Adliye personelinin çözüm beklediği 8 sorun açıklandı

Gerek yardımcı yargı personeli olarak gerekse de muhtelif unvanlarda görev yapmakta olan adliye personeli, yoğun şartlar altında çalışmaktadır. Yapılan işle alınan ücret orantısız olmakta ve çalışma şartlarının ağırlığından ve stresinden dolayı yardımcı yargı personeli muhtelif hastalıklara duçar olmaktadır.

Büyükşehirlerde çalışan yardımcı yargı personelinin barınma sorunu ve alınan ücretlerdeki yetersizlik öncelikle çözüme kavuşturulması gereken sorunların başında gelmektedir.

Yardımcı yargı personelinin ivedilikle çözüme kavuşturulması lazım gelen diğer sorunlarının bazıları şunlardır:

1)BÜYÜKŞEHİRDE GÖREVLİ YARDIMCI YARGI PERSONELİ İÇİN KİRA YARDIMI YAPILMALIDIR

    WhatsApp Grubumuz İçin TIKLAYINIZ
 

Konut fiyatlarındaki ve kira fiyatlarındaki artış sabit gelirli kişileri olumsuz etkilemiştir. Büyükşehirlerde bu olumsuzluk daha da belirgin olmuş özellikle İstanbul'da kiralar çok fazla artmıştır. Eşi ile beraber çalışan kişiler bile hayat koşullarının zorluğuna karşı koyamamaktadır. Hal böyle olunca yargı personeli olarak görev yapmakta olan kişilerin öncelikle barınma sorunlarına yönelik çözümler geliştirilmelidir. Kira sorunu sadece yardımcı yargı personelinin sorunu değil, lojmanda kalamayan hakim ve savcılar için de sorundur. Zira, kira fiyatları hakim ve savcıların bile ödeyebileceği oranın üzerinde artmıştır. Buradan hareketle; İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde hayat şartları günden güne zorlaşmaktadır. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir illerinde Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı aracılığı ile konut üretimi yapılabilir. İşin teknik yönü Adalet Bakanlığı bürokratları tarafından araştırılabilir. Konut sahibi olmayan yargı personelinin konut sahibi olması, yargı personelinin işine olan motivasyonunu da arttıracaktır. Konut sahibi olmayan yargı personeli, hakim ve savcı unvanına sahip yargı mensuplarına kira yardımı yapılması hususunda girişimde bulunulması elzem olmaktadır. Bir personelin aklı sürekli maaşının azlığında ise ve ay sonunu nasıl getireceğini düşünüyor ise o personelden verim alınamaz.

2) SUÇÜSTÜ NÖBETLERİNDE; ÖLÜ MUAYENESİ VE OLAY YERİ İNCELEMESİNE KATILAN YA DA NÖBETTEN DOLAYI SABAHA KADAR ADLİYEDE KALAN PERSONEL, İDARİ İZİNLİ KABUL EDİLMELİDİR.

Adliyelerdeki suçüstü nöbetleri savcılık ve mahkemelerin koordineli olarak yürüttükleri süreçtir. Dolayısıyla adli olayın kolluğa bildirimi, kolluktan savcılığa bildirimi, savcılıktan mahkemelere bildirimi bu koordinasyonun parçasıdır. Adliyelerde suçüstü nöbeti tutan savcılıkta veya mahkemelerde görevli yardımcı yargı personelinin işleri işin mahiyetine göre saatlerce sürmektedir. Savcılığın ölü muayene ve olay yeri incelemesi yapması ile şüphelinin mahkemeye sevki birkaç saatte olacak iş değildir. Gerek savcılıkta görevli yardımcı yargı personeli, gerekse de mahkemelerde görevli yardımcı yargı personeli nöbete kaldıkları sürecin sonunda izinli sayılmalıdır. Şöyle somutlaştırmakta fayda görüyorum. X İli Cumhuriyet Başsavcılığında görevli zabıt katibi, gece 01.00'da şüpheli olan ölümden dolayı cumhuriyet savcısı ile beraber olay yerine intikal eder. Olay yeri incelemesi ve ölü muayenesi tamamlanması öyle birkaç saatte olacak iş değildir, sabahlara kadar sürer. O personel o gün mesaisinin başladığı saat olan 08.00'de işinin başında olması gerekmektedir. Gece boyunca nöbette olan ve yeterince dinlenemeyen personel, yorgun bir şekilde işe geldiğinde zaten kendisinden verim alınamayacaktır. Savcılıkta veya mahkemelerde görevli yardımcı yargı personeli akşam 24.00'a kadar adliyede nöbete kalıyorsa nöbeti izleyen gün yarım gün izinli sayılmalı, gece olay yeri incelemesi ve ölü muayenesine katılmış ise bir sonraki gün izinli sayılmalıdır. Bu hususta, personelin idari izinli sayılması için gerekenler yapılmalı ve personelin idari izinli olacağı gün, hakim veya savcıların tercihlerine bırakılmamalıdır.

