Size Tarım Bakanlığı’ndan “örnek model olarak seçtiğim” 3 personelden kısaca bahsetmek istiyorum.
İlki 50 yaş civarı, bir taşra üniversitesinde “Su Ürünleri Mühendisliği” okumuş. Sonra bu sözde “su ürünleri mühendisi” bazı “çakma” eğitimlerle “dış ticaret” alanında kendi kendini “uzman” ilan ediyor. Bununla da yetinmiyor, “gıda enflasyonunu düşüreceğim” gazıyla bir dönem “koordinatör” bile oluyor (netice hüsran tabi sormanıza gerek yok).
Diğeri 50 yaşa yakın, “Tarım Makinaları” mezunu, ancak ilginç bir şekilde yıllardır Bakanlığın “Tarım Ekonomisi” ile ilgili birimlerinde çalışıyor. Kendi kendini “alaylı tarım ekonomisti” ilan etmiş.
3. ve son bahsedeceğim personel… 50 yaş üstü… Emekliliği çoktan gelmiş. “Zootekni” bölümünde lisans yapmış. Bu arkadaşımız “eğitimli” ama hakkını yemeyelim. Tarım Ekonomisi alanında “Doktora” yapmış. Yalnız ilginç bir şekilde doktora yapmış olmasına rağmen “İngilizce” veya herhangi bir yabancı dil bilmemektedir (şaka değil gerçek). “Tarım Politikaları” konusunda kendisi pek söz sahibidir. Emekliliği gelmiş, bir de güya “doktora” yapmış diye kimse kendisine ilişmemekte, kendisine bir iş verilmemektedir.
Şimdi ben bu var olan (ya da var olmayan) bu üç personeli niye anlattım?
Bildiniz.
Elbette ki Tarım Bakanlığı’nın “personel kalitesini” göstermek için.
Su Ürünleri Mühendisinden sözüm ona “dış ticaret uzmanı”,
Tarım Makinaları mezunundan “Tarım Ekonomisti”
Zootekni mezunundan “Tarım Politikacısı” çıkıyorsa…
Üstelik bu sözünü ettiğim var olan (ya da var olmayan) personel, şimdi ismini vermeyeceğim Bakanlığın çok “stratejik” bir biriminde çalışıyorsa…
Yok, canım olmaz öyle şey, daha neler?
Olmaz değil mi?
Varın gerisini siz düşünün artık…
Diyeceğim o ki; herkes bilimsel olarak eğitimini aldığı alanda çalışmalıdır. Yok, ben başka alanda çalışacağım diyorsan, kusura bakma gidip o alanda da “diploma” almak zorundasın. Kuyruğu yanmış kedi gibi daldan dala zıplamak isteyenlere müsaade edilmemelidir.
Saygılarımla…