Serdar GÜNDÜZ
MARİFET, İLTİFATA TABİDİR
Devletin asık yüzü ceza vermektir. Devletin güler yüzü ise taltif etmektir. Amirler, patronlar, ödüllendirme gücünü kullanmazlarsa çalışanları güdüleyemezler. Sevk ve idarede sorunlar gelişir.
Çalışkan insanlar grup içinde tebrik edilmek isterler. Ödül gücü cezanın gücünden kat be kat daha fazladır. Ödül’ün insan psikolojisinde bu derece etkili olmasının altında Manevi duygulara hitap etmesi yatar.
ABD’li bilim insanı Abraham Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisinde insanın gereksinim piramidinin temelinde beslenme, barınma, üreme gibi dürtüler yer alır. Maslow, beğenilme, kabullenilme, sosyalleşme gibi sosyal ihtiyaçları fizyolojik ihtiyaçların ardına koymuştur. Bu düşünce insana has duyguları yok saymaktadır. Maslov, bu bakış açısıyla vatanı için canını seve seve feda eden şehitlerimizin maneviyatını açıklayamaz.
Çalışanların tek amacı evine ekmek götürmek değildir. Faydalı olmayı isterler. 2011 yılında İstanbul İl Milli Eğitim Müdüründen aldığım Teşekkür belgemi örnek gösterebilirim. Atama ve yer değiştirmede hiçbir puan değeri yok ama manevi değeri var. Teşekkür belgemi çerçevelettim. Yıllardır çalışma odamın duvarına asılı duruyor.
İşçinin, memurun daha verimli olması, işine bağlı olması için devletin memura; patronun işçiye güler yüz göstermesi gereklidir. Amirin, müdürün, işverenin tabiiyetindeki personele güler yüz göstermesi, personelini ödüllendirmesi liderlik gücüyle alakalıdır. İngiliz düşünür Francis Bacon: “Övgü, erdemin yansımasıdır.” Sözüyle övgüde bulunmanın erdemli bir davranış olduğunu ifade etmiştir.
İdarenin güler yüzü ise taltiftir. Atalarımızın dediği gibi: “Marifet, iltifata tabidir.”
Esen Kalın...