Memur-Sen yetkilisinden toplu sözleşme sürecine dair değerlendirme
TOPLU SÖZLEŞMENİN ARDINDAN
Keşke tam uzlaşma çıksaydı, keşke ülkemizin imkânları taleplerimizi karşılayacak düzeyde olsaydı. Keşke ekonomimiz bu kadar kırılgan olmasaydı. Hem depremin yaralarını saracak hem de giderek ağırlaşan ekonomik şartlara karşı memur ve emeklimizi koruyacak imkânlara kavuşsaydık.
WhatsApp Grubumuz İçin TIKLAYINIZ
Her toplu sözleşmede üzerine ekleyerek geldiğimiz kazanımlarımızın sayısını, niteliğini artırarak devam ediyoruz. Bugüne kadar yapılan toplu sözleşmeleri tek toplu sözleşme gibi değerlendirdiğimizde, gelecekte daha iyi bir yerde olacağımızı şimdiden söyleyebiliriz.
Son toplu sözleşme sürecinin hazırlıkları dâhil başından sonuna kadar içinde olan bir kişi olarak şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki masada sendikal mücadele adına, temsil ettiğimiz kitle ve umudu olduğumuz milyonlar adına gereken ne ise yapıldı. Yaşadığımız problem sendikal mücadelemizde, masanın hakkını verip vermekte değil problem ülke ekonomisinin içinde bulunduğu durumla ilgili.
Geçen hafta, biz memurun da ülkenin de içinde bulunduğu durumu görüyoruz derken tam da bunu kastetmiştim. Eleştirilere baktığımızda şahsi eleştirileri bir kenara koyacak olursak yetkisiz olduğu halde masaya oturan konfederasyonlara söyleyecek çok sözümüz var. Siz yetkili olduğunuz dönemde hangi kazanımları elde ettiniz ve bugün yetkisiz olduğunuz halde oturduğunuz masaya hangi katkıyı sundunuz?
Instagram sayfamızı takip etmek için tıklayınız
Toplu sözleşmenin ardından yapılacak çok işimiz var. Ülkemizdeki vergi düzeninden, para politikalarına, ihale yasasından kamudaki israfa ve sızıntılara kadar birçok konu, iki yıl sonra yeniden kurulacak toplu sözleşme masasını etkileyecektir. Bütün bu saydıklarımız ülke ekonomisini, ülke ekonomisi de toplu sözleşme masasını etkiliyorsa; toplu sözleşme, sadece masada yirmi gün süren bir mücadele olmasa gerek.
Sivil toplum ve sendikal mücadeleye daha geniş açıdan bakarak, oluşturulacak kamuoyu baskısı ve denetimi ile gelir dağılımındaki dengesizliklerden, bozulan maaş düzeninden, zarar gören toplumsal adalet mekanizmalarına kadar birçok çarpıklığın düzeltilesini sağlamalıyız. Burayı gözden kaçırarak, sendikaların kendi arasındaki didişmeleri, yetkili sendikaya her iki yılda bir yöneltilen insafsız eleştiriler ve yapılan saldırılarla sadece kendinizi kandırır ve günü kurtarırsınız.
Yedinci dönem toplu sözleşme süreci geride kaldı ancak mücadelemiz devam ediyor. Şimdi yeniden yola koyulma, daha derin bir strateji ve akılla dünyada ve ülkemize neler oluyor, nasıl bir gelecek bizi bekliyor diye sorma vaktidir.
Bu toplu sözleşmeden; “uzlaştığın talepleri imza altın al ve koru, uzlaşamadığın talepleri en iyi aşamaya getir ve kayda geçirerek hakeme öyle götür.” Stratejisi tecrübe edilmiş oldu. Bundan sonraki toplu sözleşmelerin üretkenliğini sağlayacak önemli bir yöntem ortaya çıkmış oldu. Elde edilen kazanımlar, seçim öncesi yapılan iyileştirmeler ve tecrübe edilen, “kısmi uzlaşma” yöntemi hayırlı olsun. Mücadelemiz devam ediyor.
Talat YAVUZ
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri