Abdullah DAMAR
Sınıfta Yaratıcılığı Sağlayan ve Engelleyen Unsurlar
Yaratıcı düşünceye sahip olan kişiler herhangi bir problemle karşılaştıklarında;
-Bu probleme kaç değişik açıdan, nasıl bakılabilir?
-Daha önce bu tür problemler tekrar nasıl düşünülebilir?
-Bu problem kaç farklı şekilde çözülebilir?
-Bu problemi çözebilmek için neler yapmalıyım, şeklinde düşünür.
Öğretmenler de bu düşüncelerle, yaratıcı bir sınıf ortamı oluşturmak için ortamı özgüvenli, demokratik bir ortama dönüştürür. Dürüstlük ve empatinin önemini çocuklara sezdirir. Öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçlarına önem vererek, motive edici etkinliklere daha fazla yer verir.
Evde ve okulda yaratıcılığı engelleyen unsurlara bakıldığında ise öğrencinin cesaretini kırmak, aşırı güvensiz, otoriter, eleştirici bir sınıf ortamı, sınıf dışında etkinlik yapılmaması, kalabalık sınıflar ve ekonomik zorluklar sıralanabilir. Bunların yanında;
-Çocukları sürekli gözetim altında bulundurmak, izlendiklerini fark ettirmek.
-Çocukların yaptıklarını sürekli iyi ve kötü olarak yorumlamak ve iyi/kötü olarak değerlendirmek.
-Çocukları denetim altına almak.
-Aşırı övmek veya aşırı yermek.
-Çocukları birbiriyle karşılaştırmak, onları rekabete zorlamak.
-Çocukların deneyip yanılarak öğrenmelerine izin vermemek.
-Çocukların fikrini almadan, katı ve değişmeyen seçimler sunmak.
-Çocukların yapmak istediklerine sürekli sınırlar koymak.
-Çocukların yapması gerekenleri onların yerine yapmak.
-Sorumluluk vermekten kaçınmak.
-Çocuklara neyi, nasıl yapacaklarını gösteren kesin, değişmez reçeteler sunmak.
Bütün bunlardan sonra çocuklarımızın yaratıcılığını öldürüp öldürmediğimiz sorusunu kendimize sormamız gerekmiyor mu?