Eğitim Sen 2018 Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği’ne Karşı Danıştay'a Dava Açtı!

Eğitim Sen 2018 Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği’ne Karşı Danıştay'a Dava Açtı!
Eğitim Sen, MEB yönetici görevlendirme yönetmeliği’ne karşı Danıştay nezdinde dava açtı! Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM-SEN), 21.06.2018 günlü, 30455 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı 2018 yılı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliğinde eksik düzenlemelerin iptali ve öncelikle dava sonuna değin yürütmenin durdurulması istemiyle dava açtı. Eğitim Sen tarafından Yürütmeyi Durdurma İstemi ile ilgili Danıştay’a verilen dilekçe ve dava gerekçesi haberimizde..

Eğitim Sen, MEB yönetici görevlendirme yönetmeliği’ne karşı Danıştay nezdinde dava açtı! Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM-SEN), 21.06.2018 günlü, 30455 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı 2018 yılı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliğinde eksik düzenlemelerin iptali ve öncelikle dava sonuna değin yürütmenin durdurulması istemiyle dava açtı. Eğitim Sen tarafından Yürütmeyi Durdurma İstemi ile ilgili Danıştay’a verilen dilekçe ve dava gerekçesi haberimizde..

DANIŞTAY BAŞKANLIĞI’NA

“ Yürütmeyi durdurma istemlidir”

DAVACI : Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası

VEKİLİ : Av. Mahmut Nedim Eldem- -Cinnah Cad. Willy Brant Sok. No: 13 Çankaya/ANKARA

DAVALI : Milli Eğitim Bakanlığı-ANKARA

KONU : 21.06.2018 günlü, 30455 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliğinde müdür başyardımcılığına yer vermemek suretiyle eksik düzenlemenin, "Müdür olarak görevlendirileceklerde aranacak özel şartlar" başlıklı 6.maddenin 1/a-c maddesinin, "Yazılı sınav konuları ve ağırlıkları" başlıklı 16.maddesinin 1.fıkrasının a, e, f ve g alt bentleri, "Sözlü sınav konuları ve ağırlıkları" başlıklı 20.maddesinin 1.fıkrasının a alt bendinde geçen "20" ibaresinin, "Sözlü sınav" başlıklı 21.maddesinin 2.fıkrasında geçen "Sözlü sınavda 60 ve üzerinde puan alanlar başarılı sayılır" tümcesinin, "Yönetici olarak görevlendirileceklere ilişkin duyuru ve başvuru" başlıklı 26.maddenin 1.fıkrasının,"Müdürlüğe yeniden görevlendirme" başlıklı 27.maddenin 1.fıkrasının, "Müdür yardımcılığına yeniden görevlendirme" başlıklı 28.maddenin 1.fıkrasının, "Kurucu müdürlüğe görevlendirme" başlıklı 31.maddesinin, "Müdür yetkili öğretmenliğe görevlendirme" başlıklı 32.maddesinin, Geçici 1.maddesinin, 21.06.2018 günlü, 30455 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliğinde ekinde yer alan "Ek-1 Yönetici Değerlendirme Formu"nun "Eğitimler" başlıklı sütununun 3.ve 5.alt sütunlarında geçen "yönetim" sözcüğünün, aynı formun "Cezalar" başlıklı sütunda uyarma cezasına yer vermemek suretiyle eksik düzenlemenin ve 21.06.2018 günlü, 30455 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliğinin ekinde yer alan Ek-2 Sözlü Sınav Formunda adayın imzasına yer vermemek suretiyle eksik düzenlemenin iptali ve öncelikle dava sonuna değin yürütmenin durdurulması istemidir.

BİLDİRİM GÜNÜ : 21.06.2018

HUKUKSAL DURUM : Dava konusu yönetmelik hükümleri hukuka, kamu yararı ve hizmetin gereklerine açıkça aykırıdır.

