Onlar ölüyorken
Siz orada yoktunuz!
Ben gözlerini gördüm
Ölmüş bir çocuğun.
Yıpranmış bir gazetede,
Annesini yanına yatırmışlardı
Annesini ölü sanmıştım!
Sonra annesi kalktı,
Ağlamıyordu!
Çünkü suyu çekilmişti kuyusunun.
“Bir Hıçkırıktı Geçmiş Zaman” şiirinde öyle söylüyor M. Burak Sezer.
Aylan’dan Eylül’e, Bodrum’dan Ankara’ya değin ve Muhammed’den Leyla’ya, Arakan’dan Ağrı’ya dek içte ve dışta günahsız güvercinlerin katli, gayri sözü de hükümsüzleştiriyor.
Şiir limanının mısra halatlarına sığınalım. İmgelerimizi af dileme bâbında onlara adayalım. Ve bu meyanda 21 Ocak 1993’te Silvan’da yazdığımız “Gözlerime Akan Çocuk” şiirini paylaşalım:
Bir hıçkırıktı geçmiş zaman
Yakamda bir rozet suçluluklar
Gözlerimin buğusu duman duman
Gölgesinde ip atlıyor çocuklar
Akköpüklü atlar geçecek dörtnala
Toynakları gözbebeğimde yangın
Resmini çizin ve anlatın çocuklara
Demir yumrukları var ayrılığın
Bir çocuk sesinde hissetmek ölümü
Ve teslim olmak bir çiçek açışına
Gözlerime bahsetmeyin öldüğümü
Ve çocukları gömmeyin gözyaşıma
O çocuklar ki beni anlayabilir
Fakat siz esirsinizdir çığlıklara
Çağdaş günahları yıkanın bir bir
Ve teslim olun çocuklara!..