Metin AKGÜN
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının 100. Yılı
Gazi Meclisimizin açılışının 100. yılını, Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (Covid-19) nedeniyle insanların toplu alanlarda bulunması kutlama yapılması yasaklandığı bir ortamda, idrak ederken, bu anlamlı yıldönümünün bir güne sığdırılamayacağını düşünerek, istikbalimizin teminatı olan minik yavrularımızın, aileleriyle bir ve beraber olup, aile sıcaklığında, istikbalin mana derinliğinde, sınırsız bir vatan, bayrak sevgisi ve istikbal ve istiklalin önemi farkındalığında kutlanmaya başladı...
Çocuklarımızın bu bilinçli kutlamalarının, yılın tamamına yayılarak, milletçe; kültürden sanata, eğitimden spora, akademik etkinlikler yanı sıra aydınlanma amaçlı konferanslardan, sergiye kadar çeşitli etkinliklerle kutlayacağımızın idrakindeyiz...
Bundan 100 yıl öncesinde; her şeyin bittiğinin sanıldığı, umutların tükenmekte olduğu bir anda, bu kutlu çatı altında bir araya gelen, milli iradeye inanan o güzel insanlar, o emsalsiz kahramanlar, milli iradenin rehberliğinde tarihin seyrini değiştirdiler.
Tarihin seyrinin değiştiği süreç, Atatürk’ün, “Milli İradenin” temsil yeri olacak Meclis'in açılışı ile ilgili 21 Nisan 1920'de çektiği telgrafında;
''21 Nisan 1920. Allah'ın yardımıyla Nisan'ın 23. Cuma günü cuma namazını müteakip Ankara'da Meclis'te kürşat edilecek (açılacak), vatanın istikbali gibi en mühim hayati vazifeleri ifa edecek olan Meclis'in açılışını cumaya rastlatmakla o günü nimetinden istifade edilecek, cuma namazı kılınacak, Kur'an'ın nurlarından ve namazdan güç kazanılacaktır. Namazdan sonra Meclis'in toplanacağı yere gidilecek, bir dua okunacak ve kurbanlar kesilecektir. İl merkezinde valinin düzenleyeceği üzre hatim indirilmeye başlanacak, cuma günü namazdan sonra Meclis'in toplantı yerinin önünde okunup bitirilecektir. Cenab-ı Hak'tan bizi muvaffak kılmasını niyaz ederiz.'' diyerek başlayan bir süreçti…
23 Nisan 1920 de açılan meclis; Esarete karşı milli direnişin ve şahlanışın merkezi olmuş, milletimizin tarihindeki en kritik kavşak noktası olup, devletimizin ve Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı mekândır.
Gazi Meclisimizin açılışı, ülkemizin üzerine çöken karabulutları dağıtmış, milli iradenin aydınlatırken, buradan yükselerek sökecek bağımsızlık şafağının habercisi olmuştur.
Burası, Çanakkale'yi geçilmez yapan, Sarıkamış'ta kardan mezarlara, Yemen çöllerinde kızgın kumlara düşen vatan evlatlarıyla aynı bağımsızlık ruhunu paylaşan kahramanların buluşma adresi olmuştur.
Milli Mücadelemizin merkezi olan Gazi Meclisimiz, milli egemenliğin doğuşuna, sarsılmaz bağımsızlık inancımızın ifadesi olan İstiklal Marşı'nın coşkuyla kabul edilişine, demokrasi yolunda atılan ilk adımlara tanıklık etmiştir.
23 Nisan; Bu çatı altında yazılan destan, bağımsızlık uğruna başta kanını, canını, bütün varını, bu yolda sahibi oldukları her şeylerini feda etmeye hazır bir milletin, küresel eşkıyalara verdiği cevabın, bu cevabında da, iradesi karşısında hiçbir gücün duramayacağını tüm dünyaya ilan ettiği bir kutlu gündür...
Milletçe bugün şu bağımsız vatan toprakları üzerinde özgürce yaşıyorsak, bunu 100 yıl önce bu sıralarda canları pahasına mücadele verenlere borçlu olduğumuzu hiçbir zaman unutmamalıyız...
Milli Mücadelenin dayanacağı asli unsur çocuklardır. Çocuklarımızın istiklal mücadelesinde katlandıkları özverinin farkındalığında, istikbalin teminatı olan çocuklarımızın, istikbalde de mesuliyetlerinin önemine olan inanç ve bu yönde verilmesi gereken eğitimin öneminin farkındayız…
Bir milletin bekası açısından; çocuğun, milli ve manevi değerleri ile bütünleşmiş olmasının ne kadar önemli olduğunun farkındalığıdır ki; Gazi Mustafa Kemal, TBMM’nin açılış tarihi olan 23 Nisan 1920’yi Milli Bayram olarak ilan etmiş ve bu bayramı da “Bu günün çocukları, yarının büyükleridir. Diyerek bütün çocuklara armağan etmiş olması mana derinliğidir…
Milletlerin istikbali ve istiklali; nefsimizi ve neslimizi, istikbalimizin teminatı olan çocuklarımızı doğru ve dolu yetiştirmemizle mümkündür. Bunun için de çocuğun milli ve manevi değerlerine bağlı, tarihini ve kültürünü çok iyi öğrenmiş bir şekilde yetiştirilmesi önemlidir.
Bu değerlerden mahrum bırakılan çocuklar kendi tarihlerine, örf ve adetlerine yabancılaşıp, başka milletlerin kültürleriyle baş başa kalır, geçmişleriyle gelecekleri arasında sağlıklı bir iletişim kuramazlar.
Bu açıdan, istikbalimizin teminat altında olmasını temin için, bu kutlu günü, Milli Bayramımızı” şeklen değil, mana boyutunda da değerlendirmek, çocuklarımızın “Milli İradenin” temsil yeri olan, TBMM’nin mana derinliği ve işlevi açısından yaşantıya dayalı yetiştirilmeleri gerektiği yönünde her tür özenin gösterilmesi gerektiğine dikkat çeker, Şahsım ve Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu adına bu kutlu bayramımızı kutlarız.