MEB Yeni Eğitim Müfettişi Bulamıyor! Şube Müdürü de Bulamayabilir!
Sistemdeki düzelmenin rehberlik ekseninde sürecin kontrolü, neyin nasıl yapılacağı yönünde yaşanmış doğru modeller irdelendiğinde yaradılışın ana ekseni denetimdir denebilir…
Bu temel öngörüye dayalı değerlendirdiğimizde; istikbalin teminatı olan bir neslin inşa sürecinde “DENETİM” sisteminin iş yoğunluğuna dayalı nicel ve nitel yeterliliği ve etkililiğinin, yarınımız ve bekamız açısından büyük bir önem arz ettiğini düşünüyoruz.
WhatsApp Grubumuz İçin TIKLAYINIZ
Bu öngörü dahilinde, Milli Eğitim Bakanlığımız mevcut denetim yapılanmamızın, nicel ve nitel yeterliliği ve etkililiğine dönük kaygılarımız var…
MEB’in önümüzdeki hafta meclis gündemine gelecek torba yasaya çalışmaları tamamlanmış; Eğitim Müfettişlerinin ve Şube Müdürlerinin özlük hakları ile ilgili maddeleri de sunması bekleniyor… Ciddi bir iyileşme yapılmadığı takdirde, eğitim müfettişi talebinde yaşanan azalmanın, MEB yönetim kademesinde şube müdürlüğü için de yaşanacağını düşündürüyor…
Jose Ortega Y Gasset, Kitlelerin İsyanı adlı eserinde ‘kitleyi’ özel nitelik kazanmamış, vasat kişiyi ifade için kullanır. Toplumda/toplulukta bireyler nitelikleriyle bir piramit oluştururlar. Beceri, zeka, çalışkanlık, uyum, göreve bağlılık, kendini geliştirebilme, yenileyebilme, çağın gereklerine uygun performans …gibi vasıflar, aranan özellikler olsa da insan kaynağının bütünü göz önünde bulundurulduğunda, vasat altı, vasat ve özel niteliklere haiz bireyler sayıları itibarıyla bir piramidi andırır. Seçkin personel sayı itibarıyla piramidin zirvesini oluştururken vasat ve vasat altı piramidin ortasını ve altını oluşturur.
MEB ihtiyaç duyduğu elit ekibini, kariyer basamaklarından geçirerek seçmeye çalışır. Bu bütün teşkilatlarda/örgütlerde aynıdır. Her resmi kurum en seçkin elemanını tespit edip kurumsal yapısının zirvesine konumlandırır. Aksi durum piramidi tek bir köşesi üzerinde ayakta tutmaya benzer.
MEB personel kaynağını ihtiyacına binaen zaman zaman sınavlardan geçirerek istediği vasıflara sahip memurlarını yönetici ya da denetim elemanı olarak görevlendirir. MEB’de Eğitim Müfettişi olmak isteyen bir öğretmen önce yarışma sınavına girer, sınavı kazanırsa üç yıl yardımcılık sürecinden geçer, üç yılın sonunda bu defa yeterlilik sınavına girer ve Eğitim Müfettişi olmaya hak kazanır. Eğitim Müfettişi ya da Şube Müdürü olan personeli bu defa iş yoğunluğu, büyük idari ve adli sorumluluk, hatta işin konusuna göre can güvenliği riski gibi zorluklar bekler...
Geçmişte MEB seçkin personelini, özlük hakları, toplumsal statü gibi pekiştireçlerle desteklerken; tam da Kitlelerin İsyanı’nda olduğu gibi özellikle öğretmen sendikalarının sayısal çoğunluğuyla bu yapıyı alt üst etmiş durumdadır. Geçmişte bir öğretmenin iki, iki buçuk katı maaş alan Eğitim Müfettişi bugün maalesef denetimini yaptığı personelin karşısında ezik durumdadır. Bir başöğretmen 25.000TL maaş alırken 40 yıllık bir Eğitim Müfettişi 18.000TL maaş almaktadır. Hatta okul müdürüyken 25000TL geliri olan bir personel Müfettiş Yardımcılığı sürecinde maaşının 15.000TL’ye düştüğünü görmektedir.
En son 2009’da Eğitim müfettişi alımı yapan MEB 2022 yılında 750 Eğitim Müfettişi alımı için ilana çıkmış, yarışma ve mülakat sınavları sonrası 240 müfettiş yardımcısı bulabilmiştir. 2023’te de tekrar müfettiş yardımcısı alımı için ilana çıkılmış ancak aklı başında hiçbir öğretmenin istemeyeceği bir konuma gelinmiştir.
Yarın çok geç olmadan; MEB’in önümüzdeki hafta TBMM Gündemine gelecek torba Yasa kapsamına Eğitim Müfettişleri/Şube Müdürlerinin özlük hakları maddelerini de eklemesi gerektiğini;
MEB’in 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Seçimi arifesinde acilen “Eğitim Müfettişleri” başta olmak üzere, MEB yönetim sürecinde etkin olan ““Eğitim Müfettişleri” -Şube Müdürleri” ile ilgili gerekli özlük hakları iyileştirmelerinin Meclis Gündemine getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Metin AKGÜN
Eğitim Bilim Uzmanı
Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı