Memurlar zam teklifine neden tepki gösterdi?
Bu köşeyi takip edenler 2024-2025 yıllarını kapsayan toplu sözleşme görüşmelerinin oldukça çetin geçeceğini ifade ettiğimizi hatırlayacaklardır. Gelinen süreç bu öngörümüzü doğruladı. Bundan sonra sürecin nasıl ilerleyeceğini açıklamaya çalışacağız.
Önerilen zam teklifi sendikalarca çok düşük bulundu
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, memur ve memur emeklilerinin toplu sözleşme görüşmelerinde hükümetin ikinci zam teklifini açıkladı. 2024’te ilk 6 ay için yüzde 15, ikinci 6 ay için yüzde 10 zam teklif edildi. 2025 zam teklifi ilk 6 ay için yüzde 6, ikinci 6 ay için yüzde 5 oldu. Yeni teklifte 2024 için birer puan artış olurken, 2025 teklifi değişmedi.
Instagram sayfamızı takip etmek için tıklayınız
Kamu işvereni tarafından önerilen zam teklifi kamu çalışanlarını üzdü. Memur sendikaları teklif edilen zam oranlarının çok düşük olması nedeniyle teklif edilen zam oranlarını müzakereye dahi değer bulmadılar. Düşük zam teklifi sonrasında sendikalar ardı ardına tepki açıklamalarında bulundular.
Kamu işveren tarafı 22 Ağustos’ta yeni teklifle masaya gelecek. Şimdiden teklif edilecek zam oranını bilemeyiz ama birinci ve ikinci teklif arasındaki oranların biri birine çok yakın olduğunu düşündüğümüzde üçüncü ve son teklifin de aşağı yukarı benzer olacağını söyleyebiliriz.
Zam teklifi niçin tepkilere sebep oldu?
Memur sendikaları, zam teklifinin çok düşük kalmasının yanında refah payından hiç bahsedilmemesini tepkiyle karşıladılar. Özellikle Merkez Bankası’nın açıklamış olduğu enflasyon hedefinin çok gerisinde bir zam teklifi ister istemez tepkilere sebep oldu. Bize göre enflasyon hedefinin çok altında bir zam teklifi yaklaşımı doğru olmamıştır. Çünkü her toplu sözleşme metninde enflasyon farkı ödemesi yer alacağı için zaten memurlara verilecek bir rakamın çok altında bir oran teklif etmek anlaşılır bir şey değildir. Ümit ederiz ki son teklifte bu yaklaşım düzeltilir ve refah payının da içinde olduğu bir oran önerilir.
Özellikle yetkili sendikanın toplu sözleşme metninde yer alan zam oranlarının yanından dahi geçilmemesi şaşkınlığı iyice arttırmıştır. Memur-Sen, 2024 için 3’er aylık dönemler itibarıyla refah payı ile birlikte birinci 3 ayda yüzde 35, ikinci 3 ayda yüzde 10, üçüncü 3 ayda yüzde 15, dördüncü 3 ayda yüzde 10 artış istemişti. Kamu işvereninin teklifi birinci üç aylık dönemdeki teklife dahi yaklaşmamıştır.
Yine Memur-Sen, 2025 için ise 6’şar aylık dönemler itibarıyla refah payı dahil birinci 6 ayda yüzde 25 ve ikinci 6 ayda yüzde 15 zam talep etmişti.
WhatsApp Grubumuz İçin TIKLAYINIZ
3600 ek gösterge ve disiplin affı için çalışma yapılacak
Disiplin affı 2006 yılında 5525 sayılı Kanun’la yürürlüğe girmişti. Bakan Işıkhan tarafından yapılan açıklamaya göre kısa sürede disiplin affının çıkarılacağı anlaşılmaktadır. Bakan bu konuyla ilgili olarak “Belirli şartlarda disiplin affı çalışması yapacağız” ifadesini kullanmıştı.
Son disiplin affının 2006 yılında yapıldığı düşünüldüğünde 17 yıldır disiplin affı çıkarılmadığı anlaşılmaktadır. Bundan önceki disiplin affı ise 1999 yılında 4455 sayılı Kanun’la yapılmıştı. Bu nedenle mali yükte getirmeyen disiplin affına ilişkin düzenlemenin kısa sürede Meclis’e geleceğini söyleyebiliriz. Zaten af kelimesi duyulduğunda beklenti satın alınır ve süreç ister istemez hızlanır.
