Murat Mehmet GÜLER
24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ İKRAMİYESİ
24 Kasım tarihi artık bir beklenti noktası haline dönüşmüş durumda.Öğretmenler ; hep bir umutla mevcut sorunların çözüme kavuşturulacağı milat olarak görürler bu günü… Öyle çok da istekleri yok aslında öğretmenlerin, mali konuları ayrı tutarak öğretmenlerin ne istediğine dair birkaç başlık yazayım.
- Öğretmenler her şeyden önce saygı görmek istiyor.Lafı gelince öğretmenlerin baş tacı olduğu söylenir ,yaptıkları işlerin kutsallığından söz edilir durulur…Hatta TUBİTAK ‘ın desteğiyle İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nün Mesleki İtibar Skalası çıkarmak için yaptıkları araştırma sonucuna göre ; öğretmenlik 4. İtibar gören meslek grubu…Bu araştırmaya göre Öğretmenlik mesleği , Vali , Mimar ,Belediye Başkanı hatta Diş hekimlerinden daha itibarlı durumda ...Sanırım bilimsel bir araştırma sonucu ile gerçekte var olanın bu denli farklı olduğu başka durum olamaz…Çünkü günümüzde öğretmenlik mesleği tukaka edilmiş durumda, ne saygınlığı ne itibari ne de güvencesi kalmış durumda…
- Öğretmenler liyakat istiyor.Sanırım ülkece en büyük sorunumuz bu olsa gerek…İl , ilçe milli eğitim müdürlüklerinden en tabana, okul idareciliğine kadar benim adamım olsun garabeti ne yazık ki vazgeçilmezimiz olmuş durumda.Tamam senin adamın olsunda ,senden olan biraz olsun liyakat sahibi olsun , öyle biri yoksa bırak çalışan liyakatli kişiler görevlerine devam ede dursun sen de o sırada senin adamlarını ! eğit ki benim adamım olsun anlayışının getirileri biraz olsun pozitife dönsün…Balık baştan kokar liyakatsiz , vizyon sahibi olmayan , çağa aya uyduramamış yöneticilerin varlığı eğitim sistemimizin en önemli sorunlarının başında gelmektedir.
- Öğretmenler adalet istiyor. Zorunlu hizmet bölgelerinden haberiniz var mı ? Batı illerimizin en güzel ilçe merkezleri dahi zorunlu hizmet kapsamında biliyor musunuz ? E durum böyle olursa gerçekten zorunlu hizmet bölgesi şartlarını taşıyan yerlerde ve ya da Doğu/Güney Doğu illerinde çalışan öğretmenlerin ilk fırsatta oralardan uzaklaşmak istemesi gayet normal olur.Siz adil olacaksınız, siz öğretmenlere adil imkan ve şartlar sunacaksınız ki herkes üzerine düşeni yapsın…Batı illerinde öyle yerler var ki zorunlu hizmet kapsamında , gerçekten bu işin suyu çıkmış.
- Okul öncesi öğretmenleri teneffüs hakkı istiyor. Okul öncesi eğitiminin aralıksız ( 50 şer dakikadan 6 ders saati ) 5 saat olması nedeniyle ; okul öncesi öğretmenlerini temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta sıkıntı yaşıyor.Bu nedenle hem iş verimi düşmekte hem de insani bir yaklaşım olmamaktadır.Yeniden yapılacak düzenlemeler ile kısa süreli de olsa teneffüs hakkı tanınması öğretmenlerin mesleki anlamda daha verimli olmalarını kaçınılmaz kılacaktır.
- Müzik ve Görsel sanatlar Öğretmenleri Ders Saatlerinin arttırılmasını istiyor. Haftalık bir ders saatinde hangi öğretmen hangi öğrencisini tanır ya da ona ne verebilir ? Kaldı ki bu iki branşın ders içerikleri çoğunlukla psikomotor faaliyetlerle dolu …Henüz öğrenciler derse ısınamadan çalan zil sesi ile bir sonraki haftaya kadar bu branş öğretmenlerini göremiyorlar.O nedenle bu derslerin saati arttırılmalıdır. Bu konuya farklı çözümler bulunabilir , ki önceki yazılarımda çözüm şekillerini daha detaylı anlatmıştım.
