Sosyal ve duygusal beceriler, bireylerin yaşantısında sosyal hayata uyum sağlaması, duygularını anlayarak onları kontrol edebilmesi ve bu özelliklere dayalı olarak kendini ifade edebilmesi için gerekli özellikler olarak tanımlanmaktadır.
Eğitim sistemlerinde sosyal ve duygusal becerilerle birlikte bilişsel becerilerin eş zamanlı olarak geliştirilmesi amaçlanmaktadır.
Akademik başarı, öğrencilerin bilişsel becerilerinin ve öğrenme süreçlerinin en önemli göstergesi olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle sosyal ve duygusal beceriler ile akademik başarı arasındaki ilişkiler eğitimde önemli bir araştırma alanını oluşturmaktadır.
OECD Sosyal ve duygusal beceriler araştırması bulgularına göre sosyal ve duygusal becerilerin akademik başarı ile ilişkisine dair bulgular söz konusu ilişkilerin kısmen zayıf olduğunu ancak belirli sosyal ve duygusal becerilerin akademik başarıyla tutarlı şekilde ilişki gösterdiğini işaret etmektedir.
Merak ve sebat, neredeyse tüm katılımcı şehirlerde akademik başarı göstergeleriyle anlamlı ilişkiler göstermektedir. Bu bulgu, merak duygusu teşvik edilen ve öğrenmek için sebat eden öğrencilerin akademik başarılarının artmasının muhtemel olacağını göstermesi açısından önemlidir. Ayrıca aile ve öğretmen beklentilerinin bu başarıyı daha da yukarı taşıyabileceği görülmektedir. Güvenin de özellikle matematik başarısıyla tutarlı şekilde ilişkili olması, okullarda öğrencilerin akranlarına ve öğretmenlerine güven duymalarının önemine işaret etmektedir.
Bulgular bir arada değerlendirildiğinde eğitim süreçlerinin öğrencilerin ilgilerini artıran ve meraklarını güdüleyen şekilde yapılandırılmasının, öğrencilerin hata yapmaktan ve yargılanmaktan korkmadığı bir güven ortamının oluşturulmasının akademik başarıya katkı sağlayacağı ifade edilebilir. Sorumluluk, merak ve sebat becerilerinde daha yüksek puan alan öğrencilerin yükseköğretimi tamamlamaya yönelik beklentilerinin da yüksek olması, bu becerilerin yalnız mevcut akademik başarıyı değil uzun vadeli eğitim başarısına dair önemli göstergeler olduğunu işaret etmektedir. Öğrencilerin bilimsel temelli ya da yaratıcılığa dayalı mesleklere yönelik beklentileriyle ilişkili becerilerin farklılaşması, bu becerilere dair yapılacak değerlendirmelerin öğrencilerin tercihlerinde yol gösterici olabileceğini işaret etmektedir.
Dolayısıyla öğrencilerin sosyal ve duygusal becerilerine yönelik ayrıntılı değerlendirmeler, mesleki rehberlik hizmetlerinin etkinliğini artırmada da önemli katkılar sağlayabilir.
Kaynaklar
OECD Sosyal ve Duygusal Beceriler Araştırması Türkiye Ön Raporu-MEB