Sayın Ziya Selçuk bey göreve başlamasıyla pozitif anlamda esen baş döndürücü bir rüzgar var.Bu rüzgar öyle etkili ki ; kimisi hazmedemeyip bakan beye ayak oyunları kurmaya kalktı, kimisi ömür biçip kaç vakte kadar gideceği konusunda bahis oynamaya başladı , kimisi şakşakçılığını yaparak yanlış yönlendirmeler içine girdi , kimisi de aba altından sopa gösterdi…
Hiç azımsanmayacak sayıda gören gözler ise kendisinin ne yapmak istediğinin farkında olarak umutlandı yıllar sonra ilk kez…Ben de bu umutlanan kişilerdenim.Belki bakan bey, somut olarak ortaya koydukları ile söylemlerindeki hıza erişemiyor ama ağır da olsa bir bir neşter vurmaya başladı…
Son yapılan yönetici görevlendirme yönetmeliğindeki değişiklik ile bana kalırsa neşter eksik vurulmuş durumdadır.Daha fazlasını vaat etmişti oysa ki bakan ama bu konuda açık ve net şekilde başarısız oldu ya da başarısızlığı zaman kazanmak adına satın aldı ! diyebiliriz.
2014 yılındaki yönetici atamalarının nasıl yapıldığı malumunuz ,artık bu konuya girmeyeceğim…O tarihte idareci olanların en az yarısı bakan beyin tanımladığı okul idareciliğinin yanından bile geçemez.Bu vahim tablo ortada iken bir de bu sene “Yeniden Görevlendirme “ adı altında hemen hemen hepsinin görev süresi uzatıldı…
Vah ki vah…
“Bizden ama bizden farklı nesiller” yetiştirmek adına , eğitim lideri olarak isimlendirilen okul idarecilerinin neredeyse hiçbir kıstas aranmadan atanması, birkaç kişinin iki dudağı arasından atamalarının tayin edilmesi, kula kulluk edilen bir dönemin ortaya çıkmasına sebep oldu.
Tabi şunu da belirtmezsek haksızlık yapmış oluruz.Bu şekilde görevlendirilen yöneticiler içerisinde çok kaliteli ,vizyon sahibi ve aldığı görevi hakkıyla yerine getirebilenlere de ciddi haksızlık yapılmış oldu.Bu tarz yöneticiler de zan altında kalmış oldu.Sınav yapılsaydı da ya da farklı bir değerlendirme ölçeği konup o şekilde yönetici ataması yapılsaydı da bu arkadaşlarımız yine başarılı olurlardı.Ama gelin görün ki öyle bir sistem ortaya kondu ki amaçlananla varılan nokta arasında dağlar kadar fark oluştu.Ve gerçekten liyakat sahibi olan arkadaşlar da bu durumdan , bu şekilde zan altında kalmaktan oldukça rahatsız durumdalar…
Bu seneye gelecek olursak ; temmuz ayı sonunda yapılan yönetici atama mülakatlarında yazılı sınavdan alınan puanların aynen verilmesi yönünde talimat geldiği söylentisi her yerde konuşulmaktadır.Ve az sayıda kişi dışında herkese yazılı puanına paralel sözlü puanlar verildi.Belki bu durum kötünün iyisi olarak nitelendirilebilir .Ama bir bakıma bu da haksız bir uygulamadır.Objektif olarak yapılan bir mülakatta; yazılı sınavdan düşük puan alan ama mülakatta yüksek puan alması gereken kişinin zararına bir durum oluşmuş olacak,yine yazılıda yeterli puanı alıp ama mülakatta çok az puan alması gereken birini de koruma altına almış olacaksınız! Bu konu daha çok su götürür…
PEKİ OLMASI GEREKEN NE ?
Olması gereken ;
Tüm herkesin sınava alınmasıdır çözüm…
(Yazılı sınav % 60 ) + (Meslek yılı +2019 sonrası Başarı belgeleri %20) + (sözlü sınav %20)
*Başarı belgesi verilme kriterleri de objektif bir şekilde belirleneceğini varsayıyorum.
--Müdür yardımcıları için mülakat yapılmayabilir, neticede bir okulun vitrini öncelikle okul müdürüdür.Müdür için tabî ki objektif bir mülakat kesinlikle olmalıdır.Çünkü çok iyi çalışıp yazılı sınavdan yüksek puan elde edip, iki doğru cümle arka arkaya kuramayan, ya da kendini ifade etmekte sıkıntı yaşayan , iletişim becerisi çok zayıf pek çok kişi çıkacaktır.Bu arkadaşların en fazla müdür yardımcılığı yapması gerekir.
--Mülakatı objektif hale getirmek çok kolay yeter ki işi ehline vermek önceliğimiz olsun !
Her şeye rağmen sayın bakana olan güvenim kimi zaman sarsılsa da devam etmektedir.Düzeltirse sayın ZİYA SELÇUK düzeltir…Sayın Cumhurbaşkanı da kendisini görülmemiş bir destek ile göreve getirdi ,artık top sayın bakanda…
Saygılarımla…