Abdullah DAMAR
Ders Kitaplarında Engelliliğe İlişkin Tavsiyeler
“Ders Kitaplarında Engellilik Ne Durumda?” başlıklı yazımızda, hem MEB, hem de özel yayınevleri tarafından basılan toplam 37 kitabın incelenmesi sonucu elde edilen bulguları paylaşmıştık. ‘Eğitime Eşit Katılım Projesi’ çerçevesinde hazırlanacak olan ders kitaplarında dikkat edilmesi gereken hususlara ilişkin tavsiyeler de şu şekildedir;[i]
Ders kitaplarının hazırlanma sürecine ilişkin tavsiyeler
-Ders kitabı hazırlama sürecinde rol alan uzmanların engelliliğe hak temelli yaklaşım konusunda bilgilendirilmesi ve yönlendirilmesi.
-Ders kitaplarında engelliliğin adlandırılmasında kanun ve yönetmeliklerle tutarlı bir terminoloji kullanılması ve “özürlü” kavramının kullanılmaması.
-Ders kitaplarının yazımında ve hazırlanmasında görev alan uzmanların engelliliğe hak temelli yaklaşım ve engelliliğin olağanlaştırılmasına yönelik yapılabilecekler konularında bilgilendirilmesi.
-Engellilik alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının ve aktivistlerin ders kitaplarının yazımı ve incelenmesi sürecine katılımının sağlanması ve ilgili komisyonlarda yer alması.
-Ders kitaplarının farklı engellilik türleri gözetilerek, evrensel tasarım ilkesi benimsenerek erişilebilir kılınması.
Ders kitaplarının içerik ve söylemine ilişkin tavsiyeler
-Engelli karakterlerin ders kitaplarının genelinde yer alması.
-Engelli bireylerin gündelik hayattan çeşitli bağlamlarda temsil edilmesi ve engelliliğin olağan bir durum olduğu fikrinin benimsenmesine katkı sunulması.
-Farklı engellilik türlerinin görünür kılınması, engelliliğin temsilinin ortopedik engellilik ile sınırlı tutulmaması.
-Engelli karakterlere sadece engelli olmaları sebebiyle yer verilmemesi ve engelli olmaları dışındaki özelliklerinin öne çıkarılması.
-Başarı hikâyelerine yer verilen engelli karakterin başarısının yalnızca kendi sorumluluğuna yüklenmemesi ve gerekli yasal önlemlerin devletler tarafından alınarak bireylerin hakkı olan düzenlemelerin sunulması gerektiğinin her fırsatta vurgulanması.
-Başarıya engel olan ‘sorun’ olarak bireyin engelliliğine değil, kendini gerçekleştirmesine olanak tanımayan toplumsal düzene odaklanılması ve böylece “rağmen” vurgusundan kaçınılması.
-Yurttaşların birbirlerini eşit görmeleri ve engelliliğe dayalı ayrımcılığın önlenmesi için ders kitaplarında yardım temelli söylemin yerini hak temelli söylemin alması yönünde bilgilendirmelere, farkındalık yaratacak içeriklere ve temsillere yer verilmesi.
-Yardım kampanyalarının, engellilere yönelik merhamet ve acıma gibi duyguları güçlendirdiği ve engelliliği maddi yardımla çözülecek bir ‘sorun’a indirgediği gerekçesiyle sorunsallaştırılması.
-Engelli kişilerin ihtiyaç duyabileceği medikal araç ve gereçlerin sağlanmasının sosyal devletin görevi olduğunun belirtilmesi.
-Engelliliğin bireysel düzeyde ve yardım kampanyaları ile ilişkilendirilerek değil, bütüncül bir sosyal politika yaklaşımıyla ele alınması.
-‘Sivil toplum’ konusunda, yardım temelli çalışan sivil toplum kuruluşları yerine hak temelli çalışan kuruluşların öne çıkarılması.
- İnsan haklarının tanımı, tarihi ve kapsamına dair bilgilendirmeler yapılması; bu çerçevede geliştirilen uluslararası sözleşmelere ve ulusal mevzuata ilgili ders kitaplarının belirli noktalarında değil, genelinde değinilmesi.
-Odağın, uluslararası ve ulusal düzeyde kabul edilen engellilik tanımıyla örtüşecek şekilde, farklı gereksinimler ve özellikler gözetilmeden kurulan toplumsal düzene çevrilmesi.
-İnsan hakları perspektifi ile düzenlenen ve kabul edilen belgelerde yer alan doğrudan ayrımcılık, dolaylı ayrımcılık, mâkul uyumlaştırma, evrensel tasarım vb. kavramların tanımlanması ve öğrencilerin bu çerçevede bilgilendirilmesi.
-“Yetiyitimi”, “fonksiyon kaybı” ve “engellilik” kavramlarının tanımlarına yer verilmesi.
-Norm’ ve ‘makbul’ kabul edilene karşılık, farkların ‘sorun’ değil, çeşitlilik olarak tanımlanması, beraberinde farklı varoluşların toplumsal hayata etkin ve tam katılımının önemine dikkat çekilmesi, bu konuda bilgilendirmelere yer verilmesi.
-Tedavi ve rehabilitasyon gibi süreçlerle ‘sorun’ olarak tanımlanan farkların iyileştirilmesinin genel söylem olarak sunulması yerine, sadece engelli bireyi değil, onu içeren ve çevreleyen ortamı da gözeten kapsayıcı bir model olarak biyo-psiko-sosyal yaklaşımın benimsenmesi ve bu konuda bilgilendirmeler yapılması.
Tüm bireyler, evrensel bir hak olan ve hem uluslararası hem de ulusal mevzuatta belirli sözleşme ve belgelerle güvence altına alınan eğitim hakkını koşulsuz gerçekleştirebilmelidir. Bu anlamda, Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’nin 24. Maddesinde de, engelli bireylerin eğitim hakkından koşulsuz, ayrımcılığa uğramadan yararlanabilmeleri için ders kitapları hazırlanırken yukarıda sıralanan tavsiye kararlarına riayet edilmesi oldukça önemlidir.
[i] Ders Kitaplarında Engellilik TAVSİYELER RAPORU. ERG-2017