MEB'de 76. maddeden şube müdürü atamasına tepki!
BASIN AÇIKLAMASI
Milli Eğitim Bakanlığına bağlı idari kadrolarda sınavla atama yapılan, dolayısıyla liyakat aranan tek kadro Şube Müdürlüğüdür. Şube Müdürlüğü diğer kadrolardan istisna tutularak Milli Eğitim Bakanlığı Görevde Yükselme Yönetmeliği 5.maddesine göre şartlara bağlanmış ve sınav esasına göre atanma şartı getirilmiştir.
Milli Eğitim Bakanlığında sınavsız olarak genel müdür, daire başkanı, il milli eğitim müdürü, ilçe milli eğitim müdürü, il milli eğitim müdür yardımcısı olunabilir; ancak şube müdürü olmak için sınav zorunludur. Fakat son zamanlarda bu kuralın görmezden gelinip, şube müdürlüğü kadrolarına Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 76. Maddesi yoluyla atamalar yapıldığına şahit olmaktayız. Maalesef ki; bu kural tanımaz atamalardan biri de ilimizde yaşanmıştır.
Kilis İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Şube Müdürlüğü kadrosuna tamamen keyfi bir uygulama olarak, liyakat ve teamüllerden uzak bir atama gerçekleştirilmiştir. Sınav puanı bulunmayan bir kişi Şube Müdürlüğü kadrosuna atanmıştır.
Eğitimi toplumun en önemli dinamiği olarak görüp, en kritik kadrolara bu şekilde atama yapmak düğmeyi yanlış ilikleyerek başlamak gibidir. Hukuk devletinde kuralsızlığı ve yöneticilerin keyfiyetini meşru olarak görmeye başlarsak, eğitim kadrolarını kuralsızlığın öznesi haline getirirsek, eğitime yönelik umut vaat eden hiçbir cümlenin sonunu getiremeyiz.
Bizler geleceğe umutla bakmak isteyen, eğitimi bu toplumun en önemli ve en özenli yaklaşılması gereken alanı olarak gören eğitim çalışanlarıyız. Bizim görevimiz sadece dersleri değil; doğrulukları ve iyilikleri de gelecek nesle aktarmaktır. Bizler, herhangi bir yanlışın bir parçası olursak veya bir yanlışlığa duyarsız kalırsak bizi izleyen öğrencilerimize ve topluma karşı en büyük sorumsuzluğu yaparız. Eğitimciler topluma doğruluk yolunda yol gösterecek ışık olmalıdır.
Ortada apaçık bir yanlışlık, bir adaletsizlik bulunmaktadır. Bu atamalarla; dişiyle tırnağıyla tüm eğitim kademelerinde görev yapmış, kariyerini hak etmiş, sınavı kazanmış ve/veya kazanacak olan kişilerin önü kapatılmaktadır. Bu tarz atamalar, idealist eğitim çalışanlarını meslekten soğutmaktadır. “Zaten gayret göstersem de arkamda birileri olmadan başarıya ulaşamam” duygusu oluşturmaktadır. İnsanlara liyakat yoluyla değil, kural ve etik dışı yönlerle yükselmeyi öğretmektedir. Buna hiç kimsenin hakkı yoktur. Eğitim camiamız içinde işini layıkıyla yapacak olan donanımlı ve bir o kadar da özverili kişiler fazlasıyla bulunmaktadır.
Haksızlığın bir diğer boyutu da mevcut şube müdürlerinin hakları ile ilgilidir. Sınavı kazanmış, atanmış ve yıllarca emek vermiş şube müdürlerinin rotasyon sebebiyle atanacağı kadrolar da bu şekildeki atamalarla doldurulmaktadır. Deneyimli şube müdürleri de atanacakları görev yeri anlamında seçeneksiz bırakılmaktadır. Bu durum da ayrıca rahatsızlık oluşturmuştur.
Yasanın idareye verdiği takdir yetkisinin (76.madde) keyfi ve mutlak olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlı bulunduğu ve ancak bu amaçlar doğrultusunda kullanılabileceği idare hukukunun bilinen ilkelerindendir. Bu ve benzeri atamaların, liyakat üzerine kurulu olan bir kadroya liyakatsiz atamalar yapmanın kamu yararı içermediğini düşünüyoruz. Bu konuda tüm yasal süreçlerin başvurucusu ve takipçisi olacağız.
Bu konuyla ilgili ilimizde faaliyet gösteren tüm kamu eğitim sendikalarına çağrıda bulunulmuştur ve Eğitim Gücü Sen, Eğitim İş ve Eğitim Sen il temsilcileri katılım göstermiştir.
Değerli kamuoyunun ve eğitim camiasının bilgisine sunarız.