Bakan Işıkhan tarafından şu ifadeler kullanmıştı; “Sadece mali haklar değil, sosyal haklara ilişkin çok sayıda teklif maddesi bulunmaktadır. Bugün müzakerelerle geldiğimiz nokta üzerinde uzlaşacağımız çok sayıda maddemiz bulunduğunu göstermektedir. Birinci dereceye ulaşan tüm kamu görevlilere 3600 ek gösterge için yetkili konferedasyonla birlikte çalışma yapacağız. Belirli şartlarda disiplin affı çalışması yapacağız. Görevde yükselme sınavlarının belli süre ve düzenli aralıklarla yapılması için çalışmaları sürdüreceğiz. Hac izni verilmesi konusu, TOKİ konutlarında evi olmayanlara öncelik verilmesi konusunda paydaşlarımızla yakın istişare içinde bulunacağız.”
Bakan tarafından yapılan açıklamaya göre birinci dereceye ulaşan tüm kamu görevlilerine 3600 ek gösterge verileceği anlaşılmaktadır. Böyle bir düzenlemenin daha önce yapılan 3600 ek gösterge düzenlemesini anlamsızlaştıracağını ve başka taleplerin kaçınılmaz olacağını belirtmemiz gerekmektedir.
Emekli maaşları açısından çok büyük katkı sağlayan 3600 ek gösterge düzenlemesinin sosyal güvenlik yükünün nasıl karşılanacağı ise henüz açıklanmadı. Yine Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in her düzenlemenin mali karşılığının bulunması yönündeki yaklaşımı düşünüldüğünde bu çalışmanın kısa vadede yürürlüğe girmesinin oldukça zor olduğunu düşünüyoruz.
Nitekim memurlar için öngörülen zam teklifi de düşünüldüğünde mali yük getiren düzenlemelerin çıkarılmasının oldukça zor olduğunu düşünüyoruz.
Gidişata bakılınca ufukta Kamu Görevlileri Hakem Kurulu görülüyor
Mevzuata göre toplu sözleşme görüşmeleri sonunda toplantı tutanağı imzalanmasından veya tespit tutanağı düzenlenmesinden itibaren üç işgünü içerisinde toplu sözleşme görüşmelerinin ilgili bölümüne ilişkin tutanağı imzalamaya yetkili olanlar, taraf oldukları bölüm için Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvurabilmektedir.
Buna göre toplu sözleşme görüşmelerinde 22 Ağustos’ta yeni teklif masaya gelecek. Tarafların bu tarihte de anlaşamaması durumunda Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvurulacak. Bu aşamada kurul, mevzuata göre en geç ay sonuna kadar sözleşmeye dair kararını açıklayacak.
Açıklamalarda refah payının olmaması ile önerilen zam oranlarının çok düşük oranlı olması toplu sözleşmenin Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na taşınacağını gösteriyor.
Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na gidilmesi ise sendikaların hiç arzu etmediği bir durumdur. Çünkü burada genellikle sendikaların hiç arzu etmediği karar çıkmaktadır. Nitekim geçmiş yıllardaki Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları bunu göstermektedir.
Toplu sözleşme teklifinde yer alan sosyal haklar ne olacak?
Toplu sözleşme teklifinde doğum yardımından ölüm yardımına, kira yardımından aile yardımına, evlenme yardımından bayram ikramiyesine kadar birçok sosyal yardım yer almaktadır. Henüz bunlarla ilgili hiçbir açıklama yapılmadı. Anlaşıldığı kadarıyla bütçeye yük getiren tekliflere çok sıcak bakılmıyor.
Kamu işçilerine yapılan zam oranlarının yüksekliği memurların beklentisini arttırsa da ülkenin içinde bulunduğu ekonomik şartlar toplu sözleşmeyi zora sokmaktadır. Memurlar haklı olarak kamu işçisine verilen zam oranlarının kendilerine de verilmesini istiyor.
Bazı sendikalar kamu işvereni tarafından önerilen zam teklifinin çok düşük olması nedeniyle kanuni olmasa da şimdiden grev kararı aldı ve iş bıraktı. Ümit ederiz ki toplu sözleşme, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na gidilmeden masada çözüme kavuşturularak kamu görevlileri sevindirilir.
Ahmet Ünlü / Yenişafak