Metin AKGÜN
Muharrem Ayı Hayırlar Getirsin
Allah Teâlâ, insanı fıtrat üzere yaratmıştır. Efendimiz (s.a.v.) bir keresinde “Her çocuk fıtrat üzerine doğar. Çocuğu anne ve babası Yahudileştirir, Hıristiyanlaştırır veya Mecusileştirir.” (Buhari, Tefsir (Rûm), buyurduktan sonra şu ayeti okumuştur: “Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah´ın yaratışında (hiçbir) değişme yoktur” (Rum suresi/30). Bu itibarla bir insanın ahlâk bilincinden ve duygusundan büsbütün yoksun olması düşünülemez. Böyle bir varlık düşünülse, artık o insan olamaz.
İnsan, değişebilen bir varlıktır. Bu özelliğinden olsa gerektir ki, Rabbimiz Rad suresinde şöyle buyurur: “…Gerçekten Allah, kendi nefislerinde olanı değiştirip bozuncaya kadar, bir toplulukta olanı değiştirip bozmaz…”(Rad suresi/11). Bu ayet insanın hem değişebileceğine hem de değişmemesi gereken özelliklerine değinir. Bir topluluk iyi yönde değişim ve gelişim gösterirse Allah (c.c.)´ta onlara, bunların yolunu kolaylaştırır. Bunun aksi olarak kötü yönde değişim ve gelişim gösterirlerse, bu kez de o yolda ilerlemelerine müsaade ederek yarattığı iradeye müdahale etmez.
Elbette insan değişen, kültürel eksende gelişme potansiyeli ile yaratılan bir varlıktır. Ancak, bu değişim sürecini irdelediğimizde, yaşadığımız süreç bizi ciddi olarak endişelendirmektedir.
Yaşadığımız ve yönetmediğimiz bu değişim süreci neticesinde, bugün, öylesine savrulduk, dönüştük ve değiştik ki…
Miladi yılbaşını, Noel Baba geliyor diye günler değil, haftalar öncesinden takip eder, kime ne hediye alacağımızın kaygısını duyar, yerel ve ulusal medyada sayfa sayfa yazılar yazar, yılbaşının faziletlerinden bahis edilir, kutlamanın medeniyet düzeyinde en önemli ölçüt olduğu medyada anlatılır oldu…
Hatta Black Friday olarak da bilinen Kara Cuma indirimlerinin ortalığı kasıp kavurduğunu terütaze hatırlarken, cami cemaati olan, iş adamlarımızın da “Kara Cuma indirimlerine” uymakta hassasiyet gösterdiği, indirim reklamlarına ciddi kaynak ayırdıkları, afişlerinin caddeleri doldurduğu, pankartlar için kaynakların sınırsızca harcandığını da unutmadık.
Orijinal ismi Black Friday olan, o güne has etkinlikler düzenlenen, kültürel aktarım sürecinde kullanılan bir argüman olan, ülkenizde de “Kara Cuma” olarak yaygınlaşan bu günün, Amerika Birleşik Devletleri’nde kutlanan Şükran Günü’nden sonraki haftaya denk gelen cuma günü olduğunu hatıra dahi getirmeden…
Bu günün, bizim kültürümüzle hiçbir ilgisi olmamasına rağmen, hızla içtenselleştirdik bir anda…
Hayatın normali kabullendik ve “Kara Cuma İndirimleri” hızla girdi hayatımıza, evimize…
Oysa, hicri yılbaşına girdik, sessiz, sedasız, azınlıkta kalan, sessiz kutlamalarla bir kısım insanımızın hatırladığı muharrem ayına girdik. Toplumda nasıl yankılanacağını takip etmek, kimlerin ne kadar farkında olduğunu anlamak amacıyla açıklamamızı biraz gecikmeli kaleme almak istedik. Bu süreçte gördüklerimiz pek memnuniyet verici değil…
Ne yazık ki…
Ne medyada programlarda yer aldı, ne basında günün öneminden yeterince bahsedildi, ne de Muharrem ayının faziletleri anlatıldı “İstikbalin teminatı olan çocuklarımıza”, istikbalin teminatı olan gençliğimize, neslimize…
Bizi biz kılan hangi değerlerimizi, daha nice değerlerimizi, neleri nasıl kaybettik farkında mıyız…
Bu değerlerimizden biri olan “Muharrem Ayı” çok farklıdır…
Ebu Hüreyre (r.a): "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Ramazan ayından sonra en faziletli oruç (ayı) şehrullah olan Muharrem ayıdır. Farz namazdan sonra en efdal namaz da gece namazıdır." Derken,
Hz. Ali (r.a) anlattığına göre; bir adam ona sorar: "Ramazandan sonra hangi ayda oruç tutmamı tavsiye edersiniz?" Hz. Ali (r.a) şu cevabı verir: "Ben bu soruyu Resulullah'a soran kimseye rastlamamıştım. Nihayet bir adam sordu. O zaman ben de yanlarında idim. Dedi ki: "Ey Allah'ın Resûlü! Ramazandan sonra hangi ayda oruç tutmamı tavsiye edersiniz?" Şu cevabı lutfettiler: "Ramazan dışında da oruç tutmak istersen Muharrem ayında tut. Çünkü o Şehrullah (Allah'ın ayı)dır. O ayda bir gün vardır ki, Allah onda bir kavmin günahlarını affetti, bir başka kavmin günahını da affedecek." Diyor.
Muharrem ayı böylesine bereketli, kul için zengin fırsatları barındıran, Hz. Peygamberin ifadesiyle “Allah’ın (c.c.) ayıdır. Ne mutlu, ramazandan sonra ona kavuşanlara, ne mutlu, bu ayı, faziletinin farkında olarak değerlendirenlere…
Bu duygular içinde şahsım ve Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu adına, gönlü birlik ve beraberlik ülküsü ile dolu olan değerli hemşerilerimizin Hicri yılbaşlarını tebrik eder, muharrem ayının, aşure gününün aziz milletimize hayırlar getirmesini niyaz ederiz.