ÇALIŞANLARI ENFLASYONA EZDİRMEDİK !!!

Açıklanan ekonomi programları ile, teşvik edilen, canlandırılan, vergi ve prim ertelemeleri, yapılandırmaları hatta muafiyetleri tanınan belli başlı sektörler üzerinden genel ekonomik sıkıntı ve aksaklıkların giderilmesinin planlandığı belirtilirken, o sektörlerde çalışan, üreten, alınteri döken milyonlarca insanımızın yaşadıkları ekonomik sıkıntıları gidermek için tek bir adım atılmaması, bir çalışanın aylık yaşam maliyetinin dahi altında verilen asgari ücretin tespiti için aylarca buçuk buçuk hesap yapılırken, patronların açıklamalarının hemen ardından ekonomik program adıyla yeni pek çok düzenlemelerle patronların rahatlamalarının sağlanması, çalışan işçiden kesilen işsizlik sigortası primlerinin , şirketlere, patronlara veya amacı dışında farklı kanallara aktarılması, buna karşılık işten çıkarılan bir işçiye bağlanacak üç kuruş işsizlik maaşı için bin dereden su getirilmesi, emeklinin açlık sınırı, çalışanın yoksulluk sınırları altında yaşam mücadelesi verdiği 81 milyonluk ülkede, milyonlarca çalışan için bir vergi düzenlemesi yapılmazken, bir avuç patrona prim, teşvik, muafiyet, erteleme vb. birçok ayrıcalıklar tanınması, işçinin çalışanın emeğinden alın terinden yıllar boyu yapılan kesintilerle biriken kıdem tazminatının bile hiç edilmesine yönelik fon vs. yöntemlerle elinden alınmasının düşünülmesi, buna yönelik bir düzenleme fikrinin ortaya atılması bile kabul edilebilecek bir durum değildir. Bu ülke insanı, doğumundan ölümüne kadar hayatının her döneminde bu ülke için dünyanın hiçbir ülkesindeki insanların yapmadıkları kadar fedakarlıklarla geçirmektedir zaten hayatını...

    Ömrünün son deminde emekliliğini bile huzur içinde yaşayamazken, çalıştığı yıllar boyu karın tokluğuna hayatının en güzel yıllarını feda etmiş, bir kıdem tazminatı umuduyla yıllarını geçirmiş insanların umutlarının karartılması, yıkılması üstelik bunun bir avuç patron talebi ile birlikte devlet eliyle yapılmasının düşünülmesi dahi o insanlara saygısızlıktır, hakarettir... 

An itibariyle kredi kartı borçları, tüketici kredisi ödemelerindeki aksamalar vb, nedenlerle, takip ve icra durumuna düşmüş yüzbinlerce insanımızın dertleriyle dertlenmeyip, onlar için bir çare üretmeyip, yolunacak kaz misali çalışandan alınan vergilerle patronlara dağıtılan teşviklerin, hibelerin, muafiyetlerin, prim desteklerinin bugüne kadar hiçbir hükümete faydası olduğu görülmemiştir...

   Satınalma gücü olmayan paraya, altı aylık dönemler için buçukluk dilimlerle yapılan sözde maaş zamlarının varlığını, rahatlığını, doğrudan hayatında hisseden bir tek çalışan, emekli sözkonusu değilken, çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik mavalları, kürsü siyasetinden başka birşey değildir. Altı ay boyunca enflasyonist tarifeleri uygulayıp, kalem oyunlarıyla gerçeği yansıtmayan rakamlar üzerinden sözümona maaş zammı rakamı belirleyerek, bir de üstüne enflasyona ezdirmedik demek insanların aklıyla alay etmektir. Devletin kendi alacakları için %23 güncelleme oranı belirlerken, çalışana vereceği zamları sözde %15 küsurluk rakamlar üzerinden yapması, kaşıkla verip, kepçeyle almak cambazlığıdır. 

    Enflasyona çare bulunamıyorsa, enflasyon farkı aylık olarak maaşlara yansıtılmalıdır. Maaş zamlarında esas alınan Enflasyon sepeti, aylık ve yıllık olarak güncellenmeli, toplumsal harcama ve ihtiyaçların seyrine göre temel yaşamsal ihtiyaçların gerçek fiyatları üzerinden yapılan hesaplamalarla maaş zammı rakamları oluşturulmalıdır. 

    Artık hiç kimse enflasyona ezdirmedik hikayeleri dinlemek istemiyor beyler !

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Mecbur BODUR Arşivi