MEZUN SAYISI ÇIĞ GİBİ BÜYÜRKEN YENİ BÖLÜMLERİN AÇILMASI DAHA BÜYÜK SORUNLARA YOL AÇMAKTADIR
Herkesin bildiği üzere bir atama dönemine daha girmiş bulunmaktayız. Kimi meslektaşımız atamanın verdiği mutluluk ile sevinecek iken kimi meslektaşımız ise ne yazık ki emeklerinin boşa gitmesi nedeniyle bir kez daha üzülecek. Lakin belirtilmesi gereken önemli bir husus vardır ki o da: üniversitelerde sürekli açılmaya devam eden bölümler nedeniyle mezun sayısının sürekli arttığı gerçeğidir.
Biz, Coğrafya müfredatının ve MEB personelimizin sorunlarını dile getirirken gördük ki, güvencesiz öğretmenlerimizin sayısı her sene kadrolu öğretmenleri kuşatarak büyümektedir. Hatta atanamayan meslektaşlarımızı da hesaba katınca durum daha da vahim olmaktadır. Eğitim fakültelerinden, fen-edebiyat fakültelerinden mezun genç işsiz öğretmenlerimizin sayısı her sene artmakta buna rağmen her sene sınırlı atamalara bağlanan öğretmen umutları ise atanamayan meslektaşlarımız için hayati bir durum arz eder olmuştur. Her sene KPSS’ye girip atanamayan öğretmen sayısı ise çığ gibi yükselmektedir. Bir yanda çalışan öğretmenin emeği değersizleştirilirken öte yandan da işsiz öğretmen kuşatması arttırılmaktadır. Özel sektörde çalışan öğretmenlerin ise işsiz öğretmen baskısı nedeniyle hakları gasp edilmekte, “Dışarıda bir çok kişi işsiz” denerek emekleri değersizleştirilmekte ve iş güvenceleri ihlal edilmektedir. Kendilerine güvencesiz de olsa çalışabilmeyi “şans” olarak kabul eden öğretmenlerimiz, özel sektörde de farklı sorunlar ile karşı karşıya bırakılmaktadır.
ATAMA SAYISI ARTIRILMALI, ÜNİVERSİTE KONTENJANLARI AZALTILMALI
Mezunlar çoğalmakta ve buna bağlı olarak işsiz öğretmen sayısı her geçen yıl adeta binleri bulan sayılarla artmaya devam etmektedir. Atama sayısı oldukça yetersiz iken üstüne bir de sürekli yeni mezun sayısı eklenince süreç içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. Atama talebine ilişkin sayıyı yükseltmek MEB’in önünde duran acil bir sorundur. Ancak bununla birlikte üniversitelerde kontenjanların azaltılması ve yeni bölümler açılmaması gerektiği hususu da gözler önündeyken YÖK de bu konuda adım atmalıdır.
COĞRAFYA BÖLÜMÜNDEN HER YIL MEZUN OLACAK 5 BİN MEZUN NE İŞ YAPACAKTIR?
Yeni açılan bölümlerle birlikte 2015 yılında 1354’ü birinci öğretim 872’si ikinci öğretim ve 50’si özel öğrenci olmak üzere 24 üniversiteden toplam 2.276 kişi mezun olurken 2017 yılı itibarıyla alınacak öğrenci sayısı ise şu şekildedir: 2390’ü birinci öğretim, 925’i ikinci öğretim olmak üzere 3315 Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya bölümlerine, 1300 İstanbul Üniversitesi Açıköğretim Coğrafya Bölümü’ne, 140 öğrenci de Eğitim Fakülteleri’ne alınacaktır. Bu durum eğitim politikalarımızında ne kadar çarpık olduğunu göstermeye yetmektedir. Nitekim 2021 yılında tüm bu öğrencilerin başarılı olması durumunda, 140 öğrenci Eğitim Fakültesinden, 3315 öğrenci Fen-Edebiyat Fakültesinden, 1300 öğrenci de İstanbul Üniversitesi Açıköğretim Coğrafya bölümünden mezun olacaktır. Yani toplam mezun sayısı 4.755 kişidir. Peki atama sayısı kaç derseniz, ortalama 300 civarı...
KONTENJAN ARTIRILIRKEN MEZUNLAR NE İŞ YAPACAK DİYE DE DÜŞÜNMEK GEREKİR
7 Eğitim Fakültesi, 38 Coğrafya Bölümü, 14 adet ikinci öğretim ve 1 uzaktan eğitim böümü öğrenci sayılarını topladığımızda bu tablo her yıl 5 bin mezun demektir. Tabi bu rakam şimdilik 5 bin. Seneye yeni bölümler açılırsa 6-7 bine doğru rakam artacaktır. Malum bir de mevcut bölümler 40’dan 50’ye, 50’den 80’e sürekli kontenjan artırımına gitmektedir. Daha önceden bekleyen mezunları saymıyorum bile.
“COĞRAFYACI” UNVANI HÂLÂ BELİRSİZLİĞİNİ KORUMAKTADIR
Bu kadar mezun meslektaşımız ne iş yapacaktır diye bir planlama şart elbette. Genç Coğrafyacı meslektaşlarımızın başka bir iş bulamaması, yeteri kadar Milli Eğitimde kadro açılmadığı için atanamayacakları da düşünüldüğünde ne iş yapacakları meçhul bir durum arz eder olmuştur. Kısmen çözüm: Coğrafyacı kadrosu açmaktır. Karayolları, MTA, Meteoroloji, DPT, vb. devlet kurumları coğrafyacı alımı yapmıyor. Çünkü bu kadroyu tanımıyor. Lakin, gelişmiş ülkelere baktığımızda bu kurumlarda ve hatta belediyelerde coğrafyacı çalıştırma zorunluluğu vardır. Bizde de bu uygulamaya gidilmeli ve coğrafya bölümü mezunlarına öğretmenlik dışında alternatif iş imkanları sunulmalıdır. Zira gelişmiş ülkelerde Coğrafya bölümü mezunu bir kişi, coğrafyacı olmakta ve araştırmacı coğrafyacı olarak çeşitli kurumlarda çalışabilmektedir. İşte o kurumlar; İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, TÜBİTAK’da, Türkiye İstatistik Kurumu’nda, Maden Tetkik ve Arama Kurumunda , Karayolları, DSİ vb... Tüm bu teşkilatların ve Genel Müdürlüklerin taşra teşkilatları dahil İl Araştırma Planlama ve Koordinasyon Müdürlüklerinde ve Belediyelerde görev alabilirler.
Konuyla ilgili olarak üniversite kontenjanları azaltılıp coğrafyacı kadrosunun açılması kısmi bir çözüm olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle soruna ivedi bir çözüm bulunmasını temenni ederim. Saygılarımla.