Okullarımızda Hangisine İhtiyaç Var, Yöneticiye mi, Lidere mi?

2023 Eğitim Vizyonunun en önemli hedeflerinden birisi, “İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi ve Yönetimi” bölümünde yer alan ‘Öğretmen ve Okul Yöneti̇ci̇leri̇ni̇n Mesleki̇ Geli̇şi̇mleri̇ Yeni̇den Yapılandırılacak’ hedefidir.

Bu hedef, hem öğretmenlerin, hem de öğretmenleri motive edecek eğitim yöneticilerinin mesleki gelişimleri ile ilgili yapılacakların belirlenmesi ve hayata geçirilmesi anlamında, çok önemlidir.

Ancak eğitim kamuoyunda, liderlik ve yöneticilik ayrımı konusunda yeterince farkındalık olmaması, üstelik yöneticilik kariyer basamaklarına geçiş yapmanın ve yükselmenin ‘liyakate değil, mülakata’ bağlı olmasının yarattığı adaletsiz ortam, öğretmenlerin büyük bir çoğunluğunda umutsuzluğa ve liderlik potansiyellerini harekete geçirmeyi, ileri bir zamana bırakmaya yol açmıştır.  

Bu anlamda liderlik ve yöneticilik kavramlarını biraz açmak gerekiyor.

Liderliği; en geniş tanımıyla bir grubun üyelerinin içsel ve dışsal olayların yorumunu, amaç seçimini, aktivitelerin düzenlenmesini, bireysel motivasyon ve yeteneklerini, güç ilişkilerini ve ortak yönlerini etkileyen; bireyin tanımlanmış başarıya ya da örgütsel amaçlara ulaşmak için diğer grup üyelerini etkilediği sosyal bir süreç olarak tanımlayabiliriz.[i]

Yönetim süreci ise bir kurumda plan ve bütçe oluşturmayı, organize olma ve personel istihdam etmeyi, kontrol ve problem çözmeyi gerektirir.

Yönetim ve liderlik, örgütlerde birbirini tamamlayan süreçlerdir. Ancak liderler değişime ve yeni yaklaşımlara kendilerini adarken, yöneticiler, istikrara ve statükoya önem verir. Liderler, çalışanların inançlarını anlamak ve onların güvenini kazanmakla ilgilenirken, yöneticiler sorumluluklarını yerine getirir, yetkilerini uygular ve işlerin nasıl tamamlanacağına kafa yorar.[ii]

Yapılan çalışmalarda liderlik ve yönetici arasında anlamlı farklılıkların olduğu tespit edilmiştir.[iii]

YÖNETİCİ

LİDER

Gücünü konumundan alır.

Gücünü, etkileme ve iletişimden alır.

Üst kademededir.

Üst kademede yer almayabilir.

Tayin ettiği astları vardır.

Grubunda yer almak isteyenler vardır.

Başarısı sisteme bağlıdır.

Başarısı üyelere bağlıdır.

Denetler.

Yetki verir.

Statükoyu korur.

Gelişmeye önem verir.

Kuralcıdır.

Yenilikçidir.

Kısa vadeli düşünür.

Uzun vadeli düşünür.

Varolan hedefe hizmet eder .

Kendi hedefini belirler.

Başkaları tarafından yönetime getirilir.

İçinde bulunduğu grup tarafından seçilir.

Biçimsel yapılardan güç alır.

Gücünü içinde bulunduğu gruptan alır.

Biçimsel olanı temsil eder.

Doğal olanı temsil eder.

Bu özelliklere bakıldığında, var olan eğitim yöneticilerinin ezici bir çoğunluğunun liderlik özelliklerini değil, yönetici özelliklerini taşıdığı, hatta birçok örnekte bu özelliklerin de olmadığı görülmektedir. İddiamızla ilgili olarak 2017 yılında,  (Baltacı, 2017) tarafından, Ankara ilinde çalışmakta olan 339 ilkokul müdürü ile yapılan “Okul müdürlerinin okuma alışkanlıkları ve okuduğunu anlama düzeyleri” başlıklı araştırma, kamuoyunda yankı uyandırmış, okul müdürlerinin okuma alışkanlığı ve okuduğunu anlama düzeylerinde yaşanan olumsuz durumu gözler önüne sermiştir. Araştırma kapsamında okul müdürlerinin ayrıca boş zaman alışkanlıkları da belirlenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, Okul müdürlerinin %53,39’u boş zamanlarını televizyon izleyerek geçirmektedir. Okuma alışkanlıkları ise %1,77’lik oranla okul müdürlerinin yaşamında önem bakımından 13. sırada yer almaktadır. Bununla birlikte, daha da vahimi, okul müdürlerinin %71,7’si hiç kitap okumamaktadır. Okul müdürlerinin okuduğunu anlama düzeyleri, erkekler için %37,1 ve kadınlar için %35,25 olarak belirlenmiştir. Okuduğunu anlama düzeyi lisansüstü mezunları için %33,46, lisans mezunları için %25,67 olarak gerçekleşmiştir.[iv]

Bu tablo üzüntü vericidir. Bu oranlar, liderlik ve yöneticilik konusunda asgari şartların olmadığını ortaya koymaktadır.

Yaklaşık yirmi yıl önce belirlenen, zaman zaman değişikliklere uğrasa da yazılı sınav ve hizmet içi eğitimi gerektiren; belirli sürelerle değil, soruşturma sonucu görevden alınma ya da kendi isteğiyle görevden ayrılma hariç belirli bir güvenceye kavuşan eğitim yöneticisi belirleme ve atama yöntemini bir yana bırakarak; son beş yılda sadece ‘mülakat’a indirgenen ve adına yönetici görevlendirme süreci denilen garabetle yüz yüze kalınması, eğitim sisteminin içine düştüğü olumsuz durumun en önemli nedenlerinden  biridir.

Sonuç olarak; eğitim sistemimizin, gücünü, etkileme ve iletişimden alan, çalışanlara yetki veren, ekip çalışmasını ilke edinen, gelişmeye önem veren, yenilikçi, uzun vadeli düşünen, kendi hedefini belirleyen, içinde bulunduğu grubun onayını alan ve yönetme gücünü içinde bulunduğu gruptan alan, eğitim liderlerine ihtiyacı vardır.

Bu ihtiyaç ertelenemez ve geçiştirilemez bir ihtiyaçtır.

 

[i] Eğitim Yönetimi. Wayne K.Hoy, Cecil G.Miskel. Editör:Srelahattin Turan Nobel-2012

  Eğitim Yönetimi. Fred C. Lunenberg, Allan C. Ornstein. Editör: Gökhan Arastaman

[ii] Eğitim Yönetimi. Fred C. Lunenberg, Allan C. Ornstein. Editör: Gökhan Arastaman (s.101)

[iii] Dr.Orhan ERDEM Dr. A. Metin DİKİCİ. LİDERLİK VE KURUM KÜLTÜRÜ ETKİLEŞİMİ. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi. YAZ-2009 C.8 S.29 (198-213

[iv] Baltacı, A. (2017). OKUL MÜDÜRLERİNİN OKUMA ALIŞKANLIKLARI VE OKUDUĞUNU ANLAMA DÜZEYLERİ. Eğitim ve Toplum Araştırmaları Dergisi/JRES, 4(2), 1-32, 2017

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Abdullah DAMAR Arşivi