Rahmet ve mağfiretiyle gönüllerimizi Allah’a yaklaştıran, fazilet ve bereketiyle ruhlarımızı olgunlaştıran, orucu, teravihi, mukabelesi, iftarı, sahuru, Kadir gecesi, zekâtı, fıtır sadakaları (sadaka-i fıtır) ve diğer ibadetleriyle; bizleri Müslüman olduğumuzun şuuruna erdiren; mübarek bir Ramazan-ı Şerifi üzüntüyle geride bıraktık…
Bayramlar; insanî ve dinî güzelliklerin birlikte yaşandığı, toplumun bütün kesimlerinin birbirleriyle kaynaştığı, sevgi ve dayanışma günleridir. Bayramlara her yıl gelip geçen sıradan günler olarak bakmayız,
Bayramlar; insanlığın kendilerini yenileme fırsatı, günün koşuşturmaları sürecinde dalgalanan huzur iklimine giden yolun köprüleridir...
Gönüllerin sevinçle dolduğu, düne özlemli arayışların burukluğuyla, idrak ettiğimiz “BAYRAM”, mana derinliğinde anlaşılarak, idrakin derinliğinde de yaşanması gerektiği namütenahi günlerdir…
Dünü, özlemle aramak yerine, “RAMAZAN BAYRAMINI” yaşamanın mana derinliğine dayalı düşünürsek;
Bayram; Allah’a bağlı olan kalplerin oruç tutarak, kulluk emrini yerine getirmelerinin bir sevinç ifadesidir,
Maddi ve manevi ibadet (zekâtın, fıtır sadakasının ve diğer her tür yardımlaşmanın; Allah'’n emri olarak yerine getirilmesi,) sürecinde;
Bayram; Allah’a gerçek manâda kul olmanın verdiği samimiyet,
Bayram; Allah’tan başka bütün İlâhları reddederek; yalnız ve yalnız Allah’a inanmak ve yalnız ve yalnız Ona ibadet edebilmek,
Bayram; karşılaşılan tüm menfaatlere rağmen, helâle helâl; harama haram diyebilecek imanı taşımak,
Bayram; Allah’ın verdiği malı mülkü, yine Allah yolunda harcamasını bilmek,
Bayram; Kur’an’a sahip çıkmak ve hayatı onun kurallarına göre düzenlemek ve yaşadığı her ortamda Kur’an’ın havasını teneffüs edebilmek,
Bayram; Resulullah (s.a.v.)’ı sevmek kadar, onun düşündüğü gibi düşünmek ve onun yaşadığı gibi yaşayabilmek,
Bayram; dünyanın fitne mimarlarının dağılması ve tüm dünya insanlarının kendi inanç ve bağımsızlıklarıyla barış içinde huzurla yaşamaları,
Bayram; Müslümanların acı ve baskılarının bitip; yüzlerinin gülebileceği zamandır.
Bayram; imanla yaşamak, imanla ölmek ve Rabbinin huzuruna imanla çıkabilmektir.
Bayram; Allah için sevmek, Allah için sevilmek ve Allah için sevinmektir.
Cenab-ı Mevlâ’mız bu dilek ve temennilerimizdeki bayramları göstermesi duamızdır.
O Bayram ki; kırık kalpleri ve solgun yüzleri sevindirmektir.
O Bayram ki; büyüklerimizin hayır dualarını alıp, küçüklerimizi sevindirmektir.
Sıraladığımız hususiyetler dahilinde, bizi biz kılan değerlerin mana derinliğinde, bir bayram yaşanması dilek ve dualarımızla, şahsım ve Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu ve üyelerimiz adına, idrak ettiğimiz “Ramazan Bayramının” aziz milletimize ve tüm insanlığa, sağlık ve esenlik getirmesini, Doğu Türkistan’da, Filistin’de ve diğer coğrafyalarda devam eden zulmün son bulmasına, Türk-İslam coğrafyasının huzur ve selametine, insanlığın kurtuluş ve hidayetine vesile olsun diliyorum.