Yücel UĞURLU
19 Mayıs Sıradan Bir Gün Olamaz
On dokuz Mayıs... Baharın coşkusuyla uyanan doğanın yanında, bir milletin de uyanışına şahit olduğumuz bir gün…
1919'un o heyecanlı sabahında, Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıkışı, sadece bir şehrin kurtuluşu değil, tüm bir milletin kaderini değiştiren bir dönüm noktasıydı.
Atatürk, o gün Karadeniz'in hırçın dalgaları arasında, bir milletin umutlarını ve hayallerini de kucağında taşıyordu. Esaret altında yaşayan bir halkın özgürlük arzusunu yüreğinde hissederek, cesaretle bir adım attı. Bu adım, tıpkı bir fırtına gibi esaretin zincirlerini kırmış, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin ilk kıvılcımını ateşlemiştir.
Atatürk'ün Samsun'a çıkışı sadece bir şehrin kurtuluşu değil, aynı zamanda yokluklara ve imkansızlıklara rağmen yılmadan mücadele etmenin de simgesidir. O dönemde Anadolu toprakları işgal altında, yoksulluk ve hastalık kol geziyordu. Milli birlik ve beraberlik zedelenmiş, umutlar sönmek üzereydi. Fakat Atatürk, bu zor koşullarda bile pes etmedi. Yokluğu mazeret olarak görmeyerek, milletinin bağımsızlığı için cesurca adım attı.
Atatürk'ün bu kararlılığı ve mücadeleci ruhu, 19 Mayıs ruhunu oluşturan en önemli unsurlardan biridir. Bu ruh bize, ne kadar zor şartlarda olursak olalım, umudumuzu yitirmememiz ve hedeflerimiz için mücadeleden vazgeçmememiz gerektiğini öğretir.
Atatürk'ün şu sözleri, bu ruhun özünü en iyi şekilde yansıtır: "Benim nazarımda, Türk milleti, dünyanın en akıllı ve en kahraman milletidir." Bu inançla yola çıkan Atatürk, yokluklara ve imkansızlıklara rağmen, Türk milletinin bağımsızlığı için büyük bir zafer elde etmiştir.
Bugün, 19 Mayıs'ın 105. yıl dönümünde, Atatürk'ün izinden giderek, onun ilke ve inkılaplarına bağlı kalarak, ülkemizi daha da ileriye taşımak için hepimize büyük görevler düşmektedir. Bizler de tıpkı Atatürk gibi, yokluğu mazeret olarak görmeden, milletinin sesini dinleyerek, inisiyatif alarak ve cesaretle adım atarak daha güçlü, daha müreffeh bir Türkiye inşa edebiliriz.
Bu noktada gençlere büyük önem düşüyor. Gençler, üzerindeki sorumluluğun biliciyle hareket etmeli. Samsun’da yanan o kıvılcım 100 yıl dahi geçse gençlere aittir. Sönmemesi adına da en büyük sorumluluk gençlerdedir.
Mustafa Kemal’in gençler için söylediği sözle yazımı sonlandırmak istiyorum.
"Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz."