Radyoloji, diyaliz ve anestezi atamaları hakkında soru önergesi
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim.
Polat ŞAROĞLU/ Tunceli Milletvekili
Hastanelerin en önemli sağlık personellerinden olan anestezi tekniker ve teknisyen mezun sayısı her geçen yıl artmasına rağmen kamuda açılan kadro sayısındaki yetersizlik sebebiyle anestezi bölümü mezunları büyük bir mağduriyet yaşamaktadır. Kamuda sağlık personeli atamalarında anestezi tekniker ve teknisyen mezunlarına yeterli sayıda kadro açılmaması, özel sektördeki istihdamlarının sınırlı olması ve hemşire, sağlık memuru gibi personellerin sertifika eğitimi ile anestezi tekniker ve teknisyenlerinin yerine çalıştırılmaları, bu bölüm mezunlarının karşılaştığı en temel sorunlardandır. Bu sebeplerden kaynaklı, anestezi bölüm mezunları gelecek kaygısı yaşamakta ve kadro taleplerini çeşitli platformlarda duyurmaya çalışmaktadırlar.
Bu bağlamda;
1- 2018 yılında kamuda ataması gerçekleşen anestezi tekniker ve teknisyen personel sayısı kaçtır?
2- 2019 yılında kamudaki sağlık personeli atamalarında branş dağılımı ne şekilde olacaktır? Anestezi tekniker ve teknisyen personeli için öngörülen kadro sayısı kaçtır?
3- Hastanelerin ilgili bölümlerinde, anestezi tekniker ve teknisyenlerinin yerine farklı branşta sağlık personelini çalıştırmaları söz konusudur. Bu sorunun giderilmesi için bir çalışmanız olacak mıdır?
4- Anestezi tekniker ve teknisyenlerinin, eğitim ve meslek tecrübeleri doğrultusunda hastanelerin yoğun bakım ve acil servis gibi bölümlerde de görev almaları mümkündür. Bu anlamda mevcut iş tanımının yeniden düzenlenip, genişletilmesine dönük bir çalışma düşünülmekte midir?
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI'NA
Aşağıdaki sorularımın Anayasa'nın 98 ve TBMM İçtüzüğünün 96. ve 99. Maddeleri uyarınca Sağlık Bakanı tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.07.01.2019
Ömer Fethi Gürer /Niğde Milletvekili
1. Hemşire, acil tıp teknisyeni, ebe vb. unvana sahip kişilere üç ay kurs verilerek sahip olabildiği diyaliz sertifikasi programlarını durdurmak için bir çalışma var mıdır?
2. Diyaliz sertifikasi alarak kamu hastanelerinde diyaliz bölümünde görevlendirilen diğer personelin kendi birimine çekilerek, yerlerine diyaliz mezunlarının atanması gibi bir çalışmanız var mıdır?
3. 2019 yılında kaç diyaliz teknikerinin kamu hastanelerine atamasının yapılması düşünülmektedir?
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın SağlıkBakanı Sayın Fahrettin Koca tarafından Anayasanın 98. ve TBMM içtüzüğünün 96. Maddelerine göre yazılı olarak yanıtlandırmasını dilerim. 16.01.2019
Necati TIĞLI /Giresun Milletvekili
Üniversitelerimizde yüksekokul bünyesinde 2 yıllık ön lisans eğitimi verilen “Diyaliz Bölümü” 1993 yılında Ege Üniversitesi'nde açıldıktan sonra ilk mezunlarını 1995 yılında vermeye başlamıştır. Bugün 37 üniversitemizde “Diyaliz Teknikerliği” eğitimi verilmektedir ve mezun sayısı şimdilik 17 bin civarındadır. Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) tarafından 2017 de 3209 diyaliz kontenjanı açılmıştır. Bunun 746'sı devlet 2463'ü ise vakıf üniversitesidir. Yani mezun sayısı her yıl binlerce artış göstermektedir.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemiz genelinde 55 bin 756 diyaliz hastası bulunmaktadır. Diyaliz Cihazı sayı ise 13 bin 884'tür. Bu cihazların büyük bölümü Özel Diyaliz Merkezleri'nde Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerde ve Üniversite Hastaneleri'nde yer almaktadır.
Sağlık Bakanlığı geçmiş yıllarda Hemodiyaliz servislerinde yaşanan, sağlık personeli sıkıntısından dolayı hemşirelere “Diyaliz Sertifikası” alarak bu birimlerde çalışma imkânı vermiştir. Kamu sağlık kuruluşları ve hastaneler yaninda özel sağlık kurumları ve diyaliz merkezlerinde bu alanda çalıştırılacak personel temini için hemşire, ebe, acil tıp teknisyeni unvanına sahip çalışanların sertifikalandırılmaları suretiyle çalıştırıldıkları görülmektedir.
Bugün diyaliz sertifikası sahibi hemşire sayısının 11 bin civarında olduğu belirtilmektedir. Bu hemşirelerin 6 bini diyaliz birimi ya da bölümlerinde çalışmaktadır. Yine hemşire dışında, acil tıp teknisyeni, ebe kadrolarında olup, 500 civarında tabip dışı sertifikalı sağlık personeli bu alanda çalıştırılmaktadır. Buna karşılık kamuya bağlı sağlık kurumlarında görev yapan diyaliz teknikeri sayısı ise yalnızca 400 civarındadır.
Bu hususlara ilişkin olarak:
1. Diyaliz Teknikerliği eğitimi sağlık hizmetinde bir ihtiyaç dâhilinde ortaya çıkmamış mıdır? 1995 yılından bu güne 37 üniversitede bu bölümün açılması ve her yıl kontenjanın artırılması noktasında Bakanlığınızın görüş ve önerisi alınmış mıdır?
2. “Diyaliz Teknikeri” eğitimi yıllar içinde birçok üniversitemizde verilmeye başlanırken bu alanda istihdama ilişkin planlama neden yapılmamıştır? Bu bölüm mezunlarına yönelik yaşanan istihdam sorununa karşılık YÖK'ün daima kontenjan artırmasına neden müdahale edilmemiştir?
3. Yüksek Öğretim Kurumu mezun sayısı daha şimdiden 17 bini bulmuş bir bölüm ve yüzde 5'i daha istihdam olanağı bulamamış mezunlarını da düşünerek bölüm sayısı ve kontenjanını azaltma, kısıtlama yönünden bir karar almak üzere Bakanlığınızla bir iletişim kurmuş mudur? Bu hususta Bakanlığınız YÖK ‘le bir temas kurmuş, bir talepte bulunmuş mudur?
4. Görev tanımı itibarıyla Hemodiyaliz Ünitelerinde tüm yetkilere sahip olacak biçimde görev yapma yeterliliğine sahip “Diyaliz Teknikerleri” dışında sertifika ile artık bu alanda görevlendirme yapılmaması için bir yönetmelik değişikliği neden yapılmamaktadır? Yeni bir "Diyaliz Yönetmeliği” ne zaman çıkarılacaktır? Yönetmelik ilgili birimlerde sertifikalı personel yerine yalnızca “Diyaliz Teknikeri” eğitimi bölüm mezunu kişilerin istihdamını kapsayacak biçimde düzenlenecek midir?
5. Özel sağlık kuruluşları ve diyaliz merkezlerinin sertifikalı başka bir personel ile bu açığı gidermesi ticari bir maliyet hesabıyla mı yapılmaktadır? Bu alanda iş imkânı bulan şanslı Diyaliz Teknikerlerinin bin lira gibi rakamlarla çalıştırıldığını biliyor musunuz? İnsan haklarına aykırı bu ahlaksızla mücadele etmeyi düşünüyor musunuz?
6. Diyaliz birimlerinde sertifikalı personel dışında sertifikasız hemşire, ebe, acil tip teknisyeni, sağlık memurlarının da çalıştırıldığı iddiaları doğru mudur? Bu konuda denetimler ve yaptırımlar uygulanmakta mıdır?
7. "Diyaliz Teknikeri” kadrosu ve istihdamına yönelik planlama yapılmış mıdır? Kamu sağlık kuruluşlarında Diyaliz Ünitelerinde görevlendirilecek kaç “Diyaliz Teknikeri” kadrosu açmayı düşünüyorsunuz?
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın Sağlık Bakanı Fahrettin KOCA tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Metin İLHAN /Kayseri Milletvekili
Görevi gereği iyonlaştırıcı radyasyon kaynakları ile çalışan sağlık personellerinin çalışma şartları ve özlük haklarına ilişkin sorunlar yıllardır süre gelmekte, pek çok kez gerek kamuoyunda yer almasına gerekse yasama faaliyetleri çerçevesinde TBMM gündemine taşınmasına rağmen halen çözüm beklemektedir.
Radyasyon ile çalışan Radyolog, Radyoloji teknisyenleri/teknikerleri ve diğer sağlık personellerinin en önemli sorunlarının başında mesleki sorunlar gelmektedir. Radyasyon alanında çalışan sağlık personeli, personel eksikliği nedeniyle 3153 sayılı Kanun'da belirtilen haftalık 35 saatin üzerinde çalışmak zorunda kalıyor.
Radyoloji, Koroner anjiyo, Nükleer Tıp ve Radyoterapi gibi bölümler yapılan işlemler özü itibariyle x-ışını, gama ışını gibi zararlı ışınların kullanılarak teşhis ve tedavinin yapıldığı alanlardır. Bu alanlarda yeterli güvenlik önlemleri alınmadığı takdirde hastalar için olduğu kadar çalışanlar için de radyasyon kaynaklı ciddi risk ve tehlike arz eden özellikli birimlerdir. Sağlık Bakanlığı Döner Sermaye Yönetmeliğinde özellikli ve riskli birimler sıralanırken "Ameliyathane, yoğun bakım, doğumhane, yeni doğan, süt çocuğu, yanık, diyaliz, acil servis poliklinik, kapalı psikiyatri servisleri, AMATEM, çocuk izleme merk nakli ve kemik iliği nakil üniteleridir" denilmektedir. Oysa Radyoloji; Koroner Anjiyo, Nükleer Tıp ve Radyoterapi gibi ağır ve tehlikeli işler sınıfında yer alan bu birimlerde çalışan sağlık personelinin döner sermaye hesaplamaları riskli birim üzerinde hesaplanmamaktadır. Bu birimlerin kapsam dışında tutulması radyasyon çalışanlarının özlük ve ekonomik hakları açısından çok önemli bir kayıp olmasına sebep olmaktadır. Bu alanda tutulan nöbetlerin %50 artırımlı ödenmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda;
1. Radyoloji, Koroner Anjiyo, Nükleer Tıp ve Radyoterapi gibi ağır ve tehlikeli işler olarak kabul edilen bu birimlerde çalışan sağlık personelinin döner "sermaye-ödemelerinin riskli ve özellikli birim ödenmesi konusunda bir iyileştirme yapmayı ve mesai dışı nöbet ücretlerinin %50 artırımlı olarak ödenmesi planlanmakta mıdır?
2. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı'na bağlı sağlık kurumlarında kaç radyoloji teknisyeni/teknikeri çalışmaktadır? 12.12.2018'de yayımlanan PDC cetveline göre kaç radyoloji teknisyeni ihtiyacı bulunmaktadır? 2019-2020 yıllarında bu ihtiyacın tamamının giderilmesi için bir çalışmanız mevcut mudur?
3. Radyoloji teknikeri yetiştiren SHMYO tibbi görüntüleme sayısı 79 üniversitede 81 bölümdür. Her yıl ortalama 6500 radyoloji teknikeri mezun olmaktadır. Mevcut okulların sayısında ve kotenjanında bir sınırlama yapılması planlanmakta mıdır? Ön lisans düzeyinde verilen eğitimin lisans düzeyine çıkarılması ile ilgili bir çalışmanız var mıdır?
4. Radyolojide gereksiz tetkikler önemli bir yer tutmaktadır? Taniya hiçbir katkı sağlamayan gereksiz tetkiklerin önlenmesine ilişkin bir çalışmanız mevcut mudur?
5. Radyasyon koruyucu ekipmanlar (Kurşun önlük, tiroit koruyucu, gonad koruyucu vb.) ürünlerin merdiven altı üretildiği iddiasına ilişkin bir çalışma yapılmış mıdır? Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelere bu ürünler satılmış mıdır? Standartlara göre üretim yapmayan kaç firmaya hangi işlemler yapılmıştır?
6. Türkiye'de kanser tanısı konulmuş kaç radyoloji teknisyeni/teknikeri bulunmaktadır? Hangi kanser tanıları konulmuştur? Bu konuda bakanlığınızda bir envanter mevcut mudur?
7. Radyoloji büyük bir oranda hizmet alımı yoluyla taşerona devredilmiştir. Radyolojide tetkik ve rapor kalitesini önemli ölçüde azaltan, tetkik yoğunluğunu arttıran ve ucuža çalıştırma nedeniyle emek sömürüsüne açık olan hizmet alımı yöntemine son vermek planlanmakta mıdır?
Kamubiz.com ÖZEL / ANKARA