Metin AKGÜN
Elazığ’da 6,8 Şiddetinde Yaşanan Deprem ile ilgili basın açıklaması
Tarihin derinliğine 6,8 şiddetinde yaşadığımız Elazığ depremiyle iz bırakan 24 Ocak; Türk ve Dünya tarihin derinliğinde çok farklı olaylarla Türk ve Dünya gündeminde yer almıştı…
41 Caligula lakabıyla tanınan, zalimliği, despotluğu ve deliliği ile ünlü Roma İmparatoru Gaius Julius Caesar Augustus Germanicus, muhafızları tarafından öldürüldü.
1921 - Çerkez Ethem'in güçleri dağıtıldı.
1939 - Şili'deki depremde 28 bin kişi öldü.
1946 - Birleşmiş Milletler, Uluslararası Atom Enerjisi Komisyonu'nu kurdu.
1955 - Zonguldak'ta, Ereğli Kömür İşletmelerine bağlı Gelik ocağındaki grizu patlamasında 52 madenci öldü, 19 madenci yaralandı.
1961 - Yassıada duruşmalarında Başsavcı Altay Ömer Egesel, Adnan Menderes'in idamını istedi.
1980 - Başbakan Süleyman Demirel, Hükümetçe alınan ve 24 Ocak Kararları olarak bilinen ekonomik istikrar programı kamuoyuna açıkladı.
1993 - Milliyetçi Çalışma Partisi, adını Milliyetçi Hareket Partisi olarak değiştirdi.
1993 - Gazeteci ve yazar Uğur Mumcu, otomobiline yerleştirilen bombanın patlaması sonucu öldürüldü.
1994 - Türkiye'nin ilk haberleşme uydusu Türksat 1A, fırlatıldıktan 12 dakika 12 saniye sonra okyanusa düştü.
2001 - Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan, 4 koruması ve şoförü, uğradıkları silahlı saldırıda öldürüldü.
2020 - Elazığ'da, Merkez üssü Sivrice olan ve 6,8 şiddetinde bir deprem meydana geldi.[1]
24 Ocak 2020 tarihi de tarihin derinliğine, Elazığ depremiyle iz bırakırken, yarın için bizden ne götürdü? Bize kazandırdığı bir şey oldu mu? Sorularının cevabının ileriki günlerde tartışılacağını düşünüyoruz.
6,8 şiddetinde depremle sarsılan Elazığ, DEPREM’i Türkiye gündemine yeniden getirdi. 45 kişinin enkazdan kurtarıldığı, 39 kişinin ise hayatını kaybettiği deprem, Malatya’da özellikle Pötürge ve Doğanyol’da da benzer kâbusu yaşatırken, özellikle çocukların gönül dünyalarında, psikolojik derinliklerinde yaptığı tahribat, ileriki günlerde daha farklı yansımalarıyla hissedilecek…
6,8 şiddetinde yaşadığımız deprem; deprem ülkesi olduğumuzu, depremle yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini, bu öğrenme sürecinde de doğru bilgi ve becerilerin, bu eğitimi verenlerin salt sunu okumasıyla kazanamayacağımızı öğretti…
Deprem olduğunda camdan atlamamak gerektiğini,
Yetkili kurumlarca yapılan denetimde; “Çürük Bina” tespitine dayalı verilen yıkım kararını bozmaya yönelmenin, az bir dünyalık için siyasi bağlantılarla çürük binaya sağlam rapor alma gayretlerinin başarı olmadığını/olamayacağını, çürük binaya, sahte sağlam rapor alarak, iskâna açarak, masum insanların hayatıyla oynamaktan vazgeçmemiz gerektiğini,
Kiralanan veya mülkümüz olan dükkânda, kullanım alanı açmak için sütün kesme gibi hataların bedelinin ağır olacağını hala öğrenemediğimizi - öğretemediğimizi…
Sn. Önal’ın da yazdığı üzere; 2011 yılında Japonya’da meydana gelen 8,9 büyüklüğündeki depremde camdan atlayan tek kişinin İbrahim Selimhan Kılıç adlı bir Türk olduğu, bu olayın o tarihte medyada gündem oluşunu, 2011’den bugüne çok ülkemizin eğitim sürecinde çok şeyin değişmediğini… Bu yönde neler yapılmalı sorusu merkez alınarak, yeniden gündeme almak gerek galiba…
İşyerlerinin açılış izin sürecinde dükkânların planlarında fiziki değişim yapılma durumunun da denetime açılması gerektiğini mevzuata koymak gerekiyor galiba…
Sn. Alyamaç’ın (Doc. Dr.) depremin en sıcak anında yerel ve ulusal medyada açıkladığı projesi hayata geçirilerek; binaların güvenliği ile ilgili, bina güvenlik karnesi verilmesi süreci bir an önce başlatılmalı,
Şunun farkında olmalıyız ki; biz millet olarak, ülke olarak depremle yaşamak zorundayız. Üzerinde yaşadığımız coğrafyada, kaygan bir zeminde, kaypak bir siyasetin girdabında, anlaşılamaz ve bilimsel izahtan çok zor olan, yaşanan dengesizliklerin oluşturduğu garip bir dengenin sağlandığı, küresel eşkıyaları hedefinde, kendi içerisindeki hainlerin de az bir dünyalık beklenti içinde yaşattıkları ihanetin bedelini ödediğimiz, üstü acılı ve sancılı vatanımızın, maalesef dibinde var olan “Fay Hatları” gerçeğinden hareketle, birey ve toplum bazında, çok daha eğitimli, çok daha şuurlu, çok daha donanımlı olmamız gerektiğini anlamalıyız…
Bu gerçeğin farkındalığı içerisinde, eğitimi salt bilgi aktarma yanlışımızdan kurtulup, çocuklarımız hayata hazırlamamız gerektiğine dikkat çekeriz.
Şahsım ve Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Şahsım ve Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu ve üyelerimiz adına adına, yaşadığımız elim felaketi ucuz atlattığımızın farkındalığı içerisinde, hayatını kaybeden Aziz Şehrin Güzel İnsanlarına Allah’tan rahmet, aileleri ve sevenlerine başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar, yıkılan evlerinin yarattığı mağduriyeti yaşayan, gönlü kırık gönül dostlarına da geçmiş olsun diyor, bu kötü günümüzde yalnız kalmadığımız, kısa süre içerisinde Sn. Bakanlarımızın ve Sn Cumhurbaşkanımızın süratle ulaştıkları ve yaşanması olası mağduriyetlere de dur deme iradelerinin yarattığı gönül rahatlığı ile Rabbim daha büyük afetlerden muhafaza etsin dualarımızla esen kalın diyorum…
[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/24_Ocak