Metin AKGÜN
Kurban Bayramı
Kurban, insanın Allah'a yakınlaşmasına vesile olan bir ibadettir. Kur’an-ı Kerim insanlık tarihinde ilk kurbanı; Maide Suresinde "Onlara Âdem'in iki oğlunun haberini gerçeğe uygun olarak anlat: Hani ikisi de birer kurban sunmuşlar, birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, diğerine, "Andolsun seni öldüreceğim!" dedi. O da dedi ki: "Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder.” (Maide/27) diye anlatır.
Yüce Kur’an’ımız, takva elbisesine bürünmüş bir gönül üzerinden bir başka kurban hikayesiyle buluşturur bizi: Uzun yıllar evlat hasretiyle tutuştu Hz.İbrahim’in yüreği. Dua edip Mevla’dan bu hasretin bitmesini diliyor ve katından “salih bir evlat” istiyordu. Ve işte beklenen ilâhî müjde gelmiş, malıyla, canıyla sınanıp muhabbetullahını ağır bedeller ödeyerek ispat eden Halilinin duasını Rabbi kabul buyurmuştu. İsmail’di müjdelenen… Hakkında: “O halim, selim bir oğuldur.”1 buyrulan. Büyüyüp ergenlik çağına geldiğinde, çok sevgili babasının; “Yavrucuğum rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Ne dersin?” sualine, “Babacığım emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın.”2 cevabını veren İsmail’di o…
İşte böylesine derin hatıraları bünyesinde barındıran, kulu Rabbine yaklaştıran kurban günlerinin heyecanı bir kez daha sardı inanan gönülleri.
Kur’an-ı Kerim’de, Hac sûresi’nin 34. ayetinde: “Biz her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanların üzerine Allah’ın adını ansınlar diye kurban kesmeyi gerekli kıldık. İlahınız tek bir ilahtır. Artık O’na teslim olun. Ey Muhammed, itaatkâr, alçak gönüllü insanları müjdele.” (3) diyor…
Bir Müslüman, kurban kesmekle; kainatta bir çok canlı ve cansız varlığı insanların hizmetine veren Allah’a (c.c.), hamd ederken, Allah’ın vermiş olduğu bu nimetlere, fiili bir şükürde bulunmuş olur.
Kurban kesmek, hem malî bir fedakarlık ve hem de Allah rızası için yapılan önemli bir ibadettir. Bu gerçek, Kur’an-ı Kerim’de şöyle açıklanmaktadır: “(Ey Muhammed!), o halde Rabbin için namaz kıl. Kurban kes.”(4).“De ki: Şüphesiz Rabbim beni doğru yola iletti. Dosdoğru dine, puta tapanlardan olmayan İbrahim’in tevhîd dinine iletti. De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi alemlerin Rabbi Allah içindir. Onun ortağı yoktur; böyle emrolundum ve ben Müslümanların ilkiyim.”(5).
Bir beklentisi olamadan, çıkar gözetmeden, her türlü riyadan uzak olarak, insana, öncelikle içinde yaşadığı topluma, dolayısıyla bütün insanlığa hizmet ederek, insanların sevgisini kazanırken, Allah’ın (c.c.) rızasını da kazanır. Yaptığı hizmetler ile, Allah’a yakınlaşan insan, bütün insanlara da yakın olur. Bu yakınlık, insanın içinde yaşadığı toplumun haklarına saygılı davranmayı, karşılıklı hakları gözetmeyi ve yardımlaşmayı gerektirir.
Allah rızası için kurban kesmek, mali bir ibadet olduğu gibi, sosyal hayat açısından da önemli bir yardımlaşma ve dayanışma vesilesidir. Çünkü kesilen kurbanın etinden, akrabalar, komşular, fakirler ve muhtaçlar da faydalanırlar. Böylece, kurban kesenlerle kesemeyenler arasında bir yakınlaşmanın ve karşılıklı sevgi ve saygının gelişmesine katkı sağlarken, sosyal çözülmeyi durdurur, milli birlik ve beraberliğe, sosyal bütünleşmeye katkı sağlar.
Bu duygu ve düşünceler içerisinde şahsım ve Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu ve üyelerimiz adına;
Kurban Bayramının birlik, beraberlik, kardeşlik ve kurbiyyetimize vesile olmasını niyaz ediyorum.
“Ülkemizi hedef alan “Küresel Ekonomik Savaşın” devem ettiği bir süreçte, vatan için şehit düşen vatan evlatlarını minnetle yâd ediyor, küresel eşkıyaların bizzat icra ettikleri saldırıları ve işbirlikçileri olan dahili ve harici bedhahlarının tuzaklarından korumasını, bizleri uyarması ve uyandırmasını diliyor, tahrik, tertib ve tuzaklarına düşmeyeceğimiz e dikkat çekiyor, “Hepimiz Biriz, Biz Türkiye’yiz” Diye haykırıyor, kutlayacağımız Kurban Bayramınızı tebrik ediyor, bu mübarek bayramımızın aziz milletimiz ve bütün insanlık için hayırlara vesile olmasını Yüce Allah'tan (c.c.) niyaz ediyorum.