MEB'deki Şefler Sorunlarına Çözüm Bekliyor! İşte Talepleri
Bu yazımızda MEB bünyesinde çalışan şeflerin mevcut durumlarını ve taleplerini irdeleyeceğiz. Şefler memur kadrolarında görev yapmaktadır. Üniversite mezunu memurlar arasında yapılan görevde yükselme sınavlarında başarılı olan memurlar, yönetici kadrosuna geçmektedir. Yani şefler yönetim hizmetleri içinde yer almakta ve kamu hizmeti yürütmektedir.
Her kurumda olduğu gibi MEB’de de bir hiyerarşi bulunmakta ve yetki ve sorumluluklar bu hiyerarşiye göre belirlenmektedir. Şefler, memurlar ile şube müdürleri arasında görev yapmaktadır. Esasında şefler mutfaktaki aşçıbaşları gibidir. Ortaya çıkan hizmetin icrası şeflerin gözetiminde ve katkısıyla ortaya çıkmaktadır.
Peki, şefler MEB’den neleri talep etmektedir?
Meb’de çalışan şefler özel hizmet tazminatlarını 70 puandan yine şeflik görevi yürüten Adalet Bakanlığı bünyesinde çalışan şeflerin yararlandığı110 puana çıkartılmasını talep etmektedirler. Farklı Bakanlıklarda aynı işi yapan ve aynı unvanda olan kamu çalışanların aynı ücreti alması çalışma barışının tesisi bakımından oldukça önemlidir.
Yine Şefler Ek Ödeme sistematiği içerinde memur ve teknisyenlerden daha az el ödeme katsayısına sahip olduklarını belirterek Ek Ödeme katsayılarının105’ten 150 çarpanına çıkartılmasını talep etmektedirler.
Bilindiği üzere 3600 Ek Gösterge talepleri MEB çalışanları açısından çözüme kavuştu ve 15 Ocak 2023 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek. Hemşire, polis, öğretmen ve din görevlileri ile sınırlandırılan Ek Göstergenin 3600’e çıkartılması olumlu fakat diğer kamu çalışanları bakımından yetersiz bir uygulamadır.
Memur Sen Genel Başkanı Sayın Ali Yalçın Çalışma Bakanı Vedat Bilgin ile yaptığı ve ikincisi 16 Mart 2022’de yapılacak olan 3600 Ek Gösterge çalışmalarında tüm kamu çalışanlarına adil bir şekilde Ek Gösterge iyileştirmesinin yapılması gerektiğini vurgulamıştır.
Şefler, 3600 Ek Göstergelerinin 3600 olmasını talep etmektedirler. Yine kadro ve derecelerinin 3. Derecede takılı kaldığını, kadro ve derecelerinin ¼ olmasını talep etmektedirler. Tüm bu talep ve beklentilerin dışında Şefler üst kadrolara geçişlerde suni bir engelin bulunduğu ifade edilmekte Şube Müdürü görevlendirmelerinde şeflerin deneyimlerinden istifade edilmediği dile getirilmektedir.
Kamu çalışanlarının genelinin problemlerinden biri de görev tanımlarının net olarak belirlenmemiş olmasıdır. Aynı durum MEB’e atanan aşçı ve aşçı yardımcılarının da sorunu gibi gözükmektedir. Aşçı olarak atanan kamu çalışanları mutfakta ve okulda hangi görev tanımı ile çalışacakları konusunda belirsizlikler bulunmaktadır.
Şeflerin mutlaka görev tanımının yapılması, kamu hiyerarşisi içerisinde tüm sistemin yeniden gözden geçirilmesi elzemdir. Hatta sadece MEB değil 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu ve alt mevzuat birimleri, kamu çalışanlarının tamamını içine alacak şekilde reforme edilmesi iş barışının sağlanması bakımından önem arz etmektedir.
Hacı Sarı