Mehmet GÜLEÇ
HAYVANLARI VE CANLILARI KORUMA KANUNU
Küçücük bir canlıya eziyet, işkence ve darp eden bir insan, insan olamaz. Küçük bir hayvan yavrusuna yapılanları üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayım. Bunun gibi kötü örneklere birkaç ay önce de denk gelmiştik ve hatta Hayvanları Koruma Kanunu çıkarılmalı, cezalar ve yaptırımlar daha da artırılmalı demiştik, bunu birçok sivil toplum kuruluşu ve kişi de ifade etmişti. Ancak bu kanun, mecliste çıkarılmadı. Yazıktır, günahtır.
Şu an hayvanları koruma kanunu seçimlerden sonra çıkacak diye söz veriliyor, her parti tarafından. Ben konuyu genişletiyorum ve canlılar sınıfının tepki veremeyen tek türü olan bitkilerin de bu konu kapsamına alınmasını diliyorum. Sadece ağaçlara değil makilik-fundalık, step, çayır ya da başka tür bitkilere de zarar verilmemeli, kesilmemeli, yok edilmemeli.
İnsanoğlu, kendi dışında yaşayan canlılara da yaşam hakkı tanımalıdır. Zira küçük bir hayvan yavrusuna yapılanlar kabul edilemez, ne vicdana, ne Müslümanlığa, ne de insanlığa sığar bu yapılanlar. Bu kapsamda savunmasız canlıları koruma altına alırken, ağaçların da savunmasız olduğu unutulmamalı, hatta tüm bitkiler unutulmamalıdır. Bitkiler, rant uğruna kurban edilmemelidir. Ağaçlara kıymak da, en az masum bir hayvana kıymak gibidir. Tüm canlıların gerek hayvanların gerekse bitkilerin koruma altına alınması şart.
Düşünüyorum, kimden koruyacağız? İnsanlardan...Ne yazık ki, öyle bir hale gelmiş ki insanlık, aslında insanlığı mı koruma altına almak gerekir diye de düşünmüyor değilim, Zira bazı cinayet haberleri de bunu gösterir, ispat eder nitelikte. Aslında insana saygısı olmayanın, hayvana da saygısı olması beklenemez ya, neyse. Mesele uzun ve bir hayli derin. Umarım böylesi kötü hadiseler bir daha yaşanmaz.