Abdullah DAMAR
Disiplin Cezalarında Karar Süresinin Aşılması Cezayı Ortadan Kaldırır mı?
Bilindiği gibi kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile kanunların, tüzüklerin ve yönetmeliklerin Devlet memuru olarak emrettiği ödevleri yurt içinde veya dışında yerine getirmeyenlere, uyulmasını zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 125.maddesinde sıralanan disiplin cezalarından birisi verilir.
Disiplin soruşturması süreçleri 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda en ince ayrıntısına kadar açıklanmıştır. Bu süreçlerden birisi de soruşturması tamamlanan, rapora bağlanarak disiplin, idari ve mali yönden teklif edilen yaptırımların disiplin amirleri tarafından hangi sürelerde uygulanacağı konusudur.
Bu konu anılan kanunun 128.maddesinde “Disiplin amirleri uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını soruşturmanın tamamlandığı günden itibaren 15 gün içinde vermek zorundadırlar. Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren hallerde soruşturma dosyası, kararını bildirmek üzere yetkili disiplin kuruluna 15 gün içinde tevdi edilir. Disiplin kurulu, dosyayı aldığı tarihten itibaren 30 gün içinde soruşturma evrakına göre kararını bildirir. Memurluktan çıkarma cezası için disiplin amirleri tarafından yaptırılan soruşturmaya ait dosya, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kuruluna tevdiinden itibaren azami altı ay içinde bu kurulca, karara bağlanır.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 127. maddesinde ise, ceza verme yetkisinin hangi durumlarda zamanaşımına uğrayacağı hükümleri yer almıştır. Bu maddeye göre:
“Bu Kanunun 125 inci maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında, bu fiil ve hallerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren;
a) Uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde disiplin soruşturmasına,
b) Memurluktan çıkarma cezasında altı ay içinde disiplin kovuşturmasına, başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar.
Disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar.”
Bu iki hükmün birlikte düşünülmesinden; son savunması alınarak her türlü usul ve işlemleri tamamlanmış olan bir soruşturmada disiplin amiri veya kurulunun kararını belli süre içinde vermemesi durumunda, hakkında soruşturma açılanların tedirgin olacağı ve uzun süre baskı altında tutulmalarının önlenmesi amacıyla disiplin amirine 15 gün, il disiplin kuruluna 1 ay, yüksek disiplin kuruluna da 6 ay içinde karar verilmesi zorunluluğunun getirildiği, bu sürenin ceza verme yetkisini kaldıran bir niteliği bulunmadığı, aksine disiplin amiri ve kurullarını kısa sürede karar vermeye zorlayıcı nitelikte olduğu bu sürenin dışında karar verilmesinin disiplin cezasını kusurlandırıcı bir durum olamayacağı, sadece, ilgili amir veya kurulun görevini belli süre içinde yapmaması nedeniyle sorumluluğunun doğacağı değerlendirilmektedir.
Kanunun 128. maddesinde disiplin amiri veya kurullarına karar vermek için tanınan süreler, idarenin iç işleyişi ve düzeni ile ilgili olduğundan, bu süre geçirildikten sonra ceza verilmiş olmasında yasaya aykırılık olmadığı ortaya çıkmakta, kanunda, disiplin soruşturması sürecindeki ‘Soruşturmaya başlama zamanaşımı’ veya ‘Karar verme zamanaşımı’ kuralları belli olduğundan ayrıca bir karar verme zamanaşımı kuralı koymaya yer olmadığı ortaya çıkmaktadır.
Bu anlamda 657 Sayılı DMK’nin 128.maddesindeki karar verme sürelerinin geçirilmesi, disiplin amirlerinin ceza verme yetkisini ortadan kaldırmamakta ancak görevini kanunda öngörülen sürede yapmaması nedeniyle sorumluluk doğacağı anlaşılmaktadır.