu çalışmaların, ikinci öğretimleri kapatma ve kontenjan sınırlamaları dışında bu fakültelerin niteliğine ilişkin çalışmaları içerip, içermediğine ilişkin herhangi bir emare görünmemektedir.
Eğitim sisteminin en önemli unsuru olan öğretmenlik mesleği, meslek öncesi eğitiminden, statüsüne, özlük haklarından, kariyer sistemine, çalışma koşullarından hizmetiçi eğitimine kadar bir bütün olarak en fazla özen gösterilmesi gereken meslektir. Eğitim sisteminde yapılacak olan reformların öğretmenden başlaması, sistemin başarısı için en önemli adım olacaktır.
i https://sonuc.osym.gov.tr/ Erişim Tarihi: 13 Şubat 2016
ii E¤itim izleme raporu 2014-15 ERG