Ne yapsa da yaranamayan müdür...
Şımarık siyasiler, partili üst düzey bürokratlar var oldukça bu böyle de devam edecek gibi…
Buna en güzel misal, Antalya’da yılan hikayesine dönen bir görevden alma hikayesi…
İbrahim Acar’ın başına gelenleri anlatacağım bu hikayede…
Çok iyi hatırlıyorum.
İbrahim Acar ‘ın Antalya Kültür ve Turizm İl Müdürü olduğu tarihte görev yaptığım Hürriyet Akdeniz’de şöyle bir başlık atmıştık;
“Kadın eli sıkmayan müdür”…
Acar, bu başlığa nazire yaptı…
Koltuğa oturur oturmaz, gitti kadın eli sıkıp bizi şaşırttı.
Instagram sayfamızı takip etmek için tıklayınız
Biz, bu kez, “Fazla görevde kalamaz, gider” demeye başladık.
O 15 yıl aralıksız görev yaparken, oturduğu koltuğundan giden de biz olduk…
İl müdürü olarak 8 vali, bir o kadar kültür ve turizm bakanı eskitti.
Bir gün bir de baktık ki, İbrahim Acar görevinden alınmış...
Gerekçesini, göreve dönmek için açtığı dava tutanaklarından yeni öğrendim.
Hakikaten komik…
Herhalde biri, birilerine, “Bir gerekçe yaratın da görevden alalım” demiş olmalı…
Neymiş efendim; bakanlık müfettişinin tespitine göre, il müdürü ile müze müdürü arasında karşılıklı husumet ve güvensizlik varmış. Bu da bakanlığın kurumsal kimliğini ve algısını olumsuz etkiliyormuş…
Müze müdürünün psikolojik taciz (Mobbing) iddiası ise araştırılmış ama müfettişe göre sübuta ermemiş, yani gerçek olup olmadığı anlaşılamamış.
Kıssadan hisse; bu ikili arasında kangren haline geldiği iddia edilen sorun her ne ise bunun çözümünü de il müdürünü görevden almakta bulmuşlar.
Vay anasını sayın seyirciler ya…
Yine ifade tutanaklarından öğreniyorum ki, görevden alınan il müdürü, koltuğunda oturduğu dönem işi gereği emrindeki müze müdürüne defalarca sorumluluklarını hatırlatan yazılar yazmış. Hakkında soruşturma açmış, uyarı yazıları göndermiş.
Sonra ne olmuş, kendi gitmiş.
İbrahim Acar hemen göreve iade davası açmış.
Sonunda, dava Danıştay’a kadar gelmiş ve bu yılın ocak ayında, yani 8 ay önce ikinci kez göreve iade kararı verilmiş.
Danıştay kararında haklı olarak demiş ki; İbrahim Acar, müze müdürü ile ilgili yaptığı işlemlerde, yönetici hak ve yetkilerini kullanmıştır.
Nokta…
Sonra Danıştay yine demiş ki;
Bize gelen dosyalarda, davacının (İbrahim Acar) görevinde yetersiz ve başarısız olduğuna ilişkin bir tespit bulunamamıştır.
Danıştay resmen bakanlığa ders vermiş.
Öyle dedikodularla, yok mobbing iddialarıyla bir il müdürünü koltuğundan alamazsın demeye getirmiş.
Ve, 2023’ün Ocak ayında göreve iadesini istemiş.
Bugün günlerden ne 31 Ağustos 2023…
Tam 9 aydır, bakanlık Danıştay’ın bu kararını yerine getirmiyor.
İbrahim Acar’ı o koltuğa yeniden oturtmuyor.
İade-i itibar yapmıyor, kaybettiği maddi kayıplar karşılanmıyor, hala uzmanlık kadrosunda tutuyor.
Şimdi diyeceksiniz ki; ya insaf, adam 15 yıl o koltukta oturmuş niye savunuyorsun?.. Koltuğun peşini bıraksın, biraz da başkaları o görevi yapsın.
Bakın, Acar’a, ‘Kadın eli sıkmıyor’ dedik ama hiçbir zaman şu ihaleye hile karıştırdı, şu kadar rüşvet aldı, şu otelde eşiyle dostuyla bedava konakladı, şu usulsüzlüğü, yolsuzluğu yaptı diyemedik.
Çünkü, bunlarla ilgili hiçbir şey duymadık, görmedik.
Bir devlet memurunun aynı koltukta 5 yıl, 10 yıl, hele hele 15 yıl oturması, oturtulması tabi ki doğru değil…
Ama bir il müdürünün, emrindeki birine görevlerini hatırlattı diye bu şekilde görevden alınması doğru mu?..
Değil ki, Danıştay’da göreve iadesini istemiş.
Ey, sayın bakan…
Dile kolay 15 yıl, şaibesiz görev yapan birini, takdirle, plaketle, törenle emekli etmek veya bir üst makama terfi ettirmek yerine, bu şekilde görevden almak değil de, altındaki bir müdürü uyardı diye görevden almak mı, bakanlığın saygınlığını etkiliyor?..
WhatsApp Grubumuz İçin TIKLAYINIZ
Sayın Mehmet Nuri Ersoy, eğer bakanlığın saygınlığıysa derdiniz, Danıştay’ın bu kararı üzerine İbrahim Acar’ı hemen koltuğuna oturtursunuz.
Yok, “Orada oturtmam” diyorsanız, bakanlıkta bir üst makama terfi ettirir, orada yararlanırsınız.
Haber için her aradığımda konuşan yılların bürokratını, içine kapalı, ürkek, çekingen, “Konuşursam başıma acaba başka ne gelir” diye düşündürten neler yaptınız ki, dün telefonla aradığımda sus, pus oldu, tek kelime bile etmedi.
Yazık değil mi?..
Dursun Gündoğdu/ gunhaber