Çünkü;

1. Müdür başyardımcılığına yer vermemek suretiyle eksik düzenlemenin yönünden: Bu yönetmelikte müdür başyardımcılığına görevlendirme konusunda bir hükme yer verilmemiştir. Oysa Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici 2 ve Öğretmenlerin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmeliğin 6. maddesinde yatılı veya pansiyonlu olanlar ile müdür yardımcısı sayısı altı olanlar için müdür başyardımcısı normu öngörülmüştür. Bu durumda Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici ve Öğretmenlerin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmeliğin 6.maddesinde sayılan koşullar gerçekleşip bir müdür başyardımcısı normu ortaya çıktığı halde dava konusu yönetmelik hükmü nedeniyle müdür başyardımcılığına görevlendirme yapılamayacaktır. 21.06.2018 günlü, 30455 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici ve Öğretmenlerin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmelik hükümleriyle uyumlu ve bu yönetmelikteki yönetici kadrolarına görevlendirme yapılmasını sağlayacak hükümlere yer vermesi bir zorunluluk iken dava konusu yönetmelikle bu husus gözardı edildiğinden hukuka uyarlığı bulunmamaktadır.

2."Müdür olarak görevlendirileceklerde aranacak özel şartlar" başlıklı 6.maddenin 1/a-c maddesi yönünden:yönetmeliğin 6.maddesi müdür olarak görevlendirileceklerde aranacak özel koşulları düzenlemiştir. Bu maddenin 1.fıkrasının a bendinde müdür olarak görev yapmış olmak, c bendinde ise bakanlığın şube müdürü veya daha üst unvanlı kadrolarında görev yapmış olmak koşulu ve b bendinde ise kurucu müdür, müdür başyardımcısı, müdür yardımcısı ve müdür yetkili öğretmen olarak en az bir yıl görev yapmış olmak koşulu vardır. Söz konusu maddeyle müdür olmak için kurucu müdür, müdür başyardımcısı, müdür yardımcısı ve müdür yetkili öğretmen olarak en az bir görev yapmış olma koşulu aranırken müdürlük ve bakanlığın şube müdürü veya daha üst unvanlı kadrolarında görev yapanlardan süre koşulu aranmamaktadır. Bu, daha önce bir gün dahi müdürlük ya da bakanlığın şube müdürü veya daha üst unvanlı kadrolarında görev yapmış olsa dahi müdür adayının müdür olarak görevlendirilebileceği demektir. Söz konusu maddeyle müdürlük daha önce yöneticilik yapmış olmak koşulu getirildiği dikkate alındığında bu koşulun bir gün görev yapmakla sağlanamayacağı açıktır. Kaldı ki bu durumun aynı zamanda kurucu müdür, müdür başyardımcısı, müdür yardımcısı ve müdür yetkili öğretmen olarak görev yapmış ve müdürlüğe başvurmak isteyen adaylar açısından dezavantaj ve eşitsizlik olduğu da açıktır. Bu nedenle dava konusu yönetmelik hükmü açıkça hukuka aykırıdır.

3. "Yazılı sınav konuları ve ağırlıkları" başlıklı 16.maddenin 1.fıkrasının a, e, f ve g alt bentleri yönünden: "Yazılı sınav konuları ve ağırlıkları" başlıklı 16.maddenin 1.fıkrası yazılı sınav konularını düzenlemiştir. Bu fıkranın a, e, f ve g alt bentlerinde sırasıyla Okul yönetimi ve halkla ilişkiler, Değerler eğitimi, Eğitim ve öğretimde etik, Yaşam becerileri ve Sosyal etkinlik alt bentleri yer almaktadır. Söz konusu alt bentlerden Değerler eğitimi dışındaki alt bentler bir bütün olarak değerlendirildiğinde bunların yazılı sınav konuları olmaktan çok sözlü sınav konuları olabileceği görülecektir. Çünkü yönetici adayının bu bentlerdeki bilgi ve birikimini eğitim-öğretim sürecinde karşılaşılan sorunlar ve konularda pratikte ne oranda ve nasıl kullanacağını en iyi sözlü sınavda gösterebilir, yoksa çoktan seçmeli bir test sorusunda değil. Değerler eğitimi başlığı altında ise neyin kastedildiği ise belli değildir. Eğer Milli Eğitim Bakanlığında halen uygulandığı idelojik, dinsel ve mezhepsel nitelikli değerler eğitimi ise yönetici adayları arasında ayrıştırıcı olmaktan ve yönetici adaylarının ideolojik, dinsel ve mezhepsel tercihlerini açığa çıkartmaktan başka bir yarar sağlamayacaktır. Değerler eğitimine ilişkin program ve eğitim araçları bilirkişi marifetiyle incelendiğinde bu durum kolaylıkla görülecektir. Bu durumda değerler eğitiminin sınav konuları arasında yer alması 1739 sayılı yasada 2.maddesindeki amaçlarla açıkça çelişeceği kuşkusuz olduğundan hukuka uyarlılığı bulunmamaktadır.