Instagram sayfamızı takip etmek için tıklayınız
 

3) PERSONEL ALIMINDA NİTELİKLİ KİŞİLERİN SEÇİLMESİNE ÖNEM VERİLMELİDİR.

Adalet Bakanlığı Memur Sınav Atama ve Nakil Yönetmeliği'nin 9. maddesinde; "zabıt katibi, mübaşir, infaz ve koruma memuru ve cezaevi katibi kadroları için seçim yapılırken; hukuk fakültesi, adalet meslek yüksekokulu veya meslek yüksekokullarının adalet, adalet ön lisans veya ceza infaz ve güvenlik hizmetleri programı, lise veya meslek liselerinin adalet alanı ve ilgili mevzuat uyarınca bunlara denkliği kabul edilen program veya alan mezunlarına öncelik tanınır." hükmü yer almaktadır.

Uygulamada ise, yardımcı yargı personeli alımında bu husus göz önünde bulundurulmamaktadır. Hayatı boyunca adliyeye işi düşmemiş kişilerin, yardımcı yargı personeli olarak istihdam edilmektedir.

Yardımcı yargı personeli alımında mezkur yönetmeliğin 9. maddesi uygulanmalıdır. Çünkü; adliye ile ilgili konularda hukuk fakültesi mezunu, adalet meslek yüksek okulu veya adalet bölümü mezunlarının bilgileri; adliyeye ile ilgili olmayan bölümden mezun olanlara göre çok fazladır.

Buradan hareketle; adliyeye personel alımı yapılırken, hukuk fakülteleri, adalet meslek yüksek okulu veya üniversitelerin adalet bölümü mezunları arasından alım yapılmalıdır. Adliyelere personel istihdamı yapılırken herhangi bir yüksek öğretim bölümü mezunu değil, eğitimi dolayısıyla adliyenin terimlerini ve işleyişini bilen ve hukuk fakülteleri, adalet bölümleri gibi adliyenin işleyişini bilen bölüm mezunları seçilmelidir ve bu konuyu Adalet Bakanlığı Memur Sınav Atama ve Nakil Yönetmeliği'nin 9. Maddesinde adalet komisyonlarına tercih hakkı bırakmadan hüküm altına almak gerekir. Aksi durum adalet komisyonlarının personel alımındaki tercihlerinde değişikliğe sebep olmayacaktır. Yani, adalet komisyonlarının personel alımında; hukuk fakültesi mezunu, adalet meslek yüksek okulu veya adalet bölümü mezunlarından personel seçmeleri yönetmelik ile hüküm altına alınmalıdır. Tercih hakkı bırakılmamalıdır.

4)PERSONEL ÜZERİNDE MOBBİNG YAPAN YAZI İŞLERİ MÜDÜRLERİ HAKKINDA GEREĞİNİN YAPILMASI SAĞLANMALIDIR.

İşini layıkıyla yapan, kendi yapması gereken işleri maiyetinde çalışan personele yaptırmayan yazı işleri müdürleri vardır. Bu yazının muhatabı liyakatlı olan ve kendi işini başkalarına yaptırmayan yazı işleri müdürleri değildir.

Yazı işleri müdürleri, kendilerinin yapması gereken işleri, maiyetinde çalışan zabıt katiplerine, mübaşirlere yaptırmaktadır. Esasında bu konu; yazı işleri müdürlerinin kendi yapmaları gereken işi maiyetinde çalışan memura yaptırmaması kalem yönetmeliğinde belirtilmiş ise de uygulamada bu konu yazı işleri müdürleri tarafından dikkate alınmamaktadır. Bu hususta, UYAP ekranları kişiselleştirilmelidir. Yazı işleri müdürlerinin yapacağı işler, zabıt katibinin ekranında olmamalıdır. Kalem yönetmeliğinde zabıt katiplerinin yapacağı bahsedilen "diğer görevleri yapmak" hususu netliğe kavuşturulmalıdır.

