Okul müdürlerinin arkasında kimler var?
21 yıllık AKP iktidarında eğitim alanında reform adı altında sayısız değişiklik yapıldı. Tüm yapılan değişikliklerden sonra ortaya kocaman bir başarısızlık çıktı. Bu süreçte değişmeyen tek şey, okul yöneticilerinin yandaşlardan atanması oldu. Bir eğitim sendikasına üyeysen okul müdürlüğü, müdür yardımcılığı çantada keklik oldu. Liyakat ilkesi yerle bir edildi. Tek kriter yandaşlık oldu.
Tüm bunlardan sonra okullarda müdür, müdür yardımcısı baskısı arttı. Muhalif öğretmenlerin ders programları bile şantaj malzemesi yapıldı. Öğrencilerine hikaye kitabı aldıran öğretmenlere çifte müfettiş gönderildi. Okullara gönderilen paralardan komisyon alan şube müdürleri, daire başkanları baş tacı edildi. Tasarım beceri atölyelerinde yapılan usulsüzlükleri görmeyen, duymayan kalmadı. Üç kuruş ücreti olan nöbetler yandaşlara yazıldığı için itiraz eden öğretmenler anında gözetim altına alındı. Ayşe Atasayar’ı öldüren zat üç gün içerisinde yurt dışına kaçırıldı. Bunlara kimse tepki göstermedi. Ancak, okullarda yaşanan haksız, hukuksuz uygulamalara itiraz eden öğretmenler vakit kaybetmeden baskı altına alındı, soruşturma açıldı, sürgün edildi.
WhatsApp Grubumuz İçin TIKLAYINIZ
“Benim arkamda kim var biliyor musun?” diye pervasızca naralar atan, öğretmenleri sindiren müdürler baş tacı edildi. Her nedense bunlara kimse dokunamadı.
ÇOCUKLARIMIZ KİMLERE EMANET?
Şimdi sizlere güzelim okullarımızda yaşanan ve çocuklarımızın kimlere teslim edildiğini apaçık ortaya koyan bir olaydan bahsedeceğim…
İzmir’de Uzun Hasan Ortaokulu Müdürü M. Y.…
Bu okul müdürü ile ilgili iddialar yenilir yutulur cinsten değil. 2022 yılında Doğanlar Hüsnü Bornovalı Ortaokulu müdürü iken, bir öğretmen arkadaşının doğum gününü kutlamak için pasta sipariş eden bir kadın öğretmeni dövdüğü iddiası ile İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuluyor. Dava hala devam ediyor. Bu kişi tedbiren de olsa müdürlükten alınması gerekirken, Uzun Hasan Ortaokuluna müdür olarak atanıyor. Öğrencilerine hikaye kitabı aldıran öğretmene çifte müfettiş gönderen Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmeni dövdüğü iddia edilen bu müdürü ödüllendirerek başka bir okula yine müdür olarak atamasını yapıyor. Gerçekten isyan etmemek elde değil. Çocuklarımız kimlerin elinde? Öğretmen dövdüğü iddiası doğruysa çocuklarımızın vay haline…
Ne yaparsan yap yeter ki yandaş ol. Seni kurtaracak mekanizma hazır. Öğretmen ne derse desin kimse inanmıyor. İlçe müdürü, okul müdürü elinde bulundurduğu erg ile öğretmenleri baskı altına alıyor. İfadeler onların istediği gibi veriliyor. Kağıt üzerinde her şey hukuksal zemine çekiliyor. Öğretmen arkadaşlarımızda sürgün edilmemek, baskı görmemek için maalesef seslerini çıkaramıyor. Geçtiğimiz günlerde bir vakfın görevlisini dersine almayan öğretmen 200 km uzakta başka bir okula sürgün ediliyor. Vakıf, dernek yöneticileri il, ilçe müdürlerini baskı altına alıyor. Ve öğretmen 200 km uzağa sürgün ediliyor. İstismar vakaları bile bu yöntemlerle sumen altı ediliyor. Milli Eğitim Bakanlığı koridorlarında hangi istismar vakalarının sumen altı edildiği, kimlerin baskı yaptığı konuşuluyor. Bu vakalara adı karışan yönetici ve öğretmenlerin hala görevde oldukları biliniyor. Çocuklarımıza, öğretmen arkadaşlarımıza mobing yapan, istismarda bulunan kişileri hala görevde tutmak nedir? Hangi vicdanla açıklanabilir? Bu dosyaları sumen altı eden müfettişlere de seslenmek istiyorum. Rahat uyuyabiliyor musunuz? Vicdanınız rahat mı?
Milli Eğitim Bakanlığı’nda makine mühendisinden bakan yardımcısı, koruma müdüründen daire başkanı, tıp doktorundan mesleki eğitime genel müdür atamalarını görmüştük. Son olarak, giderayak diş hekiminden eğitim müşaviri atamasını da gördük. Elbet bir gün liyakat yeniden tesis edilecek. İşte o zaman ülkemin çocukları hak ettikleri nitelikli, eşit ve adil eğitim imkanlarına ulaşacak.
Ali Taştan