3. "Sözlü sınav konuları ve ağırlıkları" başlıklı 20.maddesinin 1.fıkrasının a alt bendinde geçen "20" ibaresi, "Sözlü sınav" başlıklı 21.maddesinin 2.fıkrasında geçen "Sözlü sınavda 60 ve üzerinde puan alanlar başarılı sayılır" tümcesi yönünden: 3 Bu başlıkta iki maddeyi birlikte ele almamızın nedeni bu yönetmelikte yeni bir yaklaşım olarak getirilen yazılı sınavın bu maddelerle nasıl etkisinin ciddi biçimde azaltıldığı, kayırma ve iltimasa yol açan sözlü sınava önemini koruduğunu daha iyi anlatmak içindir. Bu yönetmelikte yöneticiliğe ilk defa görevlendirmede yazılı sınav % 60, sözlü sınav % 40 oranında dikkate alınarak değerlendirme yapılacağı öngörülmüşken "Sözlü sınav" başlıklı 21.maddesinin 2.fıkrasında "Sözlü sınavda 60 ve üzerinde puan alanlar başarılı sayılır" tümcesine yer verilmiştir. Bu yönetmelikte ilk defa yönetici görevlendirmede % 60 ağırlığıyla yazılı sınav ağırlıklı unsur olarak kabul edilmişken sözlü sınavda 60 puanın baraj kabul edilmesi yazılı sınavın ağırlığını ciddi biçimde azaltmakta, her zaman haklı olarak tartışmalı ve kuşkuyla bakılan sözlü sınavın yine belirleyici bir unsur olmasına neden olmaktadır. Çünkü bir yönetici adayı yazılı sınavda 100 alsa dahi sözlü sınavda 60 puan almadığında 100 almasının bir anlamı olmayacaktır. Sözlü sınavın değerlendirmeye katılması başka bir şeydir, yazılı sınavın ağırlıklı sınav olarak kabul edildiği bir yönetmelikte sözlü sınavın 60 puanla baraj haline getirilmesi başka bir şeydir. Sözlü sınavın 60 puanla baraj haline getirilmesi yönetmeliğin yazılı sınavın ağırlıklı sınav olarak kabul eden hükümleri anlamsız kılacak ve böylece yönetmelikle ulaşılmak istenen amaç ve hedefleri ulaşılmasını engelleyecek nitelikte, yönetmeliğin dengesini bozacaktır. Bu nedenle "Sözlü sınavda 60 ve üzerinde puan alanlar başarılı sayılır" tümcesi açıkça hukuka aykırıdır. Bu durum "Sözlü sınav konuları ve ağırlıkları" başlıklı 20.maddesinin 1.fıkrasının a alt bendinde geçen "20" ibaresi ile sözlü sınavda yazılı sınav konularının % 20 ile sınırlandırılmasıyla birlikte düşünüldüğünde yazılı sınavın ağırlıklı sınav olması yaklaşımının yalnızca kağıt üstünde, şeklen bir getirilmiş bir ağırlık olduğu görülecektir. Çünkü 20.maddenin yazılı sınav konuları dışındaki konuları(bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü; temsil kabiliyeti, liyakatı ve tutum ve davranışlarının göreve uygunluğu;özgüven, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı; bilimsel teknolojik gelişmelere açıklığı) gözleme ve kanaate dayalı konulardır ve bu konular ölçmedeğerlendirme açısından son derece tartışmalı ve göreli konulardır. Sözlü sınavlarda kayırma ve iltimas iddiaları da en çok bu konulardan doğmaktadır. Dava konusu yönetmelik hükmüyle sözlü sınavda yazılı sınav konuları düşük tutulup tartışmalı ve torpil iddialarına neden olabilecek söz konusu konulara ağırlık verilmiştir. Bu doğrultuda da sözlü sınava giren bir aday yazılı sınav konuları itibarıyla yöneticilik bilgi ve birikimi açısından yeterli olsa dahi gözlem ve kanaate dayalı bu konularla başarısız olabilecektir. Bu bakımdan dava konusu yönetmelik hükmü sözlü sınav konuları arasında adil ve dengeli dağılım sağlamaktan uzak olduğundan hukuka uyarlılığı yoktur.