5) GÖREVDE YÜKSELME SINAVLARI; REFERANSA GÖRE DEĞİL, LİYAKATA GÖRE YAPILMALIDIR.

Kamu personelinin nitelikli ve liyakatlı olması, iş sahiplerinin de işlerinin kolaylıkla tamamlamalarıyla doğru orantılıdır. Özellikle son yıllarda yazı işleri müdürlüğü sınavlarında liyakatsız alımlar yapılmaktadır. Meslek hayatında mahkemelerde çalışmayan kişiler yazı işleri müdürlüğü sınavında başarılı sayılmaktadır. Yazı işleri müdürlüğü ve diğer görevde yükselme pozisyonlarında yapılacak sınavlarda liyakat esas alınmalıdır. Bu konuda idari işler gibi yargısal faaliyetlerin olmadığı alanlarda görevli personelin, yargısal faaliyetlerin olduğu alanlardaki yükselme pozisyonlarına başvurusu için mahkemede çalışma süresi getirilmelidir.
14 Haziran 2021 tarihinde Memurlar.Net'te yayımlanan haberde; yazı işleri müdürlüğü sınavında çalışılan birimlerin zorluğunun dikkate alınması hususu işlenmiştir.

Sonuç itibarıyla; görevde yükselme sınavlarında referans değil, liyakat söz sahibi olmalı, görevde yükselme sınavında başarılı olmak için herhangi bir dini cemaatin mensubu olma şartı aranmamalıdır.

6) PERSONELİN ÇALIŞACAĞI BİRİMİN BELİRLENMESİNDE HAKKANİYETE UYGUN KARARLAR VERİLMELİDİR.

Yardımcı yargı personelinin hangi birimde çalışacağına ilişkin karar ilgili adalet komisyonlarınca verilmektedir. İlgili adalet komisyonunda tanıdığı olan personel, adliyenin en rahat yerinde çalışmaktadır. Bu şekilde yapılan adam kayırmacılık çalışma barışını bozmaktadır. Tüm birimlerde rotasyon uygulaması yapılarak adam kayırmacılığın önüne geçilmelidir.

7)YAZI İŞLERİ MÜDÜRLERİNE ROTASYON UYGULANMALIDIR.

Memurlar.Net'te 17.7.2023 tarihinde yazı işleri müdürünün zimmetine para geçirliğinden bahisle tutuklandığına ilişkin haber yayımlanmıştır.İlgilinin masumiyet hakkı her zaman saygı duyulması gereken haklardandır. Suçluluğu hükmen sabit olmadığı sürece hiç kimse suçlu ilan edilmemelidir. Bu haber metnini paylaşmaktaki amaç, bundan sonra bu tür haberlerin önüne geçilmesidir. Bunun için de yazı işleri müdürleri, idari işler müdürlerinin rotasyona tabi olmaları gerekir. Yıllardır aynı yerde görev yapan yazı işleri veya idari işler müdürlerinin görev yerlerinin değişikliği hem kendileri için faydalı olacaktır hem de hizmetin verimli olması bağlamında faydalı olacaktır.

8)MARAŞ DEPREMİNİN ETKİLEDİĞİ İLLERDE GÖREV YAPMAYA ÇALIŞAN YARDIMCI YARGI PERSONELİNE, MADDİ DESTEK VE MORAL DESTEĞİ SAĞLANMALIDIR.

Depremin vurduğu tüm illerde yargısal faaliyetlerin yoğun emek ve mesai şartları altında yapılmaktadır. Hal böyle olunca, depremin sebep olduğu yıkımın en fazla hissedildiği illerden birisi de Hatay'dır. Hatay İdare/Vergi Mahkemelerinde veya Hatay adliyesinde görev yapmakta olan hakim ve savcılar ile idari yargı hakimleri ve yardımcı yargı personelleri yoğun şartlar altında, çoğu olanaktan yoksun kalarak çalışmaktadır. Hatay İdare Mahkemesi'nde görev yapmakta olan hakim ve yardımcı yargı personelinin çalışma ortamlarında klimaları bile yoktur. Bu personelin Hatay'ın sıcağında yargısal faaliyetlerden verim alınması çok zordur.
Adalet Bakanlığı denince akla hakim ve savcılar gelmemelidir. Zabıt katibi, mübaşir, hizmetli ve cezaevi personelinin gerek özlük hakları gerekse mali konularda iyileştirmeye ihtiyaçları vardır.
memurlar.net