Bu nizamnamenin 143. maddesinde, Vilayet Maarif Meclislerinin kurulacağı ve bu meclisin başkanlığını maarif müdürünün yürüteceği ifade edilmişti.
Vilayetlerde ve liva merkezlerinde maarif meclislerinin oluşması ile ilgili konuda maarif nezaretinden hükümete, 1881 tarihinde bir tezkere takdim edilmiştir. Vilayetlerin bazılarında bu tarihte maarif meclisi bulunmaktaydı. Fakat bunlar çoğunlukla fahri olup, maarif nezareti tarafından seçilip görevlendirilmemişler ve maarife ait işleri bu meclisler düzenli bir şekilde yürütememişlerdi.
Yine Maarif-i Umumiye Nizamnamesi, vilayet maarif meclislerinin mahalli yürütme organı olacağını öngörüyordu. Nizamnameye göre her vilayetin bir maarif müdürü olacak, bu kişi aynı zamanda maarif meclisinin de başkanı olacaktı. Maarif meclisindeki iki başkan yardımcısından biri; dört denetçiden ikisi gayrımüslim olacaktı. Ayrıca en az dört en çok on aza, sekreter, muhasebeci ve kasadar yer alacaktı.
Vilayet maarif meclislerinin görev ve sorumlulukları arasında, nezaretin aldığı karar ve emirlerin yerel düzeyde yürürlüğe konması, nizamname hükümlerinin gerçekleştirilmesi, yerel bağışların toplanması ve devletin tahsis ettiği ödeneklerin yönetilmesi gibi konular yer almaktaydı. Bu görev ve sorumlulukların yanısıra, yerel okullar, kütüphaneler, matbaalar ve benzeri kültürel kurumlar maarif meclislerince denetim altında tutulacaktı. Ayrıca vilayetin eğitim durumunu ve eğitim sorunlarını içeren yıllık rapor hazırlama görevi de olacaktı.
Vilayet maarif meclislerinin en önemli işlevlerinden biri bütçesi yetersiz olan maarif nezaretinin mali yükünü hafifletmek için yerel eşrafı, eğitim sisteminin mali açıdan desteklemesini sağlamak için çaba sarfetmekti.
Vilayet maarif meclislerinin gelişimine bakıldığında 1881 yılından öncekilerin merkezi bir inisiyatifle değil, vilayetlerin gücüyle orantılı olduğu görülür. Bu tarihten önce Ankara, Aydın, Erzurum, Elazığ, Manastır, Selanik ve Kastamonu’da vilayet maarif meclislerinin kurulmuş olduğu görülürken; sonrasında Diyarbakır, Sivas, Van, Edirne, Suriye ve Yanya’da da kurulmuştur.
İlerleyen yıllarda eğitimin ilçe çapında yaygınlaşması için maarif encümenleri (komisyonları) kurulma yoluna gidilmiştir.
Bu anlamda Osmanlı Devleti bünyesinde gerçekleşen modernleşme sürecinde eğitim alanında gerek merkezde gerekse taşrada maarifin kurumsal bir şekilde idaresi için gerekli alt yapı tesis edilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla vilayet merkezlerinde maarif meclisleri kurulmuş ve maarif müdürleri bu meclislerin başına getirilmiştir. Maarif Müdürleri vilayet merkezlerinde eğitimin yaygınlaşması ve gelişmesi bakımından önemli vazifeler yürütmüşlerdir. Maarif müdürlüklerinin yalnız vilayetlerde değil, sancaklarda da tesis edildiği anlaşılmaktadır. Maarif müdürlerinin önemli bir kısmının darülmuallimin-i aliye mezunu olduğu tespit edilmiştir. Eğitim yönetiminin vilayet ve sancaklarda yürütülmesi görevinin, yine günümüz eğitim fakültelerinin muadili olan kurumlardan mezun olanlara verildiği anlaşılmaktadır. Bunun yanı sıra mülkiye ve hukuk mezunlarından, vilayet maarif müdürlüğünde görev yapanların olduğu görülmektedir.
Vilayet maarif meclisleri Osmanlı Devleti’nin sona erdiği ve cumhuriyet yönetimine geçildiği yıl olan 1923’e kadar görevlerini sürdürmüş, bu tarihten sonra da Maarif Vekilliği bünyesine adapte olmuştur.
Kaynaklar
Selçuk Akşin Somel. Osmanlı’da Eğitimin Modernleşmesi.
Seyit Taşer. OSMANLI DEVLETİ VİLAYETLERİ VE SANCAKLARI MAARİF MÜDÜRLÜKLERİ VE MÜDÜRLERİ .
Vilayet Maarif Meclislerinin Kurulması
Osmanlı Devleti’nde eğitimin modernleşmesi sürecinde 1869 yılında yürürlüğe giren Maarif-i Umumiye Nizarnnamesinin önemi büyüktür