MEB'de 8 bakan 20 yılda çözemedi!
"’Bu ülkede matematik, yabancı dil öğretilemiyor' sözünü tarihin çöplüğüne gömeceğiz." diyen Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, "2022-2023 eğitim yılından itibaren Türkçe, matematik ve fen bilimlerinin ardından ilk kez Arapça ve İngilizce 'Destekleme ve Yetiştirme Kursları' açacağız" dedi.
AKP’NİN BAKANLARI NELER YAPTI
Bu açıklamalar 20 yıllık AKP iktidarında yabancı dil eğitimi ile ilgili Milli Eğitim Bakanlarının neler yaptığını, neler söylediğini inceleme ihtiyacını doğurdu.
AKP’nin ilk Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, dört ay gibi kısa bir süre bakanlık yapmasına rağmen dil eğitimi ile ilgili “Eğitim fakülteleri ve fen edebiyat fakülteleri dışındaki üniversite mezunlarının öğretmen olmaları olanaksız hale gelecek. İngilizce öğretmenliği bu uygulamanın dışında kalacak. Dil sınavında başarılı olanlar öğretmen olarak atanabilecekler” şeklinde açıklamalar yaptı. Başka bir ifade ile ‘lisans mezunu dil bilen herkes öğretmen olabilir’ dedi.
Erkan Mumcu’nun koltuğu devrettiği Hüseyin Çelik’in bakanlığı sırasında Talim Terbiye Kurulu Başkanı Ziya Selçuk, “Talim ve Terbiye Kurulumuz’un onayından geçen yeni sisteme göre, gelecek öğretim yılından itibaren 4’üncü sınıflarda yeni sisteme göre yabancı dil öğretimine başlanacak. Onaydan geçen yeni müfredata göre kitaplar da yeni öğretim yılında kullanımda olacak. İki yıl içinde sistemi diğer sınıflara da yayacağız. Yeni sistemi yabancı dil öğretmenlerimizle birlikte oturtacağız. Ancak, ülkemizde yeterli sayıda yabancı dil öğretmeni bulunmuyor. Öğretmenimizin olmadığı yerlerde de öğrencilerimiz yabancı dil öğrenebilecek. Altyapısı tamam olan tüm merkezlerde gelecek yılbaşından itibaren internete bağlanılacak. Bakanlığımız tarafından ‘Bilgisayar Destekli Yabancı Dil Öğretimi’ programları hazırlandı ve öğretmen olmayan yerlerde öğrencilerimiz bilgisayarla yabancı dil öğrenecek” dedi.
Hüseyin Çelik’ten koltuğu Nimet Çubukçu devraldı ve ''Türkiye'de yabancı dil öğretilmesi, özellikle İngilizce öğrenimi konusunda bir sorunumuz olduğu ortada. Bu sorun da çok üzerinde konuştuğumuz, çok üzerinde çalıştığımız meselelerden bir tanesi. Biz Fatih Projesi'ni başlattığımız gün Sayın Başbakan iki hususun çok önemli olduğunu söyledi, birincisi, İngilizce öğreniminin bu neslin yetişmesindeki anlamı, diğeri de okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması. Hem teknolojik donanım olarak hem diğer altyapı hizmetleri olarak eğitimde kaliteyi yakalamak, dünya ile rekabet edebilecek insan gücünü yetiştirmenin yegane rolü. Dünya ile entegre olabilmenin yollarından en önemlisi artık İngilizce dilinin öğrenilmesi ve öğretilmesidir. Yani biz bugün en az bir yabancı dil bilen, İngilizce'yi iyi düzeyde olmasa dahi kendini ifade edebilecek düzeyde konuşma becerilerine sahip olarak çocuklarımızı gençlerimizi yetiştirmek zorundayız. Bu proje, aslında yabancı dil öğreniminde yepyeni bir soluk getirecek.'” açıklamasını yaptı.
“‘HOW OLD ARE YOU?’ DİYEMİYORLAR”
Sonrasında ise “öğrencilerimize İngilizce öğretemiyoruz" itiraflarına bir yenisi daha eklendi. Yeni Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, "Çocuklara okullarda 4. sınıftan başlayarak, üniversiteye gelene kadar 10 yıla yakın İngilizce öğretiyoruz. Ama tek cümle bilmeden mezun ediyoruz. ‘How old are you?’ diyemiyorlar" dedi.
Ömer Dinçer’den sonra bakan koltuğuna oturan Nabi Avcı, “Tamam İngilizce konusunda çok başarısızız. Fakat yabancı dil eğitimi konusunda Türk maarifinin çok başarılı olduğu bir alan var. Biz bütün, Kürt çocuklarına Türkçeyi çok güzel öğretiyoruz. Şakır şakır... HDP milletvekillerinden yola çıkarak ölçün. Öğretmeye kalkmadığımız için öğretiyoruz. Yani onları zorla bir Türkçe eğitimine alıp, onlara Türkçe gramer öğretmeye kalkmadığımız için onlar okullarda, teneffüste oynarken, güreşirken, şakalaşırken Türkçeyi de öğreniyorlar. Bir yabancı dil böyle öğrenilir” şeklinde tarihi bir açıklama yaptı!
TEOG’un kaldırıldığını bir taksi durağında öğrenen Bakan İsmet Yılmaz ise, “Beşinci sınıflarda hazırlık mahiyetini kazanır şekilde İngilizce'nin ağırlık seviyesini arttıracaklarını" belirterek, "Muhakkak İngilizce ağırlıklı ama sadece İngilizce ile değil, başka yabancı dillerin de olması Türkiye'yi açar. Bizim Afrika'ya da Uzak Doğu'ya da açılmamız lazım." dedi.
Eğitimci Bakan Ziya Selçuk ise "Yabancı dil konusu çok boyutlu bir mesele. Öğretmen niteliği, müfredat meselesi, çocukların dile maruz kalma ortamlarının çeşitlendirilmesi gibi birçok bağlamsal faktör var. Sorun tek tip yaklaşımla çözülemez. Biz genel olarak tek tip yaklaşımdan kaçınıyoruz. Kimin neye ihtiyacı var? Bazı gruplar için yabancı dil seçmeli olabilir, neden zorunlu oluyor? Belirli bir kesimde hazırlık sınıfı olabilir ama bütün Türkiye'de olabilir. Belirli sınıflarda süre çok artacak ama belirli sınıflarda azalacak. Dersleri toplayıp yoğunlaştırılmış bir dönemde verebilir miyiz? Bu konuyla ilgili senaryolarımız var" şeklinde ortaya karışık bir açıklama yaptı.
Erkan Mumcu, Milli Eğitim Bakanlığı koltuğuna oturduğu günlerde “Eğitimde fırsat eşitliği kesinlikle yok” demişti.
20 YILDA BİR ARPA BOYU YOL ALINMAMIŞ
Mahmut Özer ise Bakanlık koltuğuna oturmasının hemen arkasından “Eğitimde fırsat eşitliği” teması ile Milli Eğitim Şurasını topladı.
Gördüğünüz gibi 20 yıllık AKP iktidarında tüm Milli Eğitim Bakanları dil eğitimi ile ilgili önemli sorunlar olduğunu tespit etmiş. Ancak 20 yılda bir arpa boyu yol alınmamış. Fırsat eşitliği dahil hiçbir sorun çözülememiş ve yeni sorun alanları oluşturulmuş.
Ali TAŞTAN