Aylardır sosyal medyada ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’ ile gündeme gelen eğitim sendikalarının gerekli olup olmadığı tartışması beraberinde sendikaların işlevlerini de gündeme getirdi. 
Bu işlevlerden birisi de sendikaların disiplin soruşturmalarındaki yetki ve sorumluluklarıdır. Bu konu 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Ve Toplu Sözleşme Kanununun 19.maddesinde sendika ve konfederasyonların yetki ve faaliyetleri başlığı altında açıklanmıştır. Bu maddenin (f) bendine göre sendika ve konfederasyonlar, “Üyelerin idare ile ilgili doğacak ihtilaflarında, ortak hak ve menfaatlerinin izlenmesinde veya hukukî yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini veya mirasçılarını, her düzeyde ve derecedeki yönetim ve yargı organları önünde temsil etmek veya ettirmek, dava açmak ve bu nedenle açılan davalarda taraf olmak.” yetki ve sorumluluğuna haizdirler.
Bu maddeye göre sendika;
- Üyelerin idare ile ilgili doğacak ihtilaflarında,
- Ortak hak ve menfaatlerinin izlenmesinde,
-Hukukî yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda,
-Üyelerini veya mirasçılarını, her düzeyde ve derecedeki yönetim ve yargı organları önünde temsil etmek veya ettirmek,
- Dava açmak ve bu nedenle açılan davalarda taraf olmak konusunda yetkilidirler.
Disiplin soruşturmaları eğitim müfettişleri ve okul müdürlerinin muhakkik olarak görevlendirilmesiyle yürütülmektedir. Bu bağlamda sendikanın, üyesini her düzeyde ve derecedeki yönetim ve yargı organları önünde temsil etmek veya ettirmek, yetkisini doğru anlamak ve yorumlamak gereklidir. Bu hükmün anlamı, disiplin soruşturması onayı alındıktan sonra müfettiş veya muhakkiklerin ilk ifadeyi almasından, eğer dosya disiplin cezası ile sonuçlanırsa, il disiplin kurulunda görüşülmesine kadar olan bütün süreci kapsamaktadır. 
Oysa bu konu ne müfettiş ve muhakkikler tarafından, ne de soruşturma geçiren sendika üyesi kamu görevlileri tarafından yeterince bilinmeyen bir konudur. Halbuki, il disiplin kurulunda görevlendirilen sendika yetkilisi, sadece kurulun toplantısı sırasında değil, ifade sürecinin başlamasından itibaren sürecin her aşamasında üyenin yanında olma hakkına sahiptir.
Ne yazık ki, sendika üyesi olmayan kamu görevlileri, disiplin soruşturmaları sürecinde bu haktan mahrum kalmakta, ifade süreci, son savunma alma süreci, il disiplin kurulu süreci ve nihayet idare mahkemesi sürecinde hukuksal destekten yararlanamamaktadır.
Diğer nedenlerin yanında, disiplin soruşturması sürecinde sendika üyesi olmanın önemi ortadadır. 
Kaynaklar
Metin İlkiz. Öğretmen Disiplin Soruşturmasında Hukuki Yardım ve Savunma. Eğitim Sen Yayınları.