Eğitimde Yeni Bir Şey Olmalı
Eğitimin sadece bilgilendirme kısmının yapıldığı, ölçme-değerlendirmenin ise sağlıklı yapılamadığı bir eğitim öğretim dünyasının ikinci yarıyılına öğrencilerimizle başladık. Niçin eğitim ve neden eğitim sorusunun bir cevabıda, kurulu düzenler için uysal ve itaatkâr vatandaş yetiştirmektir. Bizim eğitim sistemimizin hedeflediği insan tipi nedir kimse bilmiyor. Sadece sınav odaklı bu düzen fedakârlıklarla ayakta duran bir sistem olarak eski, anlaşılmaz, boş ve faydasız alışkanlıklarından kurtarılmayı beklemektedir. Milli Eğitim Temel kanununda belirlenen temel amaç ve ilkeler ne yazık ki gençlerimizin dünyasını ve ahretini birlikte kucaklayamıyor. Onların ruh yapısında olumlu değişiklikler meydana getiremiyor. Eğitim sistemi sorun çözme yerine sorun üretiyor.
Buna rağmen sorunlar halının altına süpürülerek resmi ideolojinin ve bürokrasinin desteği ile sistem yürütülmeye çalışılıyor. Rol model eğitimci, rol model ana-baba ve rol model arkadaşların ağırlıkta olmadığı ülkemizde çocuklarımız, TV ve internette üzerine boca edilen çukur seviyesinde kötü modellerin etkisi altında kalarak; ya alkolün, ya uyuşturucunun, ya şiddetin, ya çetelerin ya da kendilerini terörün kucağında buluyorlar. Çünkü sistem iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı, günah ile sevabı, meşru ile gayri meşruyu, helal ile haramı, hak ile batılı birbirine karıştırarak servis etmektedir.
ANAYASAMIZ GİBİ ÖZEL OKULLAR DA BÜYÜK BİR TRAVMA YAŞIYOR
Bir öğretmen derneği olarak eğitimin kaliteli olmasını ve bunun paralı olmadan herkese hakça eşitçe verilmesinin gerektiğini savunuyoruz.
Pandemi sürecinde özel okullarda öğretmenlik yapan arkadaşlarımızın gerek okul kapanmaları, gerekse maaşlarındaki sorunlar bizleri de üzmektedir. Öğretmenlik Meslek Kanunu bir an önce çıkartılarak özel okullardaki öğretmenlerimiz özlük haklarına ve gerçek sendikal haklarına kavuşturulmalıdır. MEB’’in üzerinde durduğu Öğretmenlik Meslek Kanununu bir an önce çıkartmalıdır. Özel okullardaki öğretmenlerin hakları korunmalıdır. Ayrıca üç yıl önce söz verilmiş olan 3600 Ek gösterge ne oldu diye kendi kendimize sormaktan alıkoyamıyoruz. Kendi kendimize soruyoruz çünkü bu konuda yetkililere kaç defa seslendiğimiz halde bir cevap alamadık. 3600 ek gösterge sözü yeni bir seçime ertelenmeden yerine getirilmelidir.
YENİ DÖNEMDE YENİ ÖĞRENCİ YENİ ÖĞRETMEN OLMALI
Eğitimde 2.yarıyıl başladı. Eğitimimiz belli ki yine uzaktan olacak. Bu yüzden tüm öğrencilerin faydalanabileceği bir alt yapı ve üst yapı kurulmalıdır. Devletimiz bunu yapabilecek güçtedir. Zaten eğitim ve öğretimi dört duvar arasından çıkarak hayatın içerisinde tüm paydaşlarıyla gelişen ve geliştiren bir sistem olarak yeniden kurgulamalıydık. Bu yüzden garp cephesinde yeni bir şey yok demiyor artık garp cephesinde yeni bir şey olmalı diyoruz.
Özellikle eğitimin belkemiği olan öğretmenler arasında kast sistemi gibi duran sözleşmeli-kadrolu ve ücretli öğretmen ayrımı öncelikli olarak kaldırılmalıdır. Çünkü emeğin aynı, ücret ve özlük haklarının farklı olduğu bir dünyadan kimseye hayır gelmez. Sırf KPSS’de istenen puanı alamadı diye öğretmenleri asgari ücretten az bir ücretle çalıştırmak bir emek sömürüsüdür. Bu sömürgeci uygulama bir an önce yok edilmelidir.
Çözüm için sorun üreten eğitim sisteminden çözüm üreten eğitim sistemine geçilmelidir. Müfredatın belirlenmesinde, kitapların hazırlanmasında, evrensel gerçekler, ülkesel ve bölgesel gereksinmeler, insanın maddi ve manevi yapısı dikkate alınmalıdır. Devlet-aile, aile -okul ve okul ile çevrenin birbirini yalanlayan eğitim uygulamaları terk edilmelidir. Çocukların manevi eğitimine ağırlık verilmeli, dini eğitim ve ahlakî eğitim kendi kültürümüze uygun olarak ana sınıfından itibaren verilmeye başlanmalıdır.
Aslında şu an eğitim dünyasında tüm yapılanlarda hedef LGS ve üniversite sınavlarında başarılı olmaktır. Kademeler arası geçiş ve üniversiteye girişte de yeni ölçme metotları geliştirilmeli, testle tost arasına sıkışan yeni nesil bu cendereden kurtarılmalıdır. Bu arada sınav hedefli bir eğitim sistemi demişken TYT, AYT ve YDT'nin tümüne girmek isteyen adaylardan 270 TL istenmesi zaten geçim sıkıntısı çeken insanımız için çekilecek bir yük değildir.
Çin’in Doğu Türkistan’daki zulümleri, insan haklarını çiğneyen eylem ve stratejileri devam etmektedir. Çin’de zulüm tüm hızıyla devam ederken Ankara’da Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin eylemlerine engel olunması kamuoyunda büyük bir hata ve Çin’in zulümlerine göz yummak olarak anlaşılmaktadır.
Son günlerde Cumhurbaşkanlığı eğitim politikaları kurulunun eğitimin yeniden düzenlenmesi ile ilgili hazırladığı bir rapordan bahsedilmektedir. Bu rapor kamuoyuyla paylaşılmalı eğitimle ilgili derdi ve görüşü olan tüm tarafların görüşleri alınıp değerlendirilmelidir.
Bugünlerde yürütülmekte olan Pençe Kartal harekâtında şehit olan asker ve sivillere Allah (cc)’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Eğitim öğretimin 2. Yarıyılının sağlıklı, bereketli ve huzurlu geçmesini diliyoruz.
HAMDİ SÜRÜCÜ
ÖĞDER GENEL BAŞKANI