Eğitim Bir Sen Şube Başkanı MEB'den beklentilerini açıkladı
DAHA FAZLA GECİKMEDEN BAKANLIKTAN BEKLEDİĞİMİZ NE?
Milli Eğitim’de olup bitenleri, Sayın Bakan Mahmut Özer’in kimi adımlarını ve ortaya koyduğu performansı da bu duygu yoğunluğu ile anlamaya çalıştığımı itiraf etmeliyim. Burada, merkez teşkilatında yaptığı değişimler üzerinden bir polemik açacak değilim. Benim için önemli olan bir irade beyanının altını çizmek ve düzeltilmesinde fayda gördüğüm birkaç hususun düzeltilmesine ilişkin çağrıda bulunmaktır.
Sayın Bakan, bir şeyi doğru fark etmişti. Bakanlık, sosyal medyadan algı üzerinden yönetilemezdi. Bazen güzelleme ile bakanlığın gözünü boyayan bazen de tehdit dili ile ayar veren sitelerin esaretinde bir Milli Eğitim ile başarılı olunamazdı. Öyle de yaptı. Ne kendisi sosyal medya hesabı kullanmayı tercih etti. Ne de malum sitelere eyvallah etmeye niyeti var. Bakanlığı, adı önemli olmayan bu esaretten kurtarma noktasında ortaya koyduğu iradeden dolayı Sayın Bakan’ın hakkını teslim etmemiz gerekir.
Eğer hasar tespit süreci tamamlandıysa ve taşlar yerine oturmuş ise artık onarım vakti gelmiş demektir. 1-3 Aralık’ta yapılacak Milli Eğitim Şurası bu noktada önemli bir başlangıçtır. Şura’ya katkı sağlamak için duyurusu yapılan, “Eğitim İçin Benim de Bir Çözüm Önerim Var” çağrısını, “Eğitimde Fırsat Eşitliği” ana gündemine bağlı kalmadan sunulan önerileri dikkate almaktır. Dün olduğu gibi bugün de, Eğitim Bir Sen kurumsal olarak bu konuda üzerine düşen vazifeyi elbette yerine getirecek ve eğitimin bu anlamdaki kök sorunlarına dönük çözüm önerilerini paylaşacaktır. Burada benim altını çizmek istediğim husus öncelikli olarak şudur. Gerek şahsen gerekse de kurumsal olarak sunulan öneriler, hafızalarımızda tazeliğini muhafaza eden “Bir milyon öğretmen bir milyon fikir” vakasına dönüşmesin.
Şura’nın gündem konusu “Fırsat eşitliği” olunca biz de sorunlara temas anlamında “fırsat eşitliği” prensibine uyarak düzeltilmesi gereken birkaç soruna fasıl açalım:
Mesela, “Yönetici Seçme ve Görevlendirme Yönetmeliği” ne el atmanın vakti gelmedi mi?
2014 yılında atanan yöneticilerini saf dışı bırakmayı başaramayanların çıkardığı yönetmeliğin hangi arızasını söyleyelim ki?
Şuradan başlanabilir örneğin;
“Niye başarı belgelerinde son 4 yıl şartı konmuştur?” Ya da üzerinde hiçbir emeği olmadan okul müdürlerinin sporcu öğrencilerin başarısından puan almalarına ne kadar adildir?
Yönetici atama yönetmeliği ele alınmalı ve vakit varken tartışmalı maddelerin gözden geçirilerek bir revizyona gidilmelidir. Bu arada 1709 namı ile bilinen Şube Müdürlerini rotasyon ile sağa sola savurduktan sonra yapılan değişikliğin sadra şifa olup olmadığına bakılmalı; her altı ayda bir görevlendirme sancısı çekenlerin, bu sancı ile yaşamaktansa gitmeyi tercih edenlerin ya da istifa yolunu tercih edenlerin hikayesine de kulak verilmelidir.
Bakanlıktan beklediğimiz şudur:
Eski yanlışların tekrarı yerine eskinin yanlışlarını ortadan kaldıracak adımların bir an önce tamamlanmasıdır. Zira geciken adalet, adalet değildir.
İdris ŞEKERCİ
Eğitim Bir Sen İstanbul 6 No.lu Şube Başkanı