Yetkili sendika, toplu sözleşmeyi fırsat olarak görecek mi?
Temmuz zammında hayal kırıklığına uğrayan memur ve memur emeklisinin gözü toplu sözleşmeden çıkacak sonuçlarda.
Biliyorsunuz günler öncesinden sendikalar beklenti ve taleplerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na sunmuştu.
7. dönem toplu sözleşme toplantısında Genel Başkan Ali Yalçın “kamu işvereninin, adil bölüşümü, alın terinin karşılığını, kamu görevlilerinin hukukunu, büyük ve güçlü Türkiye vizyonunu hayata geçirmek için toplu sözleşme masasını bir fırsat olarak görmesi gerektiğini” söyleyerek fitili ateşledi.
Instagram sayfamızı takip etmek için tıklayınız
Temmuz zammında en düşük memur maaşı bekâr değil de evli ve bir çocuk sahibi memur esas alınarak hesaplandığı için 1650 lira eksik uygulanan kısmın tanzim edilmesini öncelikli talep eden yetkili sendika, 2024 ve 2025 yılları için Refah Payı dâhil toplamda %110 oranında artış istemektedir.
Bununla birlikte Memur-Sen’in 2024-2025 yılı için 7. Dönem Toplu Sözleşme Teklifi’nde toplu sözleşme ikramiyesinin artırımlı ve aylık olarak ödenmesi; kamu görevlilerine aylık 7.650 lira kira yardımı yapılması; Ramazan ve Kurban Bayramlarında ayrı ayrı 4.850 lira dini bayram ikramiyesi ödenmesi;aile yardımı olarak eş yardımının 2000 lira, çocuk yardımının 500 lira olması; kurumlarda ücretsiz kreş hizmetinin verilmesi, bu hizmetin sunulamadığı yerlerde 2.778lira kreş yardımı ödenmesi; 8.077 lira seyyanen zammın emekli kamu görevlilerine de yansıtılması gibi umut vadeden talepleri de bulunmaktadır.
WhatsApp Grubumuz İçin TIKLAYINIZ
Normalde tuttuğunu koparan bir sendika, seçim dönemlerinde tüm taleplerini kamu işverenine kabul ettirir. Çünkü kamu iş gücüne sırtınızı yasladığınızda ve elinizde seçim gibi bir pazarlık kozu varken sizi devirecek bir babayiğidinçıkması pek ihtimal değildir.
Fakat olur da bir babayiğit çıkıp onları daha azına ikna ederse şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz lazım.
Çünkü tüm koşullar müspet manada yetkili sendikanın lehinde. Yüksek enflasyon, şirazesi kaymış döviz kurları, önü alınamayan zamlar, düşman başına türünden fahiş kiralar, tıknefes ekonominin öngörülemeyen geleceği, temmuzda masadan hak ettiğini alamadan kalkan memnun edilmemiş memurların baskısı ve önümüzde bekleyen yerel seçimler sendikanın elini güçlendirirken, bir handikap olarak kamu işvereninin hareket alanını ise daraltmaktadır. Masadan galip ayrılmak için sendika adına şartlar ziyadesiyle müsait. Hal böyleyken rüzgârı arkasına aldığı bir dönemde, güç durumdaki rakibine karşı maçı kaybederse bu durum sendika yönetiminin hanesine okkalı bir eksi olarak geçecektir. Şu durumda toplu sözleşme masasını bir fırsat olarak görmesi gereken de kanımca kamu işvereni değil, yetkili sendikadır.
Dolayısıyla, milyonlarca memuru temsilen o masada bulunan avantajlı durumdaki sendika yetkililerininbaskıyı düşürmek için topu karşı tarafa yuvarlayarak sorumluluktan kaçma kolaycılığına başvurmayacaklarına eminim!
***
Yetkili sendika ya taleplerinde diretip istediklerini söke söke alarak üyelerinin memnuniyetini ve takdirini kazanacak ya da zor yoldan giderekne şiş yansın ne de kebap stratejisiyle hareket edecektir.
Peki, memurlar ne düşünüyor? Sendikanın kolay yolu tercih edeceğini tabii ki!
***
Toplu Sözleşme süreçlerinde bir sendikayı başarılı saymanın ölçütü nedir?
Taleplerinin ne kadarını kamu işverenine kabul ettirirse başarılıdır mesela? Değerlendirme yaparken sendikanın elini kolaylaştıran koşullar ve taleplerin içeriği dikkate alınmalı mı?
Çalışanın ve emekçinin sosyal medyada gayrinizami tepkilerinin ve yetkilileri baskı altına alma gayretlerinin, talepleri kabul ettirme noktasındaki payı sendikanın başarısına dâhil edilmeli mi?
Bu soruları neden soruyorum peki? Sendikanın bu süreci alnının akıyla atlatıp atlatmadığını bilmek ve anlamak için.
***
Rastgele seçtiğim 3 yılın verisi.
Yıl Sendika Teklifi Kabul Gören
2017 7+7 4+4
2019 10+8 4+5
2021 6+6 3+3
Tam bir gurur tablosu! Cartayı çekmek üzere olan memur ve memur emeklisi büyük bir ümitle can suyu beklerken her defasında tokatlanmış ve mütemadiyen tırtıklanmış.
Bundan dolayı Ağustos ayında sevgili okur, buna benzer bir tablo görmemiz olası. Yani durum memur ve memur emeklisi için pek de iç açıcı değil.
Bekleyip göreceğiz, biraz umut ve bin endişeyle…
Hem belli mi olur, bir bakarsınız yetkili sendika umut kırıcı istikrarına son verip belki de herkesi şaşırtır.
E ne demişler, umut fakirin ekmeği…
Ümit Can / batmansonsoz