Trafik kazaları toplumsal sorunlarımızın başında geliyor. Can ve mal kayıpları tahammül edilmez boyutlarda. Her bayramda haber bültenlerinin baş haberinde kaza bilançolarını görüyoruz. Trafik kurallarına uyan, eğitimli bir toplum oluşturduğumuzda trafik canavarını yeneceğimizi düşünüyorum.
Tabi her işin başı eğitim. Bu yazımda trafik kazalarında eğitim eksikliğinden ziyade sürücülerin psikolojik durumlarının kazalara etkilerinden bahsedeceğim. Sayısal verilerle fikirlerimi temellendireceğim. Emniyet Genel Müdürlüğünün http://www.trafik.gov.tr/SiteAssets/istatistik/2017s.pdf adresinden yayımladığı 2017 raporunda kaza nedenleri, türleri, toplam sayıları konularında pek çok istatistik verilmiş.
Trafik kazalarının nedenlerine bakalım. Trafik kazalarının başlıca sebeplerinin yüzde 88,7’sini sürücüler, yüzde 9’unu yayalar, yüzde 1’ini yol şartları ve yüzde 0,4’ünü yolcu kusurları oluşturuyor. Sayısal veriler gösteriyor ki ruhen ve bedenen dengeli sürücülerin varlığı trafik kazalarından korunmada en önemli etkendir.
Trafik kazalarının ekonomik boyutunu irdeleyelim. Trafik kazaları ekonomik olarak büyük felaketlere sebep oluyor. Tazminat cezaları, tedavi masrafları, maddi hasarla birlikte gelen tamir ve değer kayıpları yıllarca yapılan birikimleri alıp götürüyor.
Her şey para değil… Trafik kazalarının kazazedeleri içine soktuğu travmalar, stres bozuklukları ve şoklar trafik kazalarının psikolojik yıkımları olarak sıralanabilir. En büyük zenginlik, sağlıktır. Trafik kazaları nedeniyle her yıl otuz binin üzerinde insanımız hayatına engelli olarak devam etmek zorunda kalıyor.
Sürücü psikolojisini etkileyen bazı faktörlere de değinelim. Yorgunluk, sürücülerin ruhsal yapısını etkileyen en önemli unsurların başında gelir. Uykusuzluk, ense ağrısı, gözleri odaklayamama, esneme vb. belirtiler yorgunluk alametleridir. Uykusuz ve yorgun şoförler duygu durumlarını kontrol edemez daha sabırsız ve öfkeli olurlar. Şoförlerinin 24 saat içinde; toplam olarak 9 saatten ve devamlı olarak 4,5 saatten fazla araç sürmeleri kaza yapma riskini yükseltecektir.
Araç kullanmadan önce kullandığınız bir ilaç varsa yan etkilerine mutlaka bakılmalı. Ağrı kesiciler, tansiyon ve sakinleştirici gibi ilaçlar sürücü psikolojisini etkiliyor. Alkollü araç kullanmak ise başlı başına kaza nedenidir. Şoförlerin yola konsantre olmasını engelleyecek türde yüksek sesle müzik dinlemeleri de kaza riskini arttırıyor.
Motorlu taşıt sürücüleri direksiyon başına geçmeden önce psikolojik olarak araç kullanmaya hazır olması gerekir. Gergin, aceleci, yorgun, sinirli bir kafa yapısıyla şoförlüğe koyulmak kazalara davetiye çıkarmaktır. Sürücüler, demokratik tutum ve düşüncelere sahip olmalı; insan haklarına ve diğer canlılara saygı duymalıdır. Çevresiyle, kendisiyle barışık, huzurlu bir sürücünün araç kullanırken kaza yapma riski düşük olacaktır. Esen kalın…