4. Yönetici olarak görevlendirileceklere ilişkin duyuru ve başvuru" başlıklı 26.maddenin 1.fıkrası, "Müdürlüğe yeniden görevlendirme" başlıklı 27.maddenin 1.fıkrasının, "Müdür yardımcılığına yeniden görevlendirme" başlıklı 28.maddenin 1.fıkrasının yönünden: Yönetmeliğin "Müdürlüğe yeniden görevlendirme" başlıklı 27.maddenin 1.fıkrası ve "Müdür yardımcılığına yeniden görevlendirme" başlıklı 28.maddenin 1.fıkrası müdür ve müdür yardımcılığına yeniden görevlendirmenin yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-1 Yönetici Değerlendirme Formu'na göre yapılacağını kurala bağlamıştır. Bu fıkra ilk defa yönetici görevlendirmesi yapılmadan önce müdür ve müdür yardımcısı yeniden görevlendirmelerinin yapılmasını kurala bağlamaktadır. Bu yönetmeliğin 24.ve 25.maddelerinde ise yöneticiliğe ilk defa görevlendirmede yazılı sınav % 60, sözlü sınav % 40 oranında dikkate alınarak değerlendirme yapılacağı öngörülmüştür. Bu durumda iki farklı yönteme göre belirlenen yönetici adaylarının hangi öncelikle görevlendirileceği sorusu karşımıza çıkmaktadır. Bu sorunun cevabı da yönetmeliğin Yönetici olarak görevlendirileceklere ilişkin duyuru ve başvuru" başlıklı 26.maddenin 1.fıkrasında yer almaktadır. Söz konusu fıkrada ilk defa yönetici görevlendirmesi 4 yapılmadan önce müdür ve müdür yardımcısı yeniden görevlendirmelerinin yapılmasını kurala bağlamaktadır. Bu kural müdür ve müdür yardımcısı yeniden görevlendirmelerine ayrıcalık tanınması anlamına gelmekte, müdür ve müdür yardımcısı yeniden görevlendirmelerinden sonra kalan eğitim kurumlarına ilk defa yönetici olarak görevlendirilecekler görevlendirilmektedir. Böylece ilk defa yönetici olarak görevlendirilecekler müdür ve müdür yardımcısı olarak yeniden görevlendirilecekler karşısında son derece dezavantajlı ve eşitsiz bir duruma mahkum edilmektedir. Tam tersi olsaydı da, yani ilk defa yönetici olarak görevlendirilecekler önce görevlendirilseydi bu defa da müdür ve müdür yardımcısı olarak yeniden görevlendirilecekler aynı duruma düşecektir. Bu nedenle her iki grubunun başvuruları birlikte değerlendirmek için, bir adaletsizlik ve eşitsizlik yaratmamak için her iki grubun da aynı yöntemle değerlendirilmesi zorunluluk arz etmektedir. Bu bağlamda söz konusu yazılı sınavın ağırlıklı sınav olarak kabul ettiği dikkate alındığında müdür ve müdür yardımcılarının yeniden görevlendirilmesinin EK-1 Yönetici Değerlendirme Formu'na göre yapılmasında hukuka uyarlılık bulunmamaktadır.

5."Kurucu müdürlüğe görevlendirme" başlıklı 31.maddesi yönünden: Bu madde kurucu müdür görevlendirme konusunda yönetime kariyer ve liyakat ilkesini devre dışı bırakacak biçimde takdir yetkisi vermektedir. Bu yetkinin nedeni yeni açılacak eğitim kurumunu eğitim ve öğretime hazır hale getirmek için kurucu müdürlüğe istekli müdürlük koşullarını taşıyanların başvuracağı bir duyurunun öngörülmemiş olmasıdır. Bu durumda söz konusu eğitim kurumu için birden fazla kurucu müdür adayının ortaya çıkması da engellenmekte, son derece keyfi ve kişisel ve siyasal düşüncelerle kurucu müdür görevlendirilmesi yapılmaktadır. Kurucu müdürlükte bir yıl görev yapmakla müdür olmak için aranan özel koşulunun yerine getirildiği dikkate alındığında bu maddeyle yaratılan ayrıcalığın müdür adayları arasında nasıl adaletsizlik meydana getirdiği kabul edilecektir.

6. "Müdür yetkili öğretmenliğe görevlendirme" başlıklı 32.maddesi yönünden: Bu maddede tıpkı kurucu müdürlük gibi müdür yetkili öğretmen görevlendirme konusunda da yönetime kariyer ve liyakat ilkesini devre dışı bırakacak biçimde takdir yetkisi vermektedir. Bu yetkinin nedeni müdür yetkili öğretmenliğe istekli öğretmenlerin başvuracağı bir duyurunun öngörülmemiş olmasıdır. Bu durumda söz konusu eğitim kurumu için birden müdür yetkili öğretmen adayının ortaya çıkması da engellenmekte, son derece keyfi ve kişisel ve siyasal düşüncelerle müdür yetkili öğretmen görevlendirilmesi yapılabilmektedir. Müdür yetkili öğretmenlikte bir yıl görev yapmakla müdür olmak için aranan özel koşulunun yerine getirildiği dikkate alındığında bu maddeyle yaratılan ayrıcalığın müdür adayları arasında nasıl adaletsizlik meydana getirdiği kabul edilecektir.

7.Geçici 1.madde yönünden: Bu maddeyle yürürlükte kaldırılan yönetmeliğe göre başlatılan iş ve işlemlerin yürürlükten kaldırılan yönetmeliğe göre sonuçlandırılacağı düzenlenmiştir. Öncelikle başlatılan iş ve işlemlerden neyin kast edildiği belli değildir, başvuru da bir işlemdir, sözlü sınavda bir işlemdir, bütün işlemleri hukuken aynı değerde görmek mümkün değildir. Böylece yürürlükte kalkan bir yönetmeliğin tüm hükümlerine geçerlilik ve uygulama olanağı getirilmiştir. Üstelik de bu maddede bir süre sınırı da getirilmemiş ve bu maddeden yararlanacaklarla bu yönetmeliğe göre yönetici görevlendirilmek isteyeceklerinden hangisine öncelik verileceği de düzenlenmemiştir. Görüldüğü üzere her halinden hukuki olmaktan çok ve kişisel ve siyasal düşüncelerle düzenlendiği açık olan bu madde hukuk devleti ilkesine açıkça aykırıdır. Danıştay 5.Daire'nin 28.11.2014 gün ve E:2012/5532, K: 2014/8566 sayılı kar

8- EK-1 Yönetici Değerlendirme Formunda lisansüstü eğitim değerlendirirken yönetim ve diğer alanlar ayrımı getirilmekte, yönetim alanındaki lisansüstü eğitime diğer alanlara göre daha yüksel puan verilmektedir. Bu, okulları bir işletme olarak gören, eğitim yönetimini işletme yönetmekle aynı kapsamda değerlendiren bir zihniyetin ürünüdür.Eğitim yönetimi eğitim-öğretimin farklılığından kaynaklı olarak işletme yönetimden çok farklı dinamiklere sahiptir. Bu nedenle gerçekte bir ayrım olmalı, bu ayrımda eğitim yönetimi ile diğer alanlar arasında olmalıdır. Bu bağlamda dava konusu yönetmelik kariyer ve liyakat ilkesine aykırı olduğundan hukuka uyarlılığı bulunmamaktadır.

9.Yönetmeliğinde ekinde yer alan "Ek-1 Yönetici Değerlendirme Formu"nun "Cezalar" başlıklı sütunda uyarma cezasına yer vermemek suretiyle eksik düzenleme yönünden: Dava konusu maddeyle bu formda bütün diğer disiplin cezaları ağırlıklarına göre eksi puanla değerlendirilirken uyarma cezasına herhangi bir eksi puan verilmemiştir. Bu, uyarma cezası alan adayları uyarma cezası dışında disiplin cezası alan diğer adaylara göre avantajlı konuma getirmektedir. Bu nedenle eşitlik kuralına aykırı olduğundan açıkça hukuka aykırıdır.

10. Yönetmeliğinin ekinde yer alan Ek-2 Sözlü Sınav Formunda adayın imzasına yer vermemek suretiyle eksik düzenleme yönünden: Yönetmeliğin ekinde EK-2 Sözlü Sınav Formu yer almakta, ancak bu formda sözlü sınava giren adayın imzasına yer verilmemiştir. Sözlü sınava giren adayın verdiği cevabın "BÖLÜM C-AÇIKLAMA" kısmına yazılacağı belirtmekte, ancak adayın paraf atmak veya imzalamak gibi cevabını onaylayan herhangi bir işarete gerek duyulmamaktadır. Bu formun altında yer alan AÇIKLAMLAR kısmının 2.maddesinde "Bölüm Ç'de kendisine ait olan kısım imzalanacaktır" tümcesi yer alsa da bu tümcede kendisi ile kastedilenin sözlü sınava giren kişi mi olduğu belli değildir. Bu durum, sözlü sınav komisyonu karşısında sözlü sınava giren kişiyi güvencesiz bırakmakta, yargı denetimi açısından teknolojik olanaklarından da yararlanılmadığı dikkate alındığında sözlü sınav komisyonuna adayın cevabı yansıtma konusunda sınırsız bir yetki vermektedir. Bu nedenle dava konusu yönetmelik hükmünün hukuka uyarlılığı yoktur.

11. Olayımızda, yürütmenin durdurulması için 2577 sayılı yasanın 27. maddesinde yer alan koşullar birlikte gerçekleşmiştir. Yukarıdaki açıklamalar, uyuşmazlık konusu yönetmelik hükümlerinin hukuka ve kamu yararı ve hizmetin gereklerine açıkça aykırı olduğunu göstermektedir. Davacı sendikanın yazılı sınava göre yönetici olmak isteyen üyelerinin yönetici olmalarını engelleyecek oranda olumsuzluklara maruz kalacak, iş ve aile düzenleri ciddi biçimde bozulacaktır. Bu üyelerin yönetici olmak için yaptığı tüm çabalar, elde ettiği sınav başarısı sonuçsuz kalabilecek, elde ettiği sınav başarısı bir işe yaramayabilecektir. Bu nedenle davacı sendikanın üyeleri giderilmesi güç ya da olanaksız zararlara uğrayacaktır. O nedenlerle, olayımızda, yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için 2577 sayılı yasanın 27. maddesinin aradığı tüm koşullar gerçekleşmiştir.

SONUÇ ve İSTEM : Gerek yukarıda açıklanan, gerekse kurulunuzca doğrudan göz önünde bulundurulacak nedenlerle;

1. 21.06.2018 günlü, 30455 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliğinde müdür başyardımcılığına yer vermemek suretiyle eksik düzenlemenin, "Müdür olarak görevlendirileceklerde aranacak özel şartlar" başlıklı 6.maddenin 1/a-c maddesinin, "Yazılı sınav konuları ve ağırlıkları" başlıklı 16.maddesinin 1.fıkrasının a, e, f ve g alt bentleri, "Sözlü sınav konuları ve ağırlıkları" başlıklı 20.maddesinin 1.fıkrasının a alt 6 bendinde geçen "20" ibaresinin, "Sözlü sınav" başlıklı 21.maddesinin 2.fıkrasında geçen "Sözlü sınavda 60 ve üzerinde puan alanlar başarılı sayılır" tümcesinin, "Yönetici olarak görevlendirileceklere ilişkin duyuru ve başvuru" başlıklı 26.maddenin 1.fıkrasının,"Müdürlüğe yeniden görevlendirme" başlıklı 27.maddenin 1.fıkrasının, "Müdür yardımcılığına yeniden görevlendirme" başlıklı 28.maddenin 1.fıkrasının, "Kurucu müdürlüğe görevlendirme" başlıklı 31.maddesinin, "Müdür yetkili öğretmenliğe görevlendirme" başlıklı 32.maddesinin, Geçici 1.maddesinin, 21.06.2018 günlü, 30455 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliğinde ekinde yer alan "Ek-1 Yönetici Değerlendirme Formu"nun "Eğitimler" başlıklı sütununun 3.ve 5.alt sütunlarında geçen "yönetim" sözcüğünün, aynı formun "Cezalar" başlıklı sütunda uyarma cezasına yer vermemek suretiyle eksik düzenlemenin ve 21.06.2018 günlü, 30455 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliğinin ekinde yer alan Ek-2 Sözlü Sınav Formunda adayın imzasına yer vermemek suretiyle eksik düzenlemenin iptaline,

2. Yürütmenin durdurulmasına,

3. Yargılama giderleri ile vekillik ücretinin davalı yönetime yüklenmesine, Karar verilmesini vekil olarak saygı ile dilerim.

28/06/2018

Davacı Vekili Av. Mahmut Nedim Eldem

Danıştay’a verilen dilekçe için TIKLAYINIZ

FACEBOOK SAYFAMIZI TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYINIZ

TWİTTER'DAN TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYINIZ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
1 Yorum