Eğitim Sistemi Özelleşirken!

Neoliberal ekonomik sistemin en belirgin hedeflerinden birisi de sosyal devletin temel görevlerinden biri olan ve kamusal  nitelikli olması gereken eğitim ve sağlık sisteminin piyasaya açılması, eğitimin ve sağlığın paralı hale gelmesi ve bu iki sektör açısından, kapitalizmin temel sorunu olan karların azalması sürecini, en karlı sektörlerden olan bu iki sektörle aşmaya çalışmaktır. 

2015-2016 Eğitim Öğretim Yılı itibarıyla özel okulların altın çağını yaşadığını ifade edebiliriz. Gelinen aşamada 2012/2013 Eğitim Öğretim Yılı özel öğretim verileriyle, 2015-2016 Eğitim Öğretim Yılı özel öğretim verilerini karşılaştıracak olursak karşımıza şöyle bir tablo çıkar; 

2012/’13 Eğitim Öğretim Yılı Özel Okul-Öğrenci Sayıları 

Eğitim Kademesi 

Okul Sayısı 

Öğrenci Sayısı  

Okulöncesi 

3 641 

124 724 

İlkokul 

992 

167 381 

Ortaokul 

904 

164 294 

Lise 

1 033 

156 665 

Toplam  

6 570 

613 064 

2015/’16 Eğitim Öğretim Yılı Özel Okul-Öğrenci Sayıları 

Eğitim Kademesi 

Okul Sayısı 

Öğrenci Sayısı 

Okulöncesi 

4 658 

191 670 

İlkokul 

1 389 

232 039 

Ortaokul 

1 555 

278 089 

Lise 

2 923 

472 611 

Toplam  

10 525 

1 174 409 

4+4+4 Sonrasında Özel Okul Sayısındaki Artış ve Oranları 

Eğitim Kademesi 

Okul Sayısındaki  

Artış ve Oranı 

Öğrenci Sayısındaki 

Artış ve Oranı  

Okulöncesi 

1 017 (%28) 

66 946 (%54) 

İlkokul 

397 (%40) 

64 658 (%39) 

Ortaokul 

651 (%72) 

113 795 (%69) 

Lise 

1 890 (%183) 

315 946 (%201) 

Toplam  

3 955 (%60) 

561 345 (%92) 

Karşılaştırma yaptığımız dönem itibarıyla, Türkiye’de özel okul sayısı 4+4+4 ile birlikte yüzde 60, öğrenci sayısı yüzde 92 artmıştır. Oransal artışın en yüksek olduğu dönem ise 2015-2016 eğitim öğretim yılı oldu.1 

2014-2018 yıllarını kapsayan Onuncu Kalkınma Planı’nda; “Eğitimde alternatif finansman modelleri geliştirilecek, özel sektörün eğitim kurumu açması, özel kesim ve meslek örgütlerinin mesleki eğitim sürecine idari ve mali yönden aktif katılımı özendirilecektir.” şeklinde; MEB 2015-2019 Stratejik Planında; “Özel sektörün eğitim ve öğretimdeki payını artırmak amacıyla teşvik uygulamaları geliştirilecektir. Geliştirilen teşvik ve finansman uygulamalarının izlenmesi ve değerlendirilmesi güçlendirilecektir.” şeklinde yer alan, eğitimde özelleştirme programı hedefine ulaşmış, hatta aşmış durumdadır. 

MEB-2016 Faaliyet Raporunda, 2016 yılında özel öğretimde okullaşma oranları (%) şu şeklide yer almıştır:2 

Performans Göstergeleri 

Hedef 

Gerçekleşme 

Gerçekleşme Durumu 

Bakanlığımız okul öncesi eğitimde özel öğretimin payı/Oran 

11,05 

12,97 

Ulaşıldı 

İlkokulda eğitimde özel öğretimin payı/Oran 

4,10 

4,30 

Ulaşıldı 

Ortaokulda eğitimde özel öğretimin payı/Oran 

4,40 

5,44 

Ulaşıldı 

Ortaöğretimde eğitimde özel öğretimin payı/Oran 

5,90 

13,17 

Ulaşıldı 

Tabloda da görüldüğü gibi; başta ortaöğretim olmak üzere, okul öncesi, ilkokul ve ortaokullarda özel öğretimin payı hedeflenenden daha fazla bir oranda yükselmiştir.  

Eğitim sistemindeki özelleştirme ve ticarileştirme uygulamaları, kamusal ve kapsayıcı eğitiminin yok edilmesi sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Zaten sorunlarla boğuşan ve dibe vurmuş durumda olan eğitim sisteminin, toplumun dezavantajlı kesimlerinin daha da aleyhine bir seyir izlememesi için devletin mali imkanlarının, özel öğretim kurumlarına değil, her kademeden devlet okullarına aktarılması gerekmektedir. Kamusal eğitimin gereği budur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Abdullah DAMAR Arşivi