Dünyanın varoluş sebeplerinden diyebileceğimiz insanlar dünyanın ve evrenin hem ana unsurudur hem de değişmesine sebep olan canlılardır. Bu değişim olumlu veya olumsuz yönde olabilir. Tabii ki bu değişimlerin sonuçları kadar kaynağı da önemlidir. Bu durumda kaynak olarak çocukları ve çocuklara yaşam biçimini aşılayan ebeveynleri bir başka kaynak olarak da belirtebiliriz.
Yaşam içerisinde ve değerlerimizdeki olumsuz değişimlerin önüne geçebilmek için geçmişten yararlanırız fakat asıl hedefimiz geleceğe dönük önlemler olmalıdır. Bunu ise geleceği yaşayıp görecek olan olan çocuklar üzerinden açıklamak ve ona göre eğilim göstermek gerekir.
Çocuk, dünyaya gelmeden önce zaten ebeveynlerinin beslenme ve kalıtım yoluyla birçok özelliğini hayatına irade dışı almaktadır. Ancak hiç unutulmamalıdır ki çocuğun kalıtım yoluyla aldığı ve değiştirmesi en zor olan şey sadece fiziksel özellikleridir. Bununla birlikte zihinsel süreçlerdeki bakış açısı eğitim ve çevreyle olgunlaştırılıp geliştirilebilir. Fakat bu durum olumsuz çevreden kaynaklı olarak negatif bir sonuca da dönüşebilir. Yani aslında geleceği yaşayacak olan çocukların ‘iyi çocuk’ olmalarını amaç ediniyorsak çocukla ilintili birçok şeyi iyileştirmek gerekecektir. Bu durumda en temel olanı çocuğun ailesi ve okul çevresidir.
Çünkü yaşamının bir kısmını ailesiyle diğer kısmını ise okul ve okuldan edindiği arkadaşlıklarla geçirmektedir.
Sonuç olarak; ekonomik elverişlilik ve kültürel ortamın da etkisi olmakla birlikte aile ve okul çevresi çocuktaki zihinsel ve bilişsel gelişim üzerinde daha kalıcı etkiye sahiptir diyebiliriz. Bunun için çocuktaki değişim ve gelişimin olumlu yönde seyretmesi için ebeveynlerin ekonomik ve eğitim durumlarına bakılmalı, buradan yola çıkılarak çocuktan daha önce aile ve çevresinin araştırılması ve düzenlenmesi gerekmektedir.