Mehmet GÜLER
“LİSANSÜSTÜ EĞİTİM” VE “TECRÜBE” DEĞERSİZLEŞTİRİLMEMELİDİR
Özlük haklarının iyileştirilmesini
Maaşlara ve Ek derslere % 100 zam yapılmasını
Eğitim Öğretim Ödeneğinin 1 maaş tutarında olmasını
Öğretmenler Gününde 1 maaş ikramiye verilmesini
Eğitimin bileşenlerinde (Öğretmen-Öğrenci-Veli) “Öğretmen”in öncelenmesini
(Proje vb) Gönüllülük usulü işlerin dayatılmamasını
Asli görevi dışındaki işlerde (nöbet vb) görev verilmemesini
Zorlu şartlarda çalışanlar için teşvik sisteminin hayata geçirilmesini
Gereksiz evrak hazırlama yükünün kaldırılmasını
Şiddeti, zorbalığı ve mobbingi kaldıracak caydırıcı adımlar atılmasını
İtibarı ve mali refahı istiyor.
Özetle öğretmenler; İlgisiz bölümler çıkartılırsa ancak 1 sayfa olabilen çalakalem hazırlanmış bir yönetmelik değil, istişareler neticesinde talepler dikkate alınarak hazırlanmış ve iş güvencesini muhafaza eden kapsamlı bir Meslek Kanunu istiyor.
Bakanlığın hazırlamış olduğu çalışma; “meslek kanunu” değil, “kariyer basamakları yönetmeliği”dir.
Kariyer basamakları yönetmeliği eksiklikleriyle de olsa önemli bir adımdır.
Bu sebeple salt muhalefet etmek için karşı çıkan yahut erke yaranmak için tümden destekleyen sendikaları anlamak güç, en azından kazanımları muhafaza etmeleri gerekmektedir.
Mesele kariyer basamakları kriterleri ve görev tanımlarının belirgin olmamasıdır.
Bu sebeple İtiraz, yönetmeliğin revize edilmemesine olmalıdır.
Aksi takdir de 2006 yılında olduğu gibi tümden iptali neticesinde elde edilecek olan haklardan da mahrum kalınması hakikatiyle yüzleşilecektir.
Kariyer Basamakları Yönetmeliği revize edilerek;
Yüksek Lisans ve Doktoralı Öğretmenler süre beklemeksizin Uzman ve Baş Öğretmen Öğretmen ünvanlarını almalıdır.
Lisansüstü eğitim yapmayanlar ise (sınava tabi olmaksızın) hizmet yılı baz alınarak Uzman ve Baş Öğretmen unvanları almalıdır.
Böylece kariyer basamakları sürecinde hem “lisansüstü eğitim” hem de “tecrübe” etkin rol oynayacaktır.
Öğretmenin alansal, eğitimsel, kültürel gelişimi önemlidir.
Bu hususta gayret gösteren öğretmenlerin teşvik edilmesi bir lütuf değil, zaruriyettir