Kadriye DEMİREL
SENDİKA AĞALIĞI %2 BARAJI İLE Mİ KORUNACAK?
TBMM Komisyonunda, Sendikalar için %2 barajının kabul edilmesini zafer kazanma edasıyla duyuruyorlar! Sendikacılık engellenen hakları almak, eşitlik ve adalet için mücadele etmek değil midir?
Ancak bizim ülkede sendikacılık, öyle bir yandaşlık hastalığı yaşıyor ki, akıllara zarar.
Kendinden olmayanların haklarını engelleme ve elindekiler almaya kadar evrildi.
Haaa sanmayın ki temsil ettikleri üyeler için bunu yapıyorlar!
Malesef, tamamen duygusal. Kendi varlıklarını ve sürdürdükleri sendika ağalığını teminat altına almak tek kaygıları...
Kurdukları sendika ağalığının önünde tehlike gördükleri genç oluşumların önünü kesmek kaygısıyla Toplu Sözleşme İkramiyesinde %2 baraj şartı getirilmesi çabaları şu an gündemleri.
Amaç, üye sayısı bakımında %2'nin altında kalan sendikaların üyelerinin, Toplu Sözleşme İkramiyesinden mahrum edilmesi.
Böyle bir şey olabilir mi?
Üye sayısı %2 barajını aşan sendikaların bunu savunması ve kazanım olarak görmesi akıl tutulmasıdır, gayri etik bir zihniyettir, sendikacılık adına utanç verici bir yaklaşımdır.
Hak aramak için kurulan sendikaların, haksızlığı tutup kaldırmasıdır!
Ne uğruna peki? Sendikal ikramiyeyi alet ederek üyenin istifasını engellemek ve çalışanların üye sayısı %2'nin altında kalan sendikalara üye olmasının önüne geçmek. Yeni sendikaların kurulamamasını garantiye almak.
Oysa; İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 23. maddesi:
"Herkes kendi çıkarlarını korumak için sendika kurma ve sendikaya girme hakkına sahiptir." der.
Yine T.C. Anayasası'nın 51.Maddesi:
"Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz." der.
Bu bağlamda sendikalara %2 barajı uygulaması kanunlarla ve eşitlik ilkesiyle çelişmektedir.
Öte yandan Toplu Görüşme İkramiyesi; çalışanı örgütlü mücadeleye özendirmek ve sendikalılaşmaya teşvik etmek için Toplu Görüşmede alınan bir karardır.
Çalışanı hem teşvik etmek hem de %2 barajı koyarak istediği sendikaya üye olmasını engellemek çelişkiler zincirinin diğer bir halkası ne yazık ki...
Çünkü hiç bir sendikanın %2 barajını aşacak üye sayısıyla kurulması mümkün değildir.
Bu yaklaşım%2 barajını geçemeyen sendikalı çalışanı yok saymak, hakkını vermemek, sendikal bir hak olarak tanınan, sendika ikramiyesine el koymaktır.
Şimdi %2 barajını aştıkları için sevinen sendikalara gelince "Sizler kurulduğunuz ilk gün, kaç üyeniz vardı?
İlk gün yüz binlerle mi sendikacılık yolculuğuna çıktınız?
Bu nasıl bir sendikacılık anlayışı ki %2 engeliyle kendi sendikasından olmayanların daha az haklara sahip olmasından, daha az para almasından memnun ve mutlu olunuyor?
Buram buram adaletsizlik ve eşitsizlik kokuları yayılıyor etrafa.
Sendikanın; çalışanların sosyal, ekonomik hak ve çıkarlarını korumak, sorunlarını çözme amacı ile kurulmuş ekonomik öğeler taşıyan, devlet, siyasi parti ve iktidar örgütlenmelerinden bağımsız örgütler olduğunu hatırlatmak gerekiyor sanırım bu zihniyetlere.
Ve sormak gerekiyor "Başka sendika üyelerinin haklarını kırptırarak sendikacılık yapmak, sendikacılık mıdır, sendikal kazanım mıdır?
%2 barajının altına sığınmayın, sendikal kazanımlarla gelin mesela!
ÖMK'nın öğretmenlerin ekonomik ve sosyal haklarını iyileştirmek için yeniden revize edilmesini sağlayacak kanun teklifi için harekete geçin.
Yaşam standartlarını artıracak bir maaş teklifi mesela...
Maaşların ortağı olmuş vergi diliminin %15'te sabitlenmesini düzenleyen bir kanun teklifi için kolları sıvayın, olmaz mı?
Biz de siz sendika ağalarını alkışlayalım!