Abdullah DAMAR
Kapsayıcı Eğitimde Ne Durumdayız?
Kapsayıcı eğitim, tüm öğrenenlerin, kültürlerin ve toplulukların farklı gereksinimlerine, öğrenmeye katılımı artırarak ve eğitim sisteminin içindeki ayrımcılığı azaltarak yanıt verme sürecidir. Bu süreç, öğrenme çağındaki tüm çocukları içeren ortak vizyonu ve tüm çocukları eğitmenin devletlerin sorumluluğu olduğu inancıyla içerik, yaklaşım, yapı ve stratejiler konusunda yapılması önemli olan değişiklikleri kapsar.i
Kapsayıcı eğitim, eğitim kurumlarının ve süreçlerinin cinsiyet, etnik köken, dil, din, yerleşim yeri, sağlık durumu, sosyoekonomik durum vb. özelliklerinden ya da koşullarından bağımsız olarak tüm çocukların gereksinimlerine yanıt verecek biçimde yeniden düzenlenmesini öngören bir süreçtir. Kapsayıcı eğitim uygulamalarının temel amacı, eğitim ortamlarındaki bireylerin farklı özelliklerine ve koşullarına ilişkin önyargılardan ve olumsuz tutumlardan kaynaklanabilecek dışlanmayı ve ayrımcılığı ortadan kaldırmaktır. Eğitim, toplumun tüm bireylerini doğrudan etkilediği için kapsayıcı bir eğitim sistemi, yüksek nitelikli bir eğitim deneyiminin ve ayrımcılığın olmadığı bir toplum inşa etmenin merkezinde yer alır. Kapsayıcı eğitim konusunda son dönemde farkındalık artmış olsa da, farklı nedenlerle okul dışında kalan ya da olumsuz eğitim deneyimleri yaşamaya devam eden çocukların varlığı, bu alanda iyileştirmelere gereksinim olduğunu gösterir.
Kapsayıcı eğitim, eğitim sisteminin tüm çocukları, gençleri ve yetişkinleri içermesi için benimsenmesi gereken genel bir ilke, çocuk haklarının gereği ve toplumsal kalkınmanın önemli bir önkoşuludur.
Kapsayıcı eğitim, UNESCO tarafından üç ayrı temelde gerekçelendirilmektedir.
1-Eğitimsel gerekçe; Kapsayıcı okulların, bireysel çeşitliliklere yanıt veren öğretim yöntemleri geliştirmesi ve bunun tüm öğrencilerin yararına olmasıdır.
2-Sosyal gerekçe; Kapsayıcı okulların bir tutum değişikliği yaratarak daha adil ve kapsayıcı bir toplum için temel oluşturacak olmasıdır.
3-Ekonomik gerekçe; Tüm öğrencilere bir arada eğitim veren okulların, farklı öğrenci grupları için farklı okulların kurulduğu daha karmaşık bir eğitim sistemine göre daha az maliyetli olmasıdır.
Kapsayıcı eğitimde eğitim ve öğretimin çeşitli boyutları arasında dinamik bir ilişki geliştirilmelidir. Bu boyutlar;
-Eğitim politikaları,
-Öğretim programları,
-Okul kültürü,
-Öğretim uygulamaları,
-Öğrenme ortamları şeklinde sıralanabilir.
Türkiye’yi kapsayıcı eğitimin geldiği aşama açısından değerlendirdiğimizde; engeli olan çocukların eğitiminin mevzuatta kapsamlı biçimde düzenlendiğini söyleyebiliriz; ancak cinsel yönelim, cinsiyet, dil, din, etnik köken ve sosyoekonomik durum bakımından kapsayıcı eğitimi destekleyecek kapsamlı bir düzenleme olduğunu söylemek oldukça güçtür.
Bu anlamda; eğitim politikaları, öğretim programları, okul kültürü, öğretim uygulamaları ve öğrenme ortamları alanlarında zaman geçmeden gereken düzenlemelerin yapılması şarttır.
i ERG (2016). TÜRKİYE’DE KAPSAYICI EĞİTİMİ YAYGINLAŞTIRMAK İÇİN POLİTİKA ÖNERİLERİ.