- Sınıf öğretmenleri eşitlik istiyor. Zaten yer değiştirme konusunda resmen yokları oynayan bu branşın öğretmenleri bir de maaş karşılığı 18 ders saati adaletsizliği ile karşı karşıya kalmış durumdadır.Branş öğretmenleri maaş karşılığı 15 saat ,sınıf öğretmenleri ise 18 saat…Her hafta 3 saat aylık ortalama 12 ek ders saati az ücret almalarının artık önüne geçilmelidir.Bunun yanı sıra DYK kurslarında ek ders ücreti ile sınıf öğretmenlerinin girebileceği İYEP ders ücretleri yüzde yüz farklıdır.Buradaki ek ders ücretlendirmesinde de sınıf öğretmenleri üvey evlat modundadır. Bu konuda ek ders ücretlerinin fiyatlandırılması eşitlenmelidir.
- Kadrolu öğretmenler diplomaya dayalı alan değişikliği istiyor. Her fırsatta kadrolu öğretmenlerin kendilerini geliştirmemesinden söz edilir.Alın size imkan…Kadrolu öğretmen iken farklı bir çok sınavdan geçip bir de üzerine 4 yıl daha bir üniversite okuyup , ikinci bir fakültenin diplomasını alan öğretmenlere rutin olarak alan değişikliği hakkı verin.Kadrolu iken ikinci üniversite okuyanlara tanınacak alan değişikliği ile bir norm kadro dolarken , bir norm kadro da boşalmış olacak, yani atama bekleyen öğretmenlere bir olumsuz durum oluşturmamaktadır.Sayın bakan Ziya Selçuk beyin gelmesi ile uzun yıllar sonra ilk kez geçen yıl yapılan alan değişikliğinin bu yıl da yapılacak olması zihniyet değişiminin bariz göstergesidir. Bu bağlamda kapsam ve içerik açısından yönetmeliğe bağlı kalınıp çok sayıda normun açık gösterilmesi öğretmenlerin ciddi bir beklentisidir.
- Öğretmenler maaş konusunda eşitlik istiyor. Öğretmenler öncelikle kendi içlerinde maaş eşitliği istemektedir . 2005 yılında yapılan Başöğretmenlik ve Uzman Öğretmenlik sınavları ve bu sınavların bir daha hiç yapılmaması ile öğretmenler arasında maaş eşitsizliği söz konusu oldu.Aynı zamanda öğretmenler , kendileri gibi dört yıllık fakülte bitirip devlet memuru olan hemen hemen her meslek grubundan daha az maaş alması da öğretmene verilen değerin maddi boyutunu ortaya koymaktadır.Bu konuda da öğretmenler bir beklenti içerisindedir.
- Öğretmener becayiş uygulamasının yeniden getirilmesini istiyor.Burada biraz geçmiş yıllarda yapılan becayiş uygulamalarını incelemekte fayda var ki biraz çuvaldızı kendimize batıralım.Açıkça yapılan suiistimaller nedeni ile becayiş uygulamasına son verdi bakanlık.Peki ama amaç üzüm yemekse şöyle bir becayiş uygulaması yapmak gayet kolay: Tüm becayiş istekleri elektronik ortamda bakanlığın havuzunda toplanacak, yani hiç kimsenin birbirinden haberi dahi olmayacak.A şehrinden B şehrine becayiş isteğinde bulunan öğretmen ile, B şehrinden A şehrine becayiş isteğinde bulunan öğretmenin istekleri bakanlık sisteminde örtüştüğünde bakanlık bu iki öğretmenin yer değişikliğini hiçbir suiistimale imkan bırakmadan yapabilir.
Başlıkta belirtilen ikramiye; bu konu başlıklarının bir kaçı bile yerine getirilse kazanılmış hissi uyanacak bütün öğretmenlerde…
Son olarak yeni bakan Sayın Ziya Selçuk’un göreve başlamasıyla birlikte yarattığı olumlu iklimin öğretmenlerin beklentilerinin karşılanması konusunda bir umut oluşturduğu aşikardır.Ama camiada o kadar sorun , o kadar eksiklik var ki sıra ne zaman öğretmenlere gelir , ne zaman öğretmenler 24 Kasım dışında hatırlanıp ta dertlerine derman olunur merak etmiyor değilim…
Her şeye rağmen sahadan gelen,sahaya kulak veren bir bakanın olması ve zamanla bakanlıkta vizyon sahibi kişilerin görev alacak olması ile yavaş da olsa sorunların azalacağı umudu ile tüm meslektaşlarımın Öğretmenler Gününü tebrik ederim…
Saygılarımla…