Seyyanen ek ödeme düzenlemesiyle yıllardır sanal bir ücret politikası yürütülmekte ve bütün kamu çalışanları bu aldatmaca ile yıllarını geçirmektedirler.
Emeklilikte tamamen kesilen ek ödemenin yarattığı boşluk ve eksiklik ile karşı karşıya kalacağını bilen kamu çalışanları, bu sanal uygulama uğruna emekliliklerini ertelemekte, emekli maaşlarında yaşanacak eksilmeler nedeniyle yaşayabilecekleri geçim sıkıntısı ve zorluklarla başedemeyecekleri düşüncesiyle olabildiğince uzun süre emeklilik hayallerini ertelemektedirler.
Çalışırken maaş gelirleri üzerine seyyanen uygulanan ek ödeme garabeti artık sonlandırılmalı, ek ödeme vb. kalemler emekliliğe yansıtılmalı, kamusal ücret farklılıkları giderilmeli, aynı kadro, statü ve iş karşılığı, kurumdan kuruma değişen farklı ücret uygulamaları ve haksızlıkları son bulmalı, seçim vaadi olarak dillendirilen 3600 ek gösterge ve bütün guruplara yapılacak ek gösterge düzenlemesi ile verilen sözler yerine getirilmeli, piyasa ve ülke gerçeklerini dikkate alan, insan onuruna yaraşır asgari ücret ve gelir vergisi düzenlemesi bir an önce hayata geçirilmeli, toplumun geniş kesimlerini oluşturan ve temelde piyasanın da can damarı olan dar ve sabit gelirlilerin, paylarına düşen ve hak ettikleri refah payını almaları sağlanmalı, devlet yöneticilerinin her fırsatta dile getirdikleri, büyüyen ekonominin olumlu yansımaları tabana yayılarak, gerek ekonomik canlılık ve gerekse geleceğe dönük umutların sürdürülmesi açısından büyük önem arzetmektedir.
Çalışanları enflasyona ezdirmedik yalanı artık inandırıcılıktan çok uzak klişe bir söylemden ibarettir. Yıllardan beri enflasyon oranında zam vererek çalışanların eflasyona karşı korunduğunu iddia eden söylemlerin de artık geçerliliği kalmamıştır zira, enflasyon oranında yapılan maaş zamlarının aslında bütün ücretlileri enflasyona teslim eden "SIFIR" zam olduğu gün gibi ortadadır.
Büyüyen ve gelişen bir ekonomiye sahip olduğu söylenen ülkemizde, realitede yaşanan işsizlik rakamları, yoksulluk ve açlık sınırı rakamları, piyasalarda devam eden belirsizlik ve güvensizlik ortamının yarattığı rahatsızlıklar ve endişeler toplumun dar ve sabit gelirli kesimlerinde çok daha ağır bir şekilde kendini hissettirmekte ve daha dün Sn. Bakanın TBMM de ifade ettiği şekilde milyonlarca vatandaşımızın elektrik faturalarını dahi ödeyemedikleri gerçeği dile getirilmektedir.
Hakkaniyetli ve eşitlikçi bir düzenleme ile dar ve sabit gelirliler için vergi oranları üzerinde yapılacak bir düzenleme, ülke gerçekleri gözetilerek kişi başı yaşam maliyetinin hahkkaniyetle belirleneceği ve buna paralel, 4 kişilik ailenin ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir asgari ücret belirlenmesi, verilen sözlerin yerine getirilerek 3600 ek gösterge ve diğer gruplara da yansıtılacak ek gösterge artışları ile birlikte, ek ödemelerin de emekli maaşlarına yansıtılması suretiyle ülkenin %80 den fazlasını ve bütün piyasaları birden bire canlandıracak bu uygulamaların hayata geçirilmesi bütün toplum katmanlarını etkileyecek, yaşanan pekçok olumsuzlukların ortadan kaldırılmasına büyük katkı sağlayacaktır.
Bugün itibariyle ülkenin önceliği, Suriyeli mültecilere yapılacak 250 m2. lik bahçeli evler değil, yaşadığı ekonomik sıkıntılardan nefes alamayan geniş kitlelerin rahat bir nefes almalarının sağlanmasıdır.
2020 yılının bütün bunların hayata geçirilebileceği bir yıl olması umuduyla, ülkemiz insanının bunları fazlasıyla hakettiğine olan inancımızla, ülkeyi yönetenlerin de artık halkın sıkıntılarına kulak vermelerini diliyorum.
