Öğretmen Sendikası, Memur Maaşlarını Protesto Etti!
Eğitim İş İzmir 3 No'lu Şube Başkanı Sevda Ketenci, 7. dönem toplu sözleşme sonrası memur maaşlarının son hali ve yapılan zamların enflasyonun altında kaldığına iilişkin değerlendirmede bulundu.
Eğitim İş İzmir 3 No'lu Şube Başkanı Sevda Ketenci, "TÜİK'in yalancı enflasyon sayıları, sarı sendikaların iktidarı memnun etmeye endeksli tavrı ve iktidarın emek düşmanı bakış açısıyla şekillenen 7. Dönem Toplu Sözleşme müsameresinde, perde gene yoksullukla kapanmıştır. Belirlenen zam teklifi, hem bugünün gerçek enflasyon rakamlarının, hem de Merkez Bankası'nın önümüzdeki yıl için açıkladığı ve gene kim bilir kaç kez revize ederek yukarıya çekeceği iyimser enflasyon rakamlarının dahi altında kalmıştır. Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz: Buna boyun eğmeyeceğiz. İnsani çalışma şartları ve insani ücretlere kavuşana kadar eylemlilik sürecimizi giderek artırıyoruz" dedi.
WhatsApp Grubumuz İçin TIKLAYINIZ
Eğitim-İş İzmir 3 No'lu Şube üyeleri bugün İzmir Karşıyaka'da, "Barınamıyoruz, Geçinemiyoruz, Yaşayamıyoruz" sloganıyla enflasyonun altında kalan memur maaşlarını protesto etti. Eğitim İş İzmir 3 No'lu Şube üyeleri adına açıklama yapan Şube Başkanı Sevda Ketenci, şunları söyledi:
"Bugün burada eğitim emekçilerinin terk edilmiş olduğu sefaleti, nasıl nefes alamaz hale getirildiğini göstermek için bir aradayız. Senede bir gün, öğretmenler gününde, öğretmene övgü düzenlerin senin 364 günü öğretmene nasıl çalışma koşullarını, nasıl insani olmayan ücretleri reva gördüğünü anlatmak için buradayız. Bugün yokuş aşağıya yuvarlanan ülke ekonomisine rağmen, tozpembe tablo çizmeye çalışanlara karşı 'Barınamıyoruz, Geçinemiyoruz, Yaşayamıyoruz' demek için buradayız.
"EMEĞİN ONURUNU İKTİDARIN BİR 'AFERİNİNE' SATAN SARI SENDİKALAR, EMEKÇİNİN HAKKINI SAVUNAMAZ"
Instagram sayfamızı takip etmek için tıklayınız
Bilindiği üzere; TÜİK'in yalancı enflasyon sayıları, sarı sendikaların iktidarı memnun etmeye endeksli tavrı ve iktidarın emek düşmanı bakış açısıyla şekillenen 7. Dönem Toplu Sözleşme müsameresinde, perde gene yoksullukla kapanmıştır. Belirlenen zam teklifi, hem bugünün gerçek enflasyon rakamlarının, hem de Merkez Bankası'nın önümüzdeki yıl için açıkladığı ve gene kim bilir kaç kez revize ederek yukarıya çekeceği iyimser enflasyon rakamlarının dahi altında kalmıştır. Onca büyük laf, onca vaat, onca beklentinin peşinden bu sürecin sonunda gene hükümetin utanç verici zam teklifinin kabul edilmesi, ortada alın terimiz için bir görüşme değil bir dayatma olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Daha önceki TİS süreçlerinden miras kalan birçok kazanım, yeniymiş gibi makyajlanıp önümüze konmuştur. Bir kez daha öğrendik: Emeğin onurunu iktidarın bir 'aferinine' satan sarı sendikalar, emekçinin hakkını savunmaz.
Gerçekleri çarpıtma enstitüsü gibi çalışan TÜİK'in ve hükümetin noteri gibi çalışan Kamu Hakem Heyeti'nin yapısındaki çarpıklık söz konusuyken, hileli maçta adil sonuç olmaz. Memur ve memur emeklisi için açlık sınırına düşmek anlamına gelen, kamuda işçi-memur arasındaki ücret makasını ters orantıya sokan, seçimden seçime hatırlanan ve vadedilen haklarımızı görmezden gelen bu sonuç tüm kamu emekçileri gibi, geleceğin mimarı olan eğitim emekçileri açısından da bir utanç tablosudur.
AKP iktidara geldiğinde öğretmen olan eğitim emekçisinin bugün eline geçen aylık ücret, 22 bin lira civarındadır. Yani 20 yıl emek veren bir öğretmen, bugün kamuda belirlenen en düşük ücretin sadece çok az üstünde bir ücret almakta, emeği değersizleştirilmektedir. Kadrolaşma, mobbing, haksız soruşturmalar eğitimde kol gezmekte, birçok mesleki hakkımız da sistemsel olarak gasp edilmektedir. Bıçak kemiğe dayanmakla kalmamış, kesmeye başlamıştır.
abc